Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 20°C

Sanayi üretimi sonrası gözler cari açıkta

Sanayi üretimi sonrası gözler cari açıkta
12 Mart 2014 09:25
A+
A-

Tuğba Özay

Hafta içerisinde açıklanan sanayi üretimi verisinden sonra şimdi de gözler cari açık verisinde. Pazartesi açıklanan Sanayi Üretimi verisi 7,3 ile beklentilerin üzerinde açıklanmıştı. Bu durum olumlu bir gelişme. Geçen yılın aynı ayına göre de yükseliş dikkat çekici.

İç talepteki belirgin duraksamaya rağmen sanayideki bu gelişme ihracat açısından olumlu bir sonucu işaret ediyor olabilir. Ancak, ÜFE’nin TÜFE’den çok daha yüksek olduğu bir süreçten geçiyoruz. Yarın (12 Mart) açıklanacak olan cari hesap dengesi verisi hem endeks hem kur tarafında önemli olacak. Geçtiğimiz ay açıklanan veriye baktığımızda, aralık ayında cari işlemler açığı 8 milyar 322 milyon Dolar olurken, yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığı 65 milyar 4 milyon Dolar gerçekleşmişti.

Mayıs ayından bu yana ekonomiyi ve finansal piyasaları etkileyen politik riskler olmasına ve dış dünyada faizlerin artış trendine girmesine rağmen hâlâ cari açığımız yüksek seviyelerde. Bu durumun en önemli sebebi de, düşük faiz politikasının izlenmesiyle, tasarruf yerine tüketimin ön plana çıkması. Bir diğer sebebi de kısa vadeli fon girişleri. Cari açık fazlası veren ülkelerde politik riskler ve kısa vadeli fon giriş-çıkışları kırılganlığı artırırken, Türkiye’nin de son dönemlerde içinde bulunduğu koşullar nedeniyle cari açık tarafından gelecek olumlu bir sonuç iç piyasaları bir nebze de olsa rahatlatacaktır.

Son gelen veriye baktığımızda, altın hariç cari işlemler açığı 983 milyon Dolarlık bir azalışla 53,2 milyon Dolara gerilemişti. 17 Aralık süreciyle birlikte ön plana çıkan altın ihracatının etkisinin 2014 yılında etkisinin azalması söz konusu olabilir. Diğer yandan 2013 yılında 65 milyar Dolar cari açık verirken, 72 milyar Dolar finansman sağlamışız. Yani cari açığımızdan 7 milyar dolar daha fazla para bulmuşuz. Buna bir de net hata noksandan gelen 3,8 milyar Doları eklediğimizde, 10,8 milyar Dolar ediyor. Net hata noksan yani belirlenemeyen ve hiçbir hesap grubuna dâhil edilemeyen döviz giriş-çıkışları.

2013 yılı cari açığına baktığımızda bir diğer dikkat çeken nokta da ülkemize yapılan doğrudan yatırımların düşmüş olması. Ödemeler dengesinin alt kalemlerine baktığımızda 2012’de yabancılar 38,1 milyar Dolarlık tahvil ve hisse senedi alırlarken, 2013’te Mayıs ayı itibari ile iç piyasalarda yaşanan politik endişelerin artmasının yabancı yatırımcıları tedirgin ettiğini dolayısıyla da portföy yatırımlarının 23,743 milyar Dolar’a düştüğünü gördük.

Tüm bu veriler ışığında yarın gelecek cari açık verisini değerlendirirsek:

  • Hafta içerisinde açıklanan sanayi üretimi verisinin beklentilerin üzerinde açıklanması ihracat kalemine olumlu yansıyabilir, dolayısıyla yarın açıklanacak veride bir olumluluk görebiliriz.
  • Mayıs ayı itibari ile yaşanmaya başlayan politik risklerin 17 Aralık süreci ile tekrarlanması nedeniyle yabancı yatırımcıların tedirginliği 2013 portföy yatırımlarına yansımıştı. Öyle ki 2012 yılında 40.789 milyon Dolar olan portföy yatırımları 2013 yılında 23,743 milyon Dolar olarak açıklanmıştı. Doğrudan yatırımlar ise 2012 yılında 9150 milyon Dolar iken 2013 yılında 9579 milyon Dolar açıklanmıştı.
  • Dikkat edilmesi gereken bir önemli kalem ise net hata noksan yani belirlenemeyen döviz girişi. 2011 yılında tavan yapan net hata noksan kaleminin 2012 yılında sert bir düşüş gösterdiğini ancak 2013 yılında yeniden yükselişe geçtiğini görmekteyiz.

 Fed’in tapering’e başlaması sonrası yükselen kur ve tüketici harcamalarını sınırlandırmak için BDDK’nin yeni düzenlemeleri ve Merkez Bankası’nın faiz artırımı sonrası 2014 yılına baktığımızda, büyümenin yavaşlamasıyla birlikte cari açıkta da bir daralma görebiliriz.

Tuğba Özay / İntegral Menkul Değerler

EKONOMİ AJANDASI

REKLAM ALANI