Vergide yeni dönem

Finans kurumları arasında haksız rekabete yol açan farklı uygulamaların ortadan kaldırılacağını dile getiren Ağbal, finansal piyasalarda faaliyet gösteren bütün kuruluşların, fonlama sistemi içinde aynı şekilde vergiye tabi tutulmamalarını sağlayacak düzenleme yaptıklarını söyledi.

Ağbal, faizsiz finans ürünlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik, birtakım uygulamalar üzerindeki ilave maliyetleri kaldırarak diğer kurumların kredi temininde vergiden kaynaklı fonlama maliyeti ne ise faizsiz finans kurumlarının da kredi temininde aynı şartları getireceklerini ifade etti.

Uluslararası yatırımların teşvik edilmesi hususunda da düzenleme yaptıklarını anlatan Ağbal, bulunduğu jeopolitik ortamın Türkiye’ye önemli bir imkan sağladığını kaydetti. Rekabet edilen ülkelerdeki vergi olanaklarının Türkiye’deki yatırımcılara da sağlanmasının önemine işaret eden Ağbal, buna ilişkin de düzenleme yapacaklarını bildirdi.

Vergisel araçlarla tasarruf oranlarının özendirilmesi ve üretken alanlara yönlendirilmesinin bir başka konu başlığı olduğunu belirten Ağbal, “Tasarruf oranlarının düşük olması bizim yapısal bir sorunumuz. Bu konuyla ilgili olarak da kapsamlı eylem planları yaptık. Hazırladığımız vergi tasarısında da tasarrufların özendirilmesini sağlayacak birtakım vergisel düzenlemeler yapacağız.” diye konuştu.

Ağbal, kamu gelirlerinin kalitesinin artırılmasına dair de tasarıda düzenleme yer alacağını ifade etti.

“SÖZLEŞMENİN TEK NÜSHASI ÜZERİNDEN DAMGA VERGİSİ ALACAĞIZ”

Tasarıda muhtasar beyanname ile sosyal güvenlik kurum bildirgelerinin birleştirilmesine ilişkin düzenlemeler de yer aldığını kaydeden Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özel sektör ve sivil toplum örgütleri bunu uzun süredir talep ediyordu. Gerek seçim beyannamemizde gerek hükümet programımızda iki beyannamenin birleştirileceğini ifade etmiştik. Bu konu ile ilgili 6 aylık bir süre öngörmüştük. Çok farklı mevzuatları var. Dolayısıyla mevzuat uyumlulaştırılması bakımından yapılması gereken birtakım yasal düzenlemeler var. İnşallah bununla ilgili düzenlemeleri koyacağız.”

Damga Vergisine ilişkin düzenlemeler hakkında da bilgi veren Ağbal, tasarıda özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile yaptıkları istişareler çerçevesinde söz konusu vergide işlem maliyetlerini aşağı çeken düzenleme yapacaklarını bildirdi.

Sözleşmelerin Damga Vergisine tabi olduğunu ve sözleşmede yazan tutar üzerinden nisbi oranlı vergi alındığını hatırlatan Ağbal, “Burada sözleşmenin her nüshasından ayrı ayrı vergi alınıyor. Artık tek nüsha üzerinden Damga Vergisi alacağız.” ifadelerini kullandı. Ağbal, düzenlemenin kayıt dışı ile mücadele ve gönüllü vergi uyumuna katkı sağlayacağını belirtti.

Azami tutardan vergi alınan sözleşmelerde sadece değerin artırılmasına ilişkin değişiklik yapılması halinde artan bedele ilişkin Damga Vergisi almayacaklarını dile getiren Ağbal, kamu ihalelerinin iptali halinde ödenen Damga Vergisinin iade edilmesine de olanak tanıyacaklarını söyledi.

“Teşvik belgeli yatırımlarda Damga Vergisi uygulamasını mükelleflerin lehine olmak üzere genişletiyoruz” diyen Ağbal, bu tip yatırımlarda özellikle gayri maddi hakların kiralanması ve satın alınması, sabit kıymet yatırımlarının imar ve inşası, teknik müşavirlik hizmetine ilişkin düzenlenen sözleşmelerde damga vergisini kaldıracaklarını bildirdi. Ağbal, “Dolayısıyla teşvik belgeli yatırımlarda, yatırım döneminde, bu hususlarda meydana gelebilecek ilave maliyetleri, yükleri yatırımcının üzerinden almayı planlıyoruz.” dedi.

“SANAYİ 4.0 İSE VERGİNİN DE 4.0 OLMASI LAZIM”

Yüksek ve orta-yüksek teknolojili sanayi sınıfında yer alan ürünlerin imalatına ilişkin düzenlenen kağıtların damga vergisini istisna ettiklerini belirten Ağbal, “Yani biz endüstri 4.0 diyoruz, bilgi toplumu diyoruz. O zaman bizim vergi kanunlarımızda ne yapılması lazım? Vergi 4.0 olması lazım. Sanayi 4.0 ise verginin de 4.0 olması lazım. Dolayısıyla yüksek ve orta-yüksek teknolojili sanayi sınıfında yer alan ürünlerin imalatına ilişkin Damga Vergisi ve harç uygulamalarını kaldırmak suretiyle burada bir inisiyatif almış oluyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

BÖLGESEL YÖNETİM MERKEZLERİ KURUMLAR VERGİSİNE TABİ OLMAYACAK

Uluslararası yatırımların cazip kılınması noktasında bölgesel yönetim merkezi kavramını vergi kanunlarına ilk defa soktuklarını bildiren Ağbal, Türkiye’nin coğrafi olarak ve ekonomik gelişmişlik seviyesi olarak, bölgesindeki diğer ülkelere kıyasla bölgesel yönetim merkezi olabilecek konumda bulunduğunu söyledi.

Ağbal, söz konusu düzenlemeye ilişkin olarak, “Uluslararası bir firma eğer gelir Türkiye’de bir yönetim merkezi kurarsa, gerek Türkiye’de gerekse bölgedeki diğer ülkelerdeki operasyonlarını bu merkez üzerinden yürütürse, bu durumda buradaki bölgesel yönetim merkezinin herhangi bir şekilde Kurumlar Vergisine tabi olması söz konusu olmayacak.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’yi bölgesel hizmet merkezi yapmak istediklerini de dile getiren Ağbal, belirli hizmetlerin yabancılara Türkiye’de verilmesi durumunda o hizmetlere ilişkin yüzde 50 Kurumlar Vergisi indirimi düzenlemesi getirdiklerini anımsattı.

Yeni düzenlemeyle bunun kapsamını genişlettiklerini belirten Ağbal, “Özellikle burada ürün testi, sertifikasyon, veri işlemi ve analizi gibi konularda eğer faaliyette bulunursanız, bu faaliyetlerden de elde ettiğiniz gelirlerin yüzde 50’sini biz Kurumlar Vergisi matrahından indireceğiz. Ayrıca eğer bir hizmet şirketi kurar, bu kurduğunuz hizmet şirketinin gelirlerinin yüzde 85’i ve daha fazlası yurt dışına yönelen hizmetlerden oluşursa bu takdirde bu şirkette çalışanların belirli bir tutara kadar olan gelir vergisini de istisna ediyoruz.” dedi.

Ağbal, anılan düzenlemelerin hayata geçtiğinde vergiye gönüllü uyumun daha da artacağını kaydetti.