Dolar 32,3319
Euro 35,1902
Altın 2.245,94
BİST 8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Çar 11°C
Per 11°C
Cum 12°C
Cts 13°C

2023 için 500 milyar dolarlık (350 milyon ton) ihracat hedefine uygun lojistik alt yapı yok

31 Mayıs 2013 20:55 | Son Güncellenme: 31 Mayıs 2013 21:09

mehmet_tanyas (2)

Türkiye genelinde 2013 ihracat performansında sınırlı bir iyileşme gerçekleşeceğini beklemekteyim. Avrupa pazarlarından Ortadoğu, Orta Asya, Kafkasya ve Amerika pazarlarına yöneliş olacaktır. Özellikle geliri yüksek doğu, kuzey ve güney tarafı ülkeler bazında çalışmalar gerçekleştirilecektir. Bu noktada kamu kesimine büyük rol düşmektedir. Söz konusu ülkelerde ticari gelişme neredeyse tümüyle siyasi gelişmelere bağlıdır. 2013 yılında 2008 yılının ekonomik rakamlarına tekrar ulaşılacağını öngörmekteyim. Ancak 2023 için konulan 500 milyar dolarlık (350 milyon ton) ihracat hedefine uygun bir lojistik altyapı yoktur. Bu çerçevede ülkemizde sektörü büyütecek esas faktör, lojistik alt yapının doğru bir şekilde planlanması ve gerçekleştirilmesidir.

Diğer taraftan lojistik eğitimin kalitesi ve sektör gereksinimleri karşılamaya uygunluğu açısından önemli eksiklikler vardır. Öncelikle ders programları ve içerikleri ideal bir tasarımdan ziyade dersi verebilecek öğretim elemanlarının niteliklerine göre düzenlenmektedir. Sektörel gereksinimlerin alınması ve buna göre bir eğitim sistemi tasarımı konusundan ciddi eksiklikler vardır. Bunun yanı sıra farklı üniversite programları arasında bir eş güdüm sağlanamadığı gibi staj gibi pratik uygulamaların da etkin ve verimli bir şekilde yapıldığı söylenemez. Hemen hemen hiçbir laboratuvar uygulamasına rastlanmamaktadır. Ayrıca lojistik mezunlarının lojistik sektöründe yer alması zaman alacağından Türk lojistik sektörünün bilimsel bir kimlik kazandığını söylemek için daha erkendir. Lojistik konusunda yetkin öğretim üyesi bulunması ve eğitimcinin eğitimidir. Doçentlik bilim dalları ve alanları arasında Lojistik olmadığı gibi, genelde farklı alanlardan gelenler öğretim görevlisi ve üyesi olmaktadır. Lojistik eğitimindeki belki de en başta gelen sorun lojistik kökenli öğretim elemanı eksiği ve mevcutların hizmet içi eğitimidir.

Artan üretim ve ticaret hacmine paralel olarak artan lojistik faaliyetler etkin bir şekilde düzenlenmezse daha fazla karbon emisyonu salınımına, gürültüye ve verimsiz arazi kullanımına yol açacaktır.  Örneğin Avrupa Birliği Beyaz Kitabında belirtildiği gibi tüm taşımaların %71’i petrole bağlıdır ve karayolu taşımacılığı sektöründe bu rakam %97’e yükselmektedir. Petrol rezervleri azalmakta ve petrol ürünleri pahalılaşmaktadır. Yük taşıtlarının, sessiz ve temiz taşıta (clean vehicle) dönüşüm olanağı sınırlıdır ve kısa vadede radikal bir dönüşüm beklenmemektedir. Lojistik sektöründe iklim dostu ve sağlık riskini azaltan stratejiler izlenmelidir. Geleceğin taşımacılığı sessiz, temiz, etkin, verimli ve iklim dostu olmalıdır. Türkiye lojistik sektörü açısından duruma bakıldığında bir duyarlılık olduğundan bahsedebiliriz ama strateji, plan ve proje anlamında fazla bir gelişme yoktur. Konuya kısa vadeli bakılmakta ve bu tür çalışmalar rekabet avantajı değil, bir masraf kalemi olarak görülmektedir. Bazı firmalar ISO 14.000 belgesi almakta, karayolu taşımacılığını kısmen demiryolu taşımacılığına dönüştürmek istemektedirler. Görüldüğü gibi sektörün sorunları çoktur ama bu sorunların birlikte çözümleyeceğimize olan inancımız tamdır.

 

REKLAM ALANI