Dolar 32,4666
Euro 34,7738
Altın 2.441,31
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 17°C

Küresel kaya petrolü (shale oil) üretimi, dünyadaki enerji dengelerini değiştirecek

Küresel kaya petrolü (shale oil) üretimi, dünyadaki enerji dengelerini değiştirecek
25 Mart 2013 10:49 | Son Güncellenme: 13 Mayıs 2013 21:58
A+
A-

Kaya

PwC tarafından hazırlanan ‘Kaya petrolü – bir sonraki enerji devrimi’ başlıklı rapora göre;

Kaya petrolü (shale oil) üretimi küresel petrol üretiminin yüzde 12’sine kadar ulaşma potansiyeline sahip, bu da günde yaklaşık 14 milyon varile denk geliyor. Bu fazladan arz, küresel petrol fiyatlarını 2035’te yüzde 25-40 oranlarına kadar aşağı çekebilir. Küresel GSYİH seviyesi ise yüzde 2,3 ile 3,7 oranlarında (bugünün GSYİH değerleri üzerinden 1,7 ile 2,7 trilyon dolar) artabilir.

PwC tarafından yayımlanan yeni bir analize göre kaya petrolünün (shale oil)  küresel etkisi, gelecek 20 yılda dünya enerji piyasalarında köklü değişiklikler yaratabilir. Değişiklikler, önemli ölçüde azalan petrol fiyatları, artan küresel GSYİH, değişen jeopolitik konumlar ve petrol ve doğalgaz şirketleri için değişen iş modelleri anlamına gelecek.

PwC tarafındna hazırlanan, ‘Kaya petrolü– bir sonraki enerji devrimi’ başlıklı rapor, kaya petrolü üretiminin gelecekteki artışının küresel petrol fiyatları üzerindeki muhtemel etkisini inceleyen senaryolar sunuyor ve bu değişikliklerin 2035 yılına kadar daha geniş ölçekte ekonomiyi ve petrol ve doğalgaz sektörünü nasıl etkileyebileceği değerlendiriyor.

PwC Baş Ekonomisti ve raporu hazırlayan ekipte görev alan John Hawksworth konu hakkında şunları söyledi: “Artan kaya petrolü arzı sonucu gerileyen küresel petrol fiyatları, aynı maliyet ile daha fazla çıktı üretilmesine imkan vererek dünya ekonomisinin gelecekteki evrimi üzerinde önemli bir etki yaratabilir. Kaya petrolü üretimi tüm dünyada yayıldıkça bu etkiler küresel GSYİH’de 2035’te yaklaşık yüzde 2,3 ile 3,7 oranında tahmini bir artışı yavaş yavaş oluşturacak. Bu da hemen hemen o yılda toplam küresel GSYİH’ye İngiltere ekonomisi ölçeğinde bir ilavenin olması anlamına geliyor.

Bununla birlikte, petrol fiyatındaki gerilemenin ekonomik faydaları ülkelere göre önemli farklılık gösterecek. Hindistan ve Japonya gibi büyük net petrol ithalatçıları alternatif senaryolarımızda 2035 yılına kadar GSYİH’lerinin yüzde 4 ile 7 seviyelerinde arttığına tanıklık edebilir, öte yandan ABD, Çin, Almanya ve İngiltere ise yüzde 2 ile 5 seviyelerinde GSYİH artışı kaydedebilir. Rusya ve Orta Doğu gibi büyük petrol ihracatçıları ise, büyük miktarda kendi kaya petrolü kaynaklarını geliştiremedikleri sürece uzun vadede bu süreçten ciddi zararlarla çıkacaklar.”

Ülkelere göre GSYİH üzerindeki tahmini etki ve bunun küresel ölçekteki yansıması aşağıdaki tabloda yer alıyor.

Kaya petrolü nedeniyle yüzde 25-40 oranında gerileyen küresel petrol fiyatlarındaki 2035 yılındaki tahmini GSYİH değişimi

 

Ekonomi

2035’te GSYİH seviyesi üzerindeki tahmini etki

(EIA’nın temel petrol fiyatı senaryosu karşısında yüzdelik değişim)

Hindistan

4,6 ile 7,3 arası

Japonya

4,2 ile 6,8 arası

ABD

2,9 ile 4,7 arası

Almanya

2,5 ile 4,7 arası

İngiltere

2 ile 3,3 arası

Çin

1,9 ile 3 arası

Brezilya

1,3 ile 2 arası

Rusya

-1,2 ile -1,8 arası

Dünya

2,3 ile 3,7 arası

 

Not: Orta Doğu bölgesi için GSYİH etki tahminlerine sahip değiliz, ancak model tahminleri bu ülkeler bloğunun cari işlemler dengesinin alternatif kaya petrolü senaryolarındaki petrol fiyatı düşüşleri nedeniyle 2035 yılında GSYİH seviyesinde yaklaşık yüzde 4 ile 7 arasında gerileme yaşayabileceğini gösteriyor.

Kaynak: İngiltere Küresel Ekonometrik Modeli’ni (NiGEM) esas alan PwC analizi

 

ABD dışındaki ülkelerde kaya petrolünün miktarı bilinmiyor

 

ABD dışındaki kaya petrolünün kaynağının niteliği ve miktarı yeterince bilinmiyor ve bu da kaya petrolündeki gelişiminin potansiyeli konusunda belirsizliğe yol açan  en önemli unsur. PwC çalışmasında bu önemli yeni kaynağa ilişkin anlayışın geliştirilmesi için yapılacak destekleyici yatırımın değerinin altı çiziliyor.

PwC çalışmasında kaya petrolü üretiminin ABD’deki mevcut kaynaklardan yavaş yavaş başka bölgelere yayılma potansiyeline sahip olmasının yanı sıra bu üretimin 2035 yılına kadar dünyadaki toplam petrol arzının neredeyse yüzde 12’sine kadar artabileceği belirtiliyor. Petrol talebinin fiyat değişiklikleri karşısında göreceli olarak duyarsız kalması gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, PwC senaryo analizi, talebin bu ilave arzı içine alacak kadar artırılabilmesi için 2035 yılına kadar yüzde 40 civarında petrol fiyatı gerilemesinin (EIA referans durum tahmini bakımından – bkz. Not 2) gerekebileceği söylüyor. Ancak, kaya petrolü çıktı artışının etkisine cevap olarak OPEC çıktısını azaltmaya karar verirse, petrol fiyatı gerilemesi (EIA temel tahminine kıyasla) %25 ile sınırlı kalabilir.

Hükümetler, enerji şirketleri ve bu şirketlerin müşterilerine yönelik fırsatlar ve zorluklar

 

Rapor aynı zamanda aşağıdaki hususlar da dahil olmak üzere enerji sektöründeki paydaşların karşı karşıya oldukları fırsatları ve zorlukları da ele alıyor:

 

·        Potansiyel kaya petrolü kaynakları bulunan petrol ithalatı yapan mevcut ülkelerin hükümetlerinin kaya petrolünden faydalanılmasının teşvikine yönelik politikalar oluşturulmasının ve bu politikaların alternatif yerel ve ulusal çevresel hedefler (örneğin karbonsuzlaştırma) ile dengelenmesinin olası ekonomik getirilerini anlamaları gerekecek.

 

·        Geleneksel petrol ihracatına dayanan ülkelerdeki hükümetlerin uzun vadede daha düşük gelir akışlarına geçmeleri ve/veya kaya petrolü, kaya gazı da dahil olmak üzere kendilerine ait geleneksel olmayan kaynaklar geliştirmeleri gerekecek.

 

·        Kaya petrolü (kaya gazı ile birlikte) ABD ve Çin gibi ülkeler açısından enerji bağımsızlığını artırdığı ve OPEC’in etkisini azalttığı için jeopolitik dinamikleri etkileyebilir.

 

·        Petrol şirketleri bir yandan mevcut portföylerini ve planlanmış projelerini düşük petrol fiyatı senaryoları ışığında yeniden değerlendirirken, diğer yandan da iş modellerini kaya petrolü için gerekli olan daha düşük ölçekli fakat daha standart hale getirilmiş üretim süreçleri ile uyumlu olacak şekilde değiştirmeli.

 

·        Beklenilenden daha düşük olan reel petrol fiyatları büyük ölçüde petrol ve ilişkili diğer ürünlere dayanan şirketler için uzun vadeli faydalar da yaratabilir (örneğin; petrokimyasallar ve plastik,  havayolları, karayolu taşımacıları, otomotiv şirketleri ve fiyatlarının genellikle petrole bağlı olması nedeniyle sıvılaştırılmış doğal gaz sektörü).

 

PwC petrol ve gaz ekibi direktörü ve bu raporun yazarlarından Adam Lyons konuyu şöyle değerlendirdi;  “Önemli kaya petrolü kaynaklarının potansiyel kullanılabilirliği ve erişilebilirliği ve artan üretimin küresel petrol fiyatlarının sınırlandırılması üzerindeki tahmini etkisi petrol sektörünün çok daha ötesine geçen birtakım etkilere sahip. Kaya petrolünün uzun vadede küresel ekonomiyi yeniden şekillendirme ve enerji güvenliğini, bağımsızlığını ve ekonomik olarak karşılanabilirliğini artırma potansiyeli bulunuyor. Fakat bu faydalar hem yerel hem de küresel düzeydeki daha geniş çevresel hedefler ile dengelenmeli ve bunun sonucunda politika ve düzenleyici rejimlerde ortaya çıkan değişikliklerin şüphesiz petrol üreticileri ve tüketicileri üzerinde zincirleme bir etkisi olacak. Kaya petrolünde gözlemlenen büyümenin etkileri değer zincirinde de hissedilecek. Reel petrol fiyatlarına ilişkin uzun vadeli istikrarlı artış tahminlerine dayalı yatırım tercihlerinin ve petrol sahası hizmetleri sektörlerinde yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.”

 

REKLAM ALANI