“Yeni tasarı ile getirilen cezalar caydırıcı değil”
Sınai mülkiyet hakkının korunması konusundaki belirsizliğin yıllardır devam ettiğine dikkat çeken Marka Koruma Grubu (MKG), “Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı”nın, Meclis gündemine getirilmesinin bu belirsizliği ortadan kaldırmada çok olumlu bir adım olduğunu belirtti. Ancak daha önceleri de yeterince caydırıcı olmayan cezaların, para cezasından ibaret hale getirilmesinin ise kaygı verici olduğunu vurguladı.
MKG yaptığı açıklamada “Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı”nın olumlu yönleri ile kaygı uyandıran ve iyileştirilmesi gereken yönlerine değindi.
MKG’ye göre tasarının olumlu yönleri:
· Patent, Entegre Topoğrafyalar ve Endüstriyel Tasarımlar, yani markalar dışında kalan sınai mülkiyet hakkının ihlalinde, ekonomik ceza hükümleri getirilmektedir.
· Sınai mülkiyet hakkı için parasal cezalara alt ve üst limitler getirilmesiyle, limitin olmadığı durumlarda caydırıcı olamayacak kadar düşük cezaya hükmedilmesinin engellenmesi mümkün olacaktır.
· Buluş yapan öğretim üyeleri, buluşla ilgili geliri, çalıştıkları Yüksek Öğretim Kurumu ile paylaşabilecektir. Bu düzenleme buluş sayısının artmasını ve buluşların ticari olarak uygulanabilir olmasını teşvik etmek açısından önemlidir. Öğretim üyelerinin buluşları “serbest buluş” olmaktan çıkıp “çalışan buluşu” haline dönüşecektir. Bu da yüksek öğretim kurumlarının buluşları, daha çok desteklemesini sağlayacaktır.
· Türk Patent Enstitüsü, tasarım başvurularını sadece şeklen değil, yeni olup olmadığı yönünden inceleyebilecek ve yeni değilse takdir yetkisiyle reddedebilecek ve böylece kötü niyetlileri engelleyebilecektir.
· Marka başvurusu “ücret ödendi” bilgisi dışında artık başka evraka ihtiyaç gerektirmeyecektir, bu da bürokrasiyi azaltarak başvuru sayısının artmasına hizmet edecektir.
· Marka kullanım sürelerinin dolması ve marka sahibinin sehven ya da unutkanlıkla süresi içinde yenilememesi halinde, durumun bültenle yayınlanmaması, kötü niyetli kişilerin başvurularını engelleyecektir.
· Taklit ürünlerin gümrükler kanalıyla ithalat/ihracata konu olması, depolarda bulundurulması ve benzeri haller ceza kapsamına alınmıştır.
MKG’ye göre tasarının kaygı uyandıran ve iyileştirilmesi gereken yönleri:
· Taklit ürünleri üreten ve satan arasında satanın lehine ceza farkları ve satanın üreteni açıklaması durumunda hakkındaki kamu davasının düşmesi, kötü niyetliler için caydırıcılığı ortadan kaldırmaktadır.
· El konulan taklit ürünlerin uzun süre yargı/karar süreçleri boyunca yedd-i emin depolarında tutulması ve imha edilememesi, marka sahibi açısından fazladan mağduriyet ve haksız maliyet artışına yol açmaktadır. Tasarı bu konuda bir düzenleme getirmemektedir.
· Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza alt sınırlarının bulunmaması taklit suçunu işleyenin lehine, marka sahibinin aleyhine olmakta ve cezanın caydırıcılığını ortadan kaldırmaktadır.
· Fikri Mülkiyet Hakları suçlarına bütüncül yaklaşım görülmemektedir. Oysa ki hem kayıtsız işyeri açma, hem de ilgili ürünlerin işyeri ile ilgili düzenlemeleri dışında işyeri açma, kayıtsız işçi çalıştırma ve vergi kaçırma yönleriyle re’sen takip gerektiren bir sınıflandırma ile kanunda ve uygulamada yerini bulmalıdır.
Marka Koruma Grubu son olarak; söz konusu tasarının, ilgili tarafların görüşleri ve önerileri dikkate alınarak, Türkiye adına en faydalı şekilde düzenleneceğine inancını bir kez daha vurguladı.