Dolar 32,5860
Euro 35,0186
Altın 2.452,62
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C

Ekonomistler faiz indirimini değerlendirdi

Ekonomistler faiz indirimini değerlendirdi
13 Eylül 2019 10:44 | Son Güncellenme: 13 Eylül 2019 10:46
A+
A-

Merkez Bankası, bugün gerçekleştirilen PPK toplantısı sonrası politika faizini 325 baz puan indirerek yüzde 16,50 seviyesine çekti. Peki, piyasa uzmanları Merkez Bankası’nın faiz kararını nasıl değerlendirdi? İşte ekonomistlerin faiz kararına ilişkin yorumları…

 

Faiz kararı ve gelecek döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, TCMB’nin faiz indiriminin piyasadaki en yüksek beklentiye yakın gerçekleştiğini, swap piyasasının ise zaten daha yüksek indirimi fiyatladığını söyledi.

TCMB’nin yıl sonu enflasyonunu, son tahmininden de düşük beklediğini ancak para politikası duruşunu artık belirgin gevşetmeyeceği sinyalini de verdiğini belirten Bürümcekçi, “Bankanın ‘Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.’ cümlesini kullanması bundan sonraki dönemde daha dikkatli adım atılacağı anlamına gelmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Sonraki adımlarda daha dikkatli olunmalı”

Bürümcekçi, Merkez Bankasının önden yüklemeli faiz indirimlerini tamamladığını ve sonraki adımlarının daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.

Merkez Bankasının bu indirimle beraber politika faizini toplam 750 baz puan düşürdüğünü dile getiren Bürümcekçi, “Politika faizinin düşürülmesi ile önümüzdeki dönemde ortalama fonlama maliyeti haftalık repo faizi ile yakın seyredecek, para ve repo piyasasında gecelik faiz ise ortalama olarak piyasa yapıcı oranına daha yakın olmak üzere yüzde 15,50-16,50 aralığında bankaların likidite durumuna bağlı olarak dar bir alanda dalgalanacaktır. Faiz koridoru da gecelik borç alma faizi yüzde 15, haftalık repo faizi yüzde 16,50, gecelik borç verme faizi yüzde 18, piyasa yapıcı fonlama oranı yüzde 15,50 ve GLP faizi yüzde 19,50 şeklinde oluşacaktır.” diye konuştu.

Bürümekçi: Yıl sonu politika faizi beklentisi yüzde 15-16″

Haluk Bürümcekçi, Türkiye’nin beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faizinin, bu faiz indirimi sonrası yüzde 3,8 seviyesine inerek Meksika’nın altına gerilediğini ve emsal gelişmekte olan ülkeler ortalamasının da üst sınırına doğru yaklaştığını söyledi.

Bana göre gelişen ülkelerin ortalamasının altında uygulanacak bir reel faizin, Türkiye’nin yüksek kredi riski primi de dikkate alındığında uygun olmayacağını ifade eden Bürümcekçi, “Bu ise, bu indirimden sonraki faiz kararlarının, enflasyon eğilimi ve gelecek enflasyon beklentileri gelişmelerine bağlı olacağını düşündürmektedir.” dedi.

Bürümcekçi, enflasyonun baz etkisiyle eylül-ekim aylarında yüzde 10 seviyesine kadar düşecek olmakla birlikte, bu seviyelerin kalıcı olmayacağını ve yine baz etkisiyle sonraki dönemde yüzde 13-14 seviyelerine tekrar yükseleceğini dile getirdi.

Enflasyon eğiliminin TCMB tarafından da yüzde 10-13 aralığında hesaplandığını gösteren çalışmaların da bulunduğuna işaret eden Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu yüzden en iyi ihtimalle kısa vadede göreceğimiz yüzde 12-13 civarındaki ana enflasyon eğilimiyle ve yüzde 3-4 aralığındaki bir reel faizle uyumlu olabilecek politika faizi seviyesinin yıl sonu için yüzde 15-16 aralığına işaret ettiğini düşünüyorum. TCMB’nin son Beklenti Anketi’nde politika faizinde üç ay içinde (bu toplantı dahil) 400 baz puan indirim beklendiğine işaret ederken, 6 ay ve 12 ay sonrası beklentisi yüzde 14,9 ve yüzde 13,7 ile sürecin toplamında 475-575 baz puan aralığında düşüş beklentisini yansıtmıştı.”

Deniz Yatrım / Gödek: Agresif faiz indirimi beklemiyoruz

Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek de 325 baz puanlık faiz indirimi hamlesinin 225 baz puan düzeyinde olacağını düşündükleri Deniz Yatırım Araştırma ve 275 baz puan seviyesinde oluşan anket medyanlarının üzerinde, 300 baz puan civarında oluşan swap piyasası fiyatlamalarına ise paralel olduğunu söyledi.

TCMB’ye dair bekledikleri yıl sonu politika faizi oranı seviyesini yüzde 15,50’den yüzde 15’e revize ettiklerini ifade eden Gödek, “Yeni faiz patikamız, ekim ayında 100 baz puan ve aralıkta ise 50 baz puanlık indirim hamlelerinin gelmesi olarak şekillenmekte.” dedi.

Gödek, enflasyonda beklentilerinden daha iyimser bir resmin oluşması, global faiz ortamındaki destekleyici koşullar ve Türk lirasının oynaklık azalışı destekli nispeten stabil seyir içerisinde olması nedeniyle beklentilerini revize etme ihtiyacı duyduklarını dile getirdi.

PPK metninde yer alan “Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.” ifadesinden en azından mevcut iç ve dış koşulların değişmediği-sınırlı düzeyde iyileştiği varsayımıyla “agresif” faiz indirimi hamlelerinin gelmeyeceği çıkarımını yaptıklarını söyleyen Gödek, alınan para politikası kararlarını yerel varlıklar nezdinde pozitif okuduklarını ve dış fiyatlama koşullarına paralel seyrin devam edeceğini sözlerine ekledi.

İntegral / Karadağ: TL varlıklar adına olumlu karar

İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ ise Merkez Bankasının net bir şekilde enflasyon konusunda iyimser olduğunu söyledi.

Bugünkü karar metninde, yıl sonunda enflasyonun yüzde 13,9’un da altında kalabileceğinin ifade edildiğini belirten Karadağ, Merkez Bankasının enflasyon konusunda elinin her geçen ay daha da rahatlamasını beklediklerini dile getirdi.

Karadağ, aralık ayında aylık bazda negatif enflasyon ile karşı karşıya bile kalınabileceğini ve bu doğrultuda enflasyon hedefleri doğrultusunda ilerlediğinde, TCMB’den kademeli şekilde faiz indirimine devam etmesini beklediklerini kaydetti.

Bu yıl sonuna kadar TCMB’den toplamda 150-200 baz puan aralığında ilave bir indirim olmasını öngördüklerini söyleyen Karadağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Merkez Bankası bundan sonraki süreçte de başta Fed olmak üzere diğer merkez bankalarını da yakından izlemeye devam edecektir. Gelecek hafta 18 Eylül’de Fed toplantısı bulunuyor. Fed’den 25 baz puanlık bir faiz indirimi bekleniyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkeler açısından olumlu olabileceği gibi Türkiye tarafından da pozitif karşılanabilir. TCMB’nin bu kararının ardından dolar/TL’de baskı kalktı ve kur aşağı yönde tepki vererek daha da rahatlamış oldu. Net bir şekilde yönünü aşağı çevirdi demek zor. Ancak bu ortam kurun yükselişini bir süre daha zorlaştıracak gibi duruyor. Kısacası, TL varlıklar adına olumlu bir karar geldi.”

Tacirler / Gökşen: Enflasyon değerlendirmeleri ek faiz indirimlerine kapı açıyor

Tacirler Yatırım Başekonomist Özlem Bayraktar Gökşen’in faiz kararına ilişkin hazırladığı değerlendirme notunda şu ifadelere yer verdi:

“Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizini 325 baz puan indirerek %19,75 seviyesinden %16,5 seviyesine taşıdı. Piyasa anket sonuçları 250 baz puanlık bir indirimi işaret ediyordu. Ancak swap fiyatlamalarında toplantı tarihine yaklaşırken 350-400 baz puan indirim beklentisinin yer aldığı dikkat çekti. Bu çerçevede karar sonrasında piyasadaki ilk reaksiyon, fiyatlamaların bir miktar daha yüksek bir faiz indirimini işaret etmesi dolayısıyla, TL tarafında olumlu şekil aldı. Karar notuna bakıldığında Ekonomik aktivite tarafında 1Y19 GSYİH verileri değerlendirmesi yapılırken, öncü göstergelerin iktisadi faaliyetin sektörel yayılımının bir miktar iyileştiğine işaret ettiği belirtildi.

Global görünüm çerçevesinde söylemin önemli bir değişiklik göstermediği görülürken, PPK gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde şekillendirmeye başladığını belirtiyor.

Karar notundaki en dikkat çekici değişikliklerin enflasyon görünümüne dair yapıldığı görülüyor. Buna göre Kurul yılsonu itibariyle enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin bir miktar altında kalabileceğini işaret ediyor. Diğer taraftan enflasyon görünümündeki iyileşme (i) TL’deki istikrarlı seyre, (ii) enflasyon beklentilerindeki iyileşmeye, (iii) ılımlı iç talep koşullarına dayandırılıyor. Diğer taraftan PPK “dezenflasyon” söylemini kullanarak, “mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu” ifade ediyor.

Banka sözel yönlendirmesindeki temkinli duruşunu sürdürerek, herhangi bir değişikliğe gitmedi: “Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.”

Yıl sonunda enflasyonun beklenenden daha düşük bir seviyede oluşabileceğinin belirtilmesi ek faiz indirimlerine kapıyı açarken, temkinli söylemin devamı ve reel politika faizleri, indirimlerin daha sınırlı seviyede kalacağını işaret ediyor. Yıl sonu politika faizi beklentimiz %15-15,5 seviyesinde. 12 aylık TÜFE beklentileri çerçevesinde mevcut politika faizi %4-4,5 civarında bir reel faizi işaret ediyor. (Bileşik hesaplamalar daha yüksek seviyeyi gösteriyor) Yakın rakip ülkelerdeki ortalama ise %2-2,5 seviyesinde. Ancak Türkiye 5y CDS seviyesinin yine yakın rakip ülke ortalamalarının oldukça üzerinde olması reel faiz tarafında ek prim ihtiyacını ortaya koyuyor.”

Akbank: Piyasalar indirimi makul gördü

Akbank Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan analizde ise şu ifadelere yer verildi:

“Karar sonrası Dolar/TL kurunun daha düşük seviyelerde denge bulması, piyasanın bu düzeyde bir faiz indirimini makul gördüğüne işaret ediyor. Destekleyici küresel finansal koşullar ile yurt içi reel ekonomik gelişmelerin getirdiği enflasyon görünümündeki iyileşme, göreli daha düşük yurt içi reel faiz oranlarına imkan tanıyor. Bu ex-post reel faiz, karar sonrası yaklaşık %1,3 mertebesinde. Yurt dışı koşullara ilişkin ise, TCMB’nin mevcut belirsizliklerden dolayı, temkinli bir iyimserlik içinde olduğunu anlıyoruz. Bundan sonraki faiz indirimlerin ise enflasyondaki gerilemelere paralel olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.”

 

REKLAM ALANI