“Her ürünümüz usta bir terzinin elinden çıkmış gibi”

ADR’li tanker konusunda Türkiye’nin önde gelen firması olan Okt Trailer, sektöre sunduğu ürünlerle müşterinin isteğine ve ihtiyacına göre çözümler sunuyor.

ADR konusunda şu an bu sektörde herhangi bir yetkilendirilmiş denetim mekanizması mevcut olmadığını belirten Okt Trailer Halkla İlişkiler Koordinatörü Özge Kocakula, denetimlerin ancak ADR regülasyonlarının 2013 yılı itibariyle yürürlüğe alınması ile başlayabileceğini kaydetti. Kocakula, “Ancak 2013 yılına kadar gerek istasyon sahiplerinin gerek dağıtım şirketlerinin gerekse şoförlerin ADR anlamında hazırlıklarını tamamlamış olmaları büyük önem arz ediyor. Çünkü regülasyonların devreye alınması ile ADR’siz tankerler karayoluna çıkamayacak duruma gelecek. Firmalar bunun bilince bir an önce vararak portföylerindeki tankerleri ADR’li tankerlerle güncellemeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.

Kaliteli malzeme, kaliteli işçilik ve güvenli hafiflik

Petder’in açıkladığı resmi verilere dayanılarak karayolunda taşıması gerçekleştirilen akaryakıt miktarı yılda 25 milyon tonun üzerinde ciddi rakamlara ulaştığını vurgulayan Kocakula, “Tehlikeli madde statüsünde ele aldığımız yanıcı ve patlayıcı bu maddeler, regülasyonlara uygun araçlarla taşınmadığı sürece can güvenliği açısından kritik riskleri bünyesinde barındırmaktadır. ADR regülasyonlarına uygun üretim süreci ile tamamlanmış araçlarda ise, herhangi bir kaza anında alev alan tehlikeli madde, çevreye yayılmaksızın tankerin içinde söner ve olası can kayıplarının önüne geçer. Bu anlamda OKT olarak yaptığımız işin çok önemli bir amaca hizmet ettiğini düşünüyoruz. Bunun farkına varabilen ve insan sağlığını gerçek anlamda önemseyen dev petrol firmalarına ait akaryakıt istasyonları ile geliştirdiğimiz iş birliği, diğer istasyonların da bu konuda daha hassas davranması için örnek teşkil ediyor. Her fırsatta belirttiğimiz üzere, bizim üretim sürecine kattığımız üç değişmezimiz var; kaliteli malzeme, kaliteli işçilik ve güvenli hafiflik” diye anlattı.

Okt Trailer’in otuz yıllık tecrübenin ürünü bir marka olmasına karşın ruhunu genç tutmayı başarabilen ve her yeni üretimini ilk günkü heyecanla gerçekleştirdiğini belirten Okt Trailer Halkla İlişkiler Koordinatörü Özge Kocakula, bu yapının içerisinde yer alan proje danışmanları ve AR-GE teknik ekibiyle her yeni gün mevcut ürünlerin optimizasyonu üzerinde ve yasal direktifler çerçevesinde çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti.

Bunun bir sonucu olarak Okt Trailer’ın gündemi stabil bir durumu anlatmaktan çok sürekli gelişerek değişmek üzerine odaklanmıştır diyen Kocakula, “Bunun içinde, kamu kuruluşlarına yönelik geliştirilen özel projelerden petrol devlerine varana kadar oluşturduğumuz nitelikli projelerimiz burada hayata geçirilmektedir. Bunun ötesinde, pazar payımız Avrupa standartlarının da üstüne çıkan üretimlerimizle her geçen gün kendi büyüme vektörünü yakalamaktadır” diye anlattı.

“Doğmamış ihtiyaçlara çözüm üretiyoruz”

Kocakula, “Okt Trailer olarak kendimizi müşterilerimizin henüz doğmamış ihtiyaçlarını tespit etmekle yükümlü buluyoruz. Bu nedenle bir pazara girmenin öncesinde ve sonrasında pazar yapısını ustalıkla çözümlüyor ve pazarla ilgili oluşabilecek her unsuru göz önünde bulunduruyoruz. Dolayısı ile ürünlerimiz, pazarının özelliklerini giysisi olarak üzerinde taşıyor. Her ürünümüz usta bir terzinin elinden çıkmış gibi benzersiz ve müşterisinin ihtiyaçlarını tam anlamıyla sarmalar niteliktedir. Bununla birlikte, müşterilerimizle ticari ilişkilerin çok ötesinde dostluk bağları kurarız. Her yeni müşterimiz bizim için Okt ailesinin bir parçası haline gelir. Otuz yıl önce başladığımız bu yolculukta şimdi dünyayı kucaklayan kalabalık geniş bir aileyiz ve düşüncemiz bunu korumanın özellikle günümüz ticari ortamında çok değerli olduğudur” ifadesini kullandı.

Üç ana sektöre ürün sağlıyor

Okt Trailer’ın çözüm ortaklığı sunduğu sektörler inşaat, hazır beton ve akaryakıt sektörleri olmak üzere üç ana segmentte sıralayan Kocakula, “İnşaat sektörüne yönelik sunduğumuz ürünler katı fazda her tür granül malzemenin lojistik güvenliği için tasarlanmış olan yarım boru ve kare kesitlerde, yüksek boşaltım açısı yordamıyla boşaltım prosesinde zaman tasarrufu sağlayan, hardoks, alüminyum alaşım ve metal hammadde seçenekleri mevcut bulunan araç üstü ve semi treyler damper üretimlerdir. İnşaat sektörünün bir tamamlayıcısı niteliğinde olan hazır beton sektöründe özellikle tercih edilen bir ürün olan silobaslar, bu sektörün en önemli girdilerinden biri olan çimento taşımacılığında vazgeçilmez bir çözüm ortağıdır.  Son olarak akaryakıt segmentine yönelik sunduğumuz çözümlerde Tehlikeli Maddelerin Karayolu’nda taşınması ile ilgili olan ADR regülasyonlarına uygun farklı kesitlerde üretimi yapılan tankerlerimiz mevcut. Konik, silindirik, deve boynu, araç üstü gibi seçenekleri bulunan tankerlerimizde kullanılan alaşımlı alüminyum malzemenin sağladığı hafiflik sayesinde, istasyonlara tek seferde daha fazla akaryakıt taşımak mümkün olabiliyorken uzun yıllar sorunsuzca kullanılması adına korozyona karşı da dayanıklılık gösteriyor” dedi.

“Sektörde iki zıt kutup var”

Şu an sektörde mevcut bulunan çok zıt iki farklı kutuplaşmanın olduğunu ifade eden Özge Kocakula, “Bir tarafta müşteri istek ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmayan aşırı standardize üretimler, diğer tarafta standartları göz önünde bulundurmayan merdiven altı üretimler. Biz bu iki kutba da mensup olmayan yegâne firma olarak müşterilerimize karşı dimdik ayakta duruyoruz. Araçüstü ekipman sektörü söz konusu olduğunda, bunu başarabilmenin oldukça zorlu olduğunu görebiliyoruz. Şu an piyasadaki firmalar, müşteri isteklerini karşılamanın ötesinde bu isteklerin ne olduğunu dinlemek hususunda dahi sıkıntı yaşıyorlar. Biz ise üretimlerimizden önce ve üretimlerimizden sonra müşterilerimizin memnuniyet düzeyi ile gerçek anlamda ilgileniriz. Sanayi devriminin erken dönemlerinde gözlendiği gibi tek tip üretim, standardize vurgusunu yaptığımız kutuptaki üretim anlayışı ile benzerlik gösteriyor. O dönemde hakim olan ‘ne üretirsem satarım’ anlayışı bu standardize edilmiş üretimler için de geçerli görülen anlayış. Oysa müşteriyi odak noktası yapan bir sürecin bu zihniyetle yakından uzaktan bağlantısı bulunmamalı. Mühim olan standardize ürünlerle pazara çıkmak değil, standartlara tam uyum sağlayan üretimlerle müşteri ihtiyaçlarının ötesine geçmek. Bizim farkımız bu noktada ortaya çıkar. Her bedene tek gömlek biçmek bizim doğru bulduğumuz bir anlayış değil” şeklinde konuştu.