Dolar 32,5808
Euro 35,0133
Altın 2.460,62
BİST 9.900,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C

İhracat riskinde dünyadaki son durumun

İhracat riskinde dünyadaki son durumun
21 Ocak 2015 11:15 | Son Güncellenme: 21 Ocak 2015 11:26
A+
A-

İhracat

Euler Hermes, ihracat riskinin dünyadaki son durumunu değerlendirdi

·         Euro Bölgesinde dört büyük ekonomide de yavaşlamaya devam eden enflasyon 2009’dan beri görülen en düşük değerlere geriledi: Almanya’da %0.2, Fransa’da %0.1, İtalya’da %0 ve İspanya’da -%1.1.

·         ABD’de 2014 yılı, yaratılan istihdam bakımından 1999’dan günümüze kadarki en iyi yıl oldu.

·         ABD’de başlıca ekonomik göstergelerin onundan sekizinde iyileşmeler görüldü. Kasım ayı dış ticaret açığı, petrol ithalatındaki keskin düşüşün etkisiyle yedi ayda altıncı kez geriledi.

·         Rusya’da Petrol fiyatındaki düşüşe bağlı olarak 2014’ün ikinci yarısında Ruble’nin ciddi değer kaybetmesi ile finansal piyasalar tam bir döviz krizine sürüklendi. Hermes 2015’te Rusya’da derin bir resesyon (GSYH’de %5.5’lik düşüş) beklemektedir.

·         Petrol fiyatlarındaki düşüş, Venezuela ekonomisini iflasın kıyısına sürükleyen en belirleyici etken oldu. Elektrik ve su kesintileri, hızla yükselen enflasyon, ithal malların temininde sıkıntıların yaşanması, fiyat ve döviz kontrollerinin uygulanması ve müdahaleci devlet anlayışının her noktaya erişmesiyle ekonomi çoktan durgunluğa batmış durumda.

·         İhracatının %35’ini Almanya, Fransa ve İngiltere’ye gerçekleştiren İsviçre’de parite tavanının devre dışı bırakılması, ihracatta rekabetçiliği düşürecek olmasından dolayı 2015 için %2 GSYH büyüme tahminimize aşağı yönlü riskler getirdi.

·         Tunus’taki siyasi değişim henüz tam yerleşmedi; muhafazakar, İslamcı ve çoğunluğu fakir Güney ile daha zengin Kuzey bölgeleri arasında toplumsal bir ayrışma sürüyor ve yatırımlar ile turizm gelirlerindeki aksamalar ekonomiye zarar veriyor.

·         Sri Lanka’daki devlet başkanlığı seçimini kazanan Maithripala Sirisena, Sri Lanka’nın batıyla ilişkilerini geliştirerek iş dünyasından yana ve etkili bir yönetim anlayışını hakim kılabilirse Euler Hermes’in tahminlerine göre 2015 ve2 016’da büyüme, 2014 sonunda ulaşılan 10 yıllık ortalamalar seviyesi olan %6.6 civarlarında gerçekleşebilir.

Almanya: 2014’te sağlam büyüme İlk resmi tahminlere göre reel GSYH 2013’teki %0.2’nin ardından, 2014’te %1.5 ile 10 yıllık ortalamasının da (%1.2)üzerinde büyüdü. Bu toparlanmada (yakın çevrede zor durumdaki ekonomilerin varlığına rağmen) daha da canlanan ihracat ve yatırımlardaki artış etkili oldu. İç ve dış talebin büyümeye katkıları sırasıyla +1.1 ve +0.4 baz puan ile (2013’te+0.5 ve +0.7 baz puandı) daha da dengeliydi. Özel tüketim ve kamu harcamaları %1.1 ve %1’lik hafif artış gösteren büyüme oranlarıyla 2014 yılında sağlam kaldı. (2013’te %0.4 küçülen) Sabit yatırımlar, makina ve ekipmandaki %3.7 ve inşaat yatırımlarındaki %3.4’lük artışlarla 2014’te %3.1 yükseldi. İhracat artışı %3,7’ye tırmanırken (2013’te %1.7 idi) ithalat %3.3’lük artışla geçen yılki seviyesini korudu. 2014’ün ilk çeyreğine canlı bir başlangıç yaptıktan sonra takip eden iki çeyrekte zayıf seyreden ekonomik döngü, sene sonuna doğru istikrara kavuşmuş görünüyor. Bu istikrarın süreceğini ve 2015’te GSYH’nin %1.5 artacağını tahmin ediyoruz. Düşük petrol fiyatları bir süre daha büyüme üzerinde yukarı yönlü bir risk oluştururken, Avrupa genelindeki deflasyonist baskılar da aşağı yönlü riskler doğuruyor. İlk tahminler TÜFE’nin Aralık ayında yıllık olarak -Kasım 2014’teki %0.6 seviyesinden aşağı inerek- sadece %0.2 arttığını gösteriyor.

Euro Bölgesi ve İngiltere: Düşük seyreden petrol fiyatları, destekleyici para politikasını cesaretlendiriyor
Kasım 2014’te yıllık %0.3 artan Euro Bölgesi TÜFE oranı Petrol fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak (1 Eylül 2014’ten beri %46) Aralık ayında -%0.2 oldu. Ancak, gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon 0.1 baz puanlık artışla yıllık %1.3’e çıktı. Dört büyük ekonomide de yavaşlamaya devam eden enflasyon 2009’dan beri görülen en düşük değerlere geriledi: Almanya’da %0.2, Fransa’da %0.1, İtalya’da %0 ve İspanya’da -%1.1. Bu trend; Brent petrol fiyatının 2015 yılında varil başına 60 Dolar civarında kalması, ücretlerde çok zayıf artış (o da en iyi ihtimalle) ve yavaş GSYH büyümesiyle devam edecek gibi görünüyor. Bu bağlamda, Avrupa Merkez Bankası ya bir kaç gün (22 Ocak’ta) ya da en fazla iki ay içinde (5 Mart’ta) (daha çok ulusal tahvil ve onu takiben özel sektör tahvil alımlarından oluşacak) parasal genişlemeye geçme kararını duyuracaktır. Burada programın büyüklüğü çok önemli. İlk ipuçları bunun 500 milyar Euro düzeyinde olacağını ve tahminlerimize göre Avrupa Merkez Bankası’nın 1 katrilyon Euro’luk bilanço genişletme hedefine ulaşmaya yetmeyeceğini gösteriyor. İngiltere’deki düşük enflasyon düzeyi (Aralık 2014’te endeksin ilk oluşturulduğu 1996’dan beri en düşük değer olarak %0.5) ve çekirdek enflasyonun yukarı yönlü hareketinin sınırlı oluşu İngiltere Bankası’nın sıkı para politikası uygulamaya başlamasını geciktirecek. Parasal sıkılaştırmanın dereceli olarak üçüncü çeyrekte başlayacağını ve son çeyreğe de uzama riski taşıdığını tahmin ediyoruz.

ABD: İstihdam artışı iyimserlik getirdi
Aralık 2014 istihdam raporu, 252 bin yeni istihdam ve önceki iki raporda yukarı yönlü revizelerle beklentilerden de
güçlü geldi. Sonuç olarak 2014 yılı 1999’dan beri yaratılan istihdam bakımından en iyi yıl oldu. Benzer şekilde Kasım
2014’te 98.1 olan KOBİ İyimserlik Endeksi de Aralık’ta Ekim 2006’dan beri en yüksek değeri olan 100.4’e çıktı. Başlıca ekonomik göstergelerin onundan sekizinde iyileşmeler görüldü. Kasım ayı dış ticaret açığı petrol ithalatındaki keskin düşüşün etkisiyle yedi ayda altıncı kez geriledi ve aynı zamanda da dördüncü çeyrek büyümesini ivmelendiren bir etki yapmış oldu. Aynı dönemde son FED toplantısı tutanaklarından, ekonomide iyimserliğin arttığı ve diğer ekonomilerdeki bozulma ihtimallerinden doğabilecek risklerin oldukça düşük olduğu şeklinde işaretler alındı. Hem tatil dönemi satışları hem de FED’in Bej Kitabı güçlü tüketim rakamlarını işaret etmesine rağmen Aralık ayı perakende satışlarının keskin bir düşüş göstermesi mevsimsel düzeltmelerle açıklanabilir. Raporda dikkat çeken olumsuz notlar arasında; iş gücüne katılım oranının toparlanma döneminin 1978’den beri en düşük seviyeye gerilemesi ve saatlik ücretin aylık %0.2 düşüşle yıllık %1.7 gibi (enflasyonun anca üzerinde olan) zayıf bir orana inmesi yer alıyor.

Rusya: 2015’te ciddi bir resesyona doğru
Petrol fiyatındaki düşüşe bağlı olarak 2014’ün ikinci yarısında Ruble’nin ciddi değer kaybetmesi ile tam bir döviz
krizine sürüklenen finansal piyasalar, Aralık’ta kusursuz fırtınayı yaşadı. Döviz kurundaki aşırı oynaklığın sonunda
Ruble, USD karşısında 2013 değerinin yarısı olan 1:66’yı gördü. Petrol fiyatları en dibe inene kadar da döviz kurundaki aşağı yönlü riskler yüksek seyredecektir. Yeni açıklanan veriler mevsimsellikten arındırılmış üçüncü çeyrek reel GSYH büyümesinin ilk iki çeyrekteki gibi yatay kaldığını gösteriyor. Yurt içi ve yurt dışı talebin zayıf olduğu tabloda, özel tüketim (%1.9 çeyreklik artış) ve inşaat harcamaları (sabit yatırımlar yatay seyrederken gayri safi sermaye oluşumu%14.2 arttı) büyümeye tek pozitif katkı yapan kalemler oldu. Kamu harcamaları, çeyreklik bazda %0.4 azaldı. İhracatın %0.9 ve ithalatın %1.1 gerilemesiyle, net ihracatın üçüncü çeyrek büyümesine katkısı negatif oldu. Üretim sektörü satın alma endeksinin 48.9’a (Kasım verisi 51.7) düştüğü ve hizmet sektörü endeksinin 45.8’te kaldığı (Kasım verisi 44.5 ise hafif bir artışla) Aralık ayında ekonomik beklentilerde bozulma yaşandı. Mevcut ekonomik yaptırımların tam etkilerinin hissedilmesinin yanı sıra petrol fiyatları ve Ruble’deki keskin düşüşlerin de etkisiyle Euler Hermes 2015’te derin bir resesyon (GSYH’de %5.5’lik düşüş) bek

Mercekteki Ülkeler

Venezuela: Temerrüt baskıları çoğalıyor Petrol fiyatlarındaki düşüş, ekonomiyi iflasın kıyısına sürükleyen en belirleyici etken oldu. Elektrik ve su kesintileri, hızla yükselen enflasyon, ithal malların temininde sıkıntıların yaşanması, fiyat ve döviz kontrollerinin uygulanması ve müdahaleci devlet anlayışının her noktaya erişmesiyle ekonomi çoktan durgunluğa batmış durumda. Döviz rezervlerinin 2008’dekinin yarısı olan 22 milyar Dolar seviyesine düşmesi ve bunun yalnızca 3 aylık ithalatı karşılayabilecek olması hükümetin temerrüt ilan etme riskini güçlendiriyor. Petrol fiyatlarının düşük seyrinin cari verileri 2015 GSYH’sında en az %2’lik bir açığa sürükleyecek olması yabancı sermayeyi daha da kaygılandırıyor. Yabancı sermayeye sınırlı erişimin olduğu ülkede petrol
karşılığı kredi anlaşmaları yoluyla Çin, en önemli yabancı finans kaynağı konumunda. Ancak devlet başkanı Maduro’nun Çin ve bazı OPEC üyesi ülkelere yaptığı ziyaretlerin getirdiği karmaşık sonuçların ertesinde finansman sağlamak daha da zorlaştı.

İsviçre: Parite tavanı devre dışı
Bugünün ilk sürprizi olarak İsviçre Merkez Bankası’nın Euro/Frank paritesinde 1:1.20 tavanı kararından vazgeçmesinin ardından işlemler hızla 0.85 altına inerek pariteyi bu seviyeye yerleştirdi. Euro’nun zayıf gidişatının İsviçre Frankı’nı USD karşısında zayıflatması, İsviçre Merkez Bankası’nın parite tavanını terk etme kararının gerekçelerinden biri olarak olarak verildi. İsviçre Frankı’nın değerinin düşmesi artık gerekli görülmüyor. Global büyümenin endişeli görünümü nedeniyle ve Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye geçmesi, beklentilerinin artmasıyla da birlikte İsviçre Frankı’nın cazibesi artış göstermekteydi. İhracatının %35’ini Almanya, Fransa ve İngiltere’ye gerçekleştiren ülkede parite tavanının devre dışı bırakılması, ihracatta rekabetçiliği düşürecek olmasından dolayı 2015 için %2 GSYH büyüme tahminimize aşağı yönlü riskler getirdi. Ancak biz GSYH büyüme görünümü tahminimizi yeniden değerlendirmeden önce döviz piyasalarının durulmasını bekleyeceğiz.

Tunus: Siyasi dönüşüm yolunda gidiyor
Laik ve merkez sağ bir oluşum olan Nidaa Tounes 2014’ün son çeyreğinde yapılan genel seçimlerde çoğunluğu sağlayamasada parlamentoda en fazla sandalyeyi kazanmayı başardı. Beji Caid Sebsi, ülkenin özgür seçimlerle başına gelen ilk devlet başkanı oldu ve hemen arkasından Habib Essid başbakanlığa aday gösterildi. Kuzey Afrika’daki tüm ülkelerden farklı olarak Tunus’un yeniden sağlıklı bir demokrasi haline gelmesi, iktidarı elde etmeye yönelik uzlaşının kabul görmesine dayanıyor.
Yine de bazı güçlüklerin yaşanacağı apaçık. Siyasi değişim henüz tam yerleşmedi; muhafazakar, İslamcı ve çoğunluğu fakir güney ile daha zengin kuzey bölgeleri arasında toplumsal bir ayrışma sürüyor ve yatırımlar ile turizm gelirlerindeki aksamalar ekonomiye zarar veriyor. Ekonominin yeniden canlanmasına zemin oluşturacak istikrar ve güven ortamının sağlanması için özellikle Sebsi ve Essid’in devrik Ben Ali rejimine uzanan geçmişleri sebebiyle İslamcı parti Al-Nahda’nın da yer alacağı geniş tabanlı bir koalisyon kurulması gerekiyor.

Sri Lanka: Zirvede koltuk değişimi

8 Ocak’ta yapılan devlet başkanlığı seçimini Maithripala Sirisena kazandı ve bu zaferin büyük bir oy farkıyla elde edilmesi üzerine görevdeki devlet başkanı Mahinda Rajapaksa’ya da yenilgiyi derhal kabul etmek düştü. Son zamanlara kadar Rajapaksa’nın görev süresini 3. dönemine taşıyacağı düşünülmekteydi ancak son yıllarda seçmenler yönetimden oldukça rahatsızdı. Son sayımlarda bazı şiddet eylemleri gerçekleşmesine rağmen seçim zaferinin büyüklüğü siyasi değişimin sancısız gerçekleşeceğine işaret ediyor. Yine de büyük bir zafer kazanması ve kampanyasının 50 kadar siyasi parti ve organizasyon tarafından desteklenmesi sebebiyle Sirisena ona bu zaferi kazandıran birbirinden farklı beklentileri tatmin etmekle boğuşuyor olacak. Bu nedenle oluşturulacak koalisyondaki bakanlıkların paylaşımı zorlu geçecek. Sirisena, Sri Lanka’nın batıyla ilişkilerini geliştirerek iş dünyasından yana ve etkili bir yönetim anlayışını hakim kılabilirse Euler Hermes’in tahminlerine göre 2015 ve 2016’da büyüme, 2014 sonunda ulaşılan 10 yıllık ortalamalar seviyesi olan %6.6 civarlarında gerçekleşebilir.

REKLAM ALANI