Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
16°C
Hafif Yağmurlu
Paz 16°C
Pts 16°C
Sal 17°C
Çar 20°C

İşveren 64. hükümetten rekabet gücünü gözeten program istedi

İşveren 64. hükümetten rekabet gücünü gözeten program istedi
27 Kasım 2015 11:28
A+
A-

 

TİSK

“Yeni hükümet, ekonominin rekabet gücünü gözeten bir program uygulamalı.Sanayi sektörünün istikrarlı bir eğilim içerisine girmesini sağlayacak önlemler alınmalı.”

“İşgücü maliyetlerini enflasyonun çok üzerinde artıracak bir sürece girilmesi, sanayi sektörünü rekabetçilik açısından daha da zorlayacak. Asgari ücret maliyetinin belirlenmesinde bu durum göz önüne alınmalı.”

“Tüketici Güven Endeksi’ndeki yükseliş, sadece iş dünyasının değil, tüketicinin de seçim sürecinin uzamasından dolayı yaşadığı belirsizliğin etkisinden sıyrılmaya başladığını gösteriyor. 64. Hükümet’in uygulayacağı program ile bu güveni daha ileri noktalara taşıması gerekiyor.”

Türk işverenlerinin çatı örgütü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında kurulan 64. Hükümet’ten “ekonominin rekabet gücünü gözeten bir program” uygulanmasını istedi. Türkiye’nin sanayi üretimini ve büyüme oranını istenilen düzeye çekemediğine, işsizlik ve enflasyonun tehdit oluşturmaya devam ettiğine, sanayi performansının da arzu edilen seviyeyi yakalayamadığına dikkat çeken TİSK, “Yeni hükümetin ekonomideki bu durumu dikkate alan, ekonominin rekabet gücünü gözeten bir program uygulayacağını ümit ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

TİSK’in yayınladığı Kasım ayı Ekonomi Bülteni’nde, Türkiye’nin 2 yıllık seçim maratonunu oldukça maliyetli bir şekilde tamamladığına işaret edilerek, “GSYH 2014 yılında yüzde 2,9, 2015 yılının ilk yarısında yüzde 3,1 oranında büyüyebilmiştir. Düşük düzeylerde seyreden büyüme oranına rağmen TÜFE artışı yüzde 7,58, işsizlik yüzde 10,1 oranına yükselmiştir. Seçimler sonrasında bu tablo değişme işaretleri göstermeye başlamıştır. Tüketici Güven Endeksi Kasım ayında Ekim ayına göre yüzde 22,9 oranında yükselmiştir. Ancak bu yükselişi temkinli karşılamak gerekmektedir. Zira ekonominin dinamik gücü olan sanayi sektöründe durağanlık vardır. Örneğin İstanbul Sanayi Odası tarafından yayımlanan Türkiye Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Eylül ayında 48,8 iken Ekim ayında ancak 49,5’a yükselebilmiştir. Bu düzey de durağanlığa işaret etmektedir” denildi.

“REKABET GÜCÜ GÖZETİLMELİ”

TİSK bülteninde, petrol fiyatlarının 2008 krizi sonrasında düşüşe geçmesine rağmen Türkiye’nin sanayi üretimini ve büyüme oranını istenilen düzeye çekemediği vurgulanarak “Bu durum ülkemizin emtia fiyatlarındaki düşüşü fırsata çeviremediğinin de bir göstergesidir” denildi. Hemen hemen tüm ara malların ithalatında azalış görüldüğü, Ancak Türkiye’nin ara malı ithalatına dayalı bir sanayi üretimi yapısına sahip olması nedeniyle de, bu azalışın aynı zamanda sanayi üretiminde de düşüşe kaynaklık ettiği belirtildi. Bültende “Büyümede frene basılmasına rağmen işsizlik ve enflasyon tehdit oluşturmaya devam etti. Sanayi performansı arzu edilen seviyeyi yakalayamadı. 64. Hükümet, bu hususları dikkate alarak ekonominin rekabet gücünü gözeten bir program uygulamalı” ifadelerine yer verildi.

“ASGARİ ÜCRET MALİYETİ, REKABET VE SANAYİDE İSTİKRAR AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ”

Sanayide istikrarsızlık ve maliyetlere de değinilen bültende, şunlar kaydedildi: “Sanayi üretimi Ağustos ayında çok hızlı yükselmişti. Eylül ayında ise yükseliş ivmesini kaybetti. Bu istikrarsızlık yılın tümünde gözleniyor. Sektörün istikrarlı bir eğilim içerisine girmesini sağlayacak önlemlerin alınması gerekiyor. İşgücü maliyetlerini enflasyonun çok üzerinde artıracak bir sürece girilmesi, sanayi sektörünü rekabetçilik açısından daha da zorlayacaktır. Asgari ücret maliyetinin belirlenmesinde bu durum göz önüne alınmalı. Ayrıca genel işgücü maliyeti üzerindeki vergi ve prim yükü OECD ortalamasına indirilmeli.”

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre Ağustos ayında yüzde 7 artarken, Eylül ayında ancak yüzde 2,8 yükseldi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise Ağustos ayında bir ay önceye göre yüzde 2,9 artarken, Eylül ayında değişmedi.

“İŞSİZLİĞİ AZALTMAK İÇİN MALİYETLER DÜŞÜRÜLMELİ”

TİSK bülteninde, istihdam artarken, işsiz kitlenin büyümesinin nedeninin, işgücüne katılma oranının artması olduğunun altı çizilerek “İşgücüne katılma oranı yükselmeye devam edecektir. Bu yüzden büyüme hızının artması şarttır. İşsizliği azaltmak için yatırım iklimi iyileştirilmelidir. Bunun için de yatırım ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir” uyarısında bulunuldu.

2014 yılı Ağustos döneminde yüzde 51,2 olan işgücüne katılma oranı, 2015 Ağustos döneminde yüzde 52,1’e yükseldi. İşgücüne katılma oranının yükselişinde, kadınların işgücüne katılım oranının genel katılım oranından daha kuvvetli artması etkili oldu. 2014 yılında yüzde 30,9 olan kadınların işgücüne katılma oranı, 2015 Ağustos döneminde yüzde 32,1’e çıktı.

“GÜVENİN YENİDEN YARATILMASI OLUMLU ETKİ YAPACAK”

Tüketici Güven Endeksi’nin son iki yılın en yüksek seviyesinde olduğu anımsatılan bültende şu görüşler yer aldı: “Bu sonuçlar sadece iş dünyasının değil, tüketicinin de seçim sürecinin uzamasından dolayı yaşadığı belirsizliğin etkisinden sıyrılmaya başladığını göstermektedir. Belirsizliğin azalmasıyla birlikte ekonomiye olan güvenin yeniden yaratılmasının, yatırımlardan, faiz ve enflasyon oranına kadar birçok makroekonomik değişken üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Bu nedenle, 64. Hükümet’in uygulayacağı Program ile bu güveni daha ileri noktalara taşıması gerekmektedir.”

Kasım’da Tüketici Güven Endeksi Ekim’e göre yüzde 22,9 oranında yükselerek, 2015 yılının en yüksek endeks değerine ulaştı. Ekim’de 62.78 olan Endeks, Kasım’da 77.15 düzeyinde gerçekleşti. Bu, son 2 yıldır tüketici güven endeksindeki en yüksek oranlı yükseliş oldu.

TÜRKİYE BÜYÜMEDE RİSK GRUBUNDA

TİSK bülteninde, küresel alanda büyümede henüz istikrarı yakalayamayan ülkelerin başında AB, özellikle de Euro bölgesi ekonomilerinin geldiği belirtildi. İstikrarsız büyüme konusunda risk taşıyan ülkeler arasında ikinci grubun da yükselen ekonomiler olduğu ifade edilerek, bu grupta Çin, Rusya, Brezilya ve Endonezya’nın yanı sıra Türkiye’nin öne çıktığı vurgulandı.

Türkiye açısından ihracatta en büyük ortağı olan AB’deki büyüme önem taşıyor. Zira AB’de büyüme oranının artması, Türkiye’nin ihracatına olumlu yönde yansıyor. Büyüme, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre AB’de yüzde 1,9, Euro alanında yüzde 1,6 olarak gerçekleşti.

 

REKLAM ALANI