EMD başkanı “Türkiye ile işbirliğine girmemiz şart”

142 milyar Euro’luk bir pazarı temsil eden Avrupa’nın En Büyük Ortak Satın Alma Birliği Başkanı Philippe Gruyters: “Türkiye ile işbirliğine girmemiz şart”

Organize gıda perakendesine ürün ve hizmet sağlayan üretici ve tedarikçi firmalar ile yerel zincir marketleri bir araya getirerek, işbirliği kanallarını güçlendiren, Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) organizasyonunun beşincisi Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından (TPF) “Dönüşümü Başlat, Geleceği Kazan” sloganı ile gerçekleştirildi. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) ile ortak işbirliği görüşmelerinde bulunan ve konferansta bir sunum gerçekleştiren Avrupa’nın En Büyük Ortak Satın Alma Birliği (EMD) Başkanı Philippe Gruyters, Türkiye ile işbirliğine girmenin şart olduğunu ve bunun için AB’ye girişi beklemeden startı verdiklerini belirtti.

Kadınların ekonomideki rolünün değerine ve insanı kaynak değil, kıymet olarak görmenin önemine vurgu yapan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Ülke nüfusumuza baktığımızda yüzde 52 oranında kadın gücüne sahibiz. Bu potansiyeli yok saymak bize ancak güç kaybettir” dedi.

“Ekonomide 2023 hedefine ulaşabilmemiz, ekonomik bir güç olarak güvenle ve istikrarla geleceğe doğru ilerleyebilmemiz kadına ve erkeğe fırsat eşitliği tanıyarak mümkün olacaktır” diyen Şahin, kadının iş hayatına dâhil edilmesinin bu süreci hızlandıracağını ifade etti.

Yerel Zincirler Buluşuyor organizasyonuna katılan TBMM Başkan Vekili  Meral Akşener, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği (KEFE) komisyonuna vurgu yaparak, komisyonun kadınların yaşam standartlarını ve haklarını geliştirmek, kadının hayatın her alanında boy göstermesini sağlamak amacıyla çalıştığını söyledi. 2002 yılından beri mecliste kadın yapılanmasının başladığını belirten Akşener, 2004 yılında ise kadın-erkek eşitliği için yasa çalışmalarının hayata geçirildiğinin altını çizdi.

Akşener “Sakız satarak, iğneyle kuyu kazarak gelişen ve büyüyen perakende sektöründeki bu başarının kıymetini çok iyi biliyoruz, kadına tanınacak bu fırsat eşitliği ve imkanlar ile gelinen notadaki başarı desteklenecek ve hızla artacaktır” dedi.

YZB’de konuşmacı olarak yer alan Unilever Satış Direktörü Neslihan Nigiz Ulak ise, “Tüm perakende sektöründe kadın çalışanı yüzde 40 iken, bu oran yerel zincirlerde yüzde 20 olarak karşımıza çıkıyor. Satın alma eylemini gerçekleştirenlerin yüzde 75’i kadın ve öngörülere göre kadın satın alma ekonomisi 2014 yılında 18 milyar dolar olacak. Böyle bir ekonominin hiçe sayılması ekonominin büyük bir eksikliğidir. Kadın ekonomisinin artırılması hem üretime, hem de ekonomiye katkı sağlayacak, değişen ve gelişen dünyada global krizleri önlemek adına da büyük önem taşıyacaktır” dedi. Dönüşümün kadın-erkek birlikte başarılacağına inandığını beliren Ulak, şunları sözlerine ekledi; “Bu süreç dans gibidir. Kadın ve erkek en uyumlu şekilde dans etmediği sürece ortaya başarılı bir sonuç çıkmayacaktır. Her iki cinse de eşit haklar tanıyan organizasyonların yüzde 70 kar ve yüzde 112 sermaye artışı ile çalıştığı bilinmektedir.”

Deniz ülke Arıboğan, “Türkiye’nin marka olmasına destek verirseniz, siz de ürününüzü satarsınız” 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Deniz Ülke Arıboğan, YZB’de “Geleceğin Haritası-Dünyada Neler Oluyor ve Olacak? Türkiye Nereden Nereye Geldi? Önümüzdeki Fırsatlar ve Riskler” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

Üniversitede Hariciye bölümünde öğretilen her şeyin zaman içinde yerle bir olduğunu söyleyen Arıboğan, “Dünya ABD ve SSCB diye ikiye ayrılır, biz NATO üyesi olduğumuzdan, ABD tarafındayız, SSCB karşı taraf söylemi vardı. SSCB dağıldı, eski Doğu Bloğu ülkeleri Avrupa Birliği’ne girdi. Haritalar tamamen değişti. Şimdi ise herkes Çin’in muazzam gücü ve yükselişinden bahsediyor. Dünyanın en büyük kapitalist pazarı. Geçenlerde rastladığım eski bir arkadaşımla Çin de dağılırsa, biz bu işi bırakalım kararı aldık” dedi.

Türkiye’nin üretim kapasitesi olarak dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olduğunu söyleyen Arıboğan, “Yeni bir Türkiye var. Türkiye’nin bir marka olmasına destek verirseniz, siz de malınızı satarsınız. Türkiye’nin marka olmasına destek verin ki, malınızı satabilin. Yoksa pazarlamada fazla da ileriye gidemezsiniz. Bugünün dünyasında iyi üretmek yetmiyor, marka olmak zorunluluğu var. 3 liralık ürünü 33 liraya ambalajla, markayla, vaat ile satmak bugünün stratejisi. Ve tüm bu sistem bu ürünleri alacak insanların üretilmesi üzerine kurgulanıyor” diye konuştu.

11 Eylül saldırısının sadece bir terörist saldırı değil, bir devlet mali piyasalar çatışması olduğunu öne süren Arıboğan, şunları söyledi; “Dünya tarihi bu saldırı ile tekrar başladı. Çok önemli bir kırılma noktasıdır. Tüm dünyada savunma harcamaları birden bire arttı. Suskun olan devlet, piyasalara geri döndü. Toplumlara güvenlik istiyorsanız, devletin dışta kalacağı bir sistem istemeyin mesajı verildi. İnsan zihninin içindeki en ikna edici sistem kuruldu. Korku ve endişe her türlü politikayı sattırır. Bir politikanın absürt olsun olmasın, alıcı kitlesini bulması önemlidir.”

EMD Başkanı Philippe Gruyters: “AB süreci gecikse bile Türkiye AB standartlarını yakaladı”

142 milyar Euro’luk bir pazarı temsil eden, Avrupa’nın En Büyük Ortak Satın Alma Birliği (EMD) Başkanı Philippe Gruyters, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) ile ortak işbirliği görüşmelerinde bulundu ve konferansta bir sunum gerçekleştirdi.

Avrupa pazarının Türkiye’ye ihtiyaç duyacağını söyleyen Gruyters konuyla ilgili şunları söyledi; “Türkiye ile işbirliğine girmemiz şart. Bunun için de Türkiye’nin AB’ye girmesi gerekiyor. AB süreci gecikse bile Türkiye AB standartlarını yakaladı. Türkiye’deki üreticiler AB standartlarını yakaladığı sürece satın almalar yapabiliriz. EMD için Türkiye konumu gereği kritik önem taşıyor. “

Güçlü, bağımsız bir yapıyı temsil ettiklerini belirten Gruyters, sözlerini şöyle bitirdi; “Gıda ve gıda dışı ulusal perakendeciler ile birlikte üyelerimize fiyat ve rekabet seviyelerinin iyileştirildiği bir yapıda buluşmayı vaad ediyoruz. Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun yapısı gibiyiz. Türkiye’deki yerel zincirler bizim için çok önemli. Gelecekte söz konusu olabilecek EMD iş birliği için ulusal ya da uluslar arası zincirler değil, yerel zincirler ile iş birliği yapmamız çok daha muhtemel.”

LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük

“Nefes almadan yaşayamayız ama hiçbirimiz bunun için yaşamıyoruz”

LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Türkiye perakende sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getiren “Yerel Zincirler Buluşuyor” Zirvesi’nin ikinci gününde “Dönüşümün Gücü”nü anlattı. Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Fatoş Karahasan moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda konuşan Vahap Küçük, dünya ve Türkiye perakende sektörünün kaydettiği değişim ve dönüşümle ilgili önemli tespitlerde bulundu.

Günümüz dünyasında markalaşmanın en önemli konu olduğunu vurgulayan Vahap Küçük, bu doğrultuda atılması gereken adımları şöyle anlattı: “İlk amaç para kazanmak olmamalı. Bu uzun yolda mutlaka bir vizyonunuz olmalı. Sermaye, bilgi birikimi, doğru sektör seçimi ve doğru zamanda işe başlama gibi unsurlar çok önemli. Nefes almadan yaşayamayız ama hiçbirimiz bunun için yaşamıyoruz hayatı. Para da aynen böyledir; işletmenizin amacı sadece para kazanmak olursa bundan tat alamazsınız ama para kazanmadan da o işletmenin sürdürülebilirliği mümkün değildir. Olaya böyle bakmak gerekiyor.”

LC Waikiki’nin 2023 yılında Avrupa’nın en büyük 3 perakendecisinden biri olacağını belirten Vahap Küçük, “Tüm çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz. Şirket olarak neyi yapıp neyi yapmamamız gerektiğini iyi biliyoruz. Hedefimize ulaşmak için hem yurtiçi hem de yurtdışında gereken yatırımları yapacağız” dedi. 

Vahap Küçük, Mehmet Günsür ve Gülse Birsel’in rol aldığı LC Waikiki reklam filmleri hakkında ise şu açıklamayı yaptı: “Kampanyadan çok memnunuz. Marka yüzümüz kim olsun diye aylarca araştırma yaptık. Tüketicinin kendini yakın hissedeceği isimleri aradık. Özel yaşamına dikkat eden, gençler tarafından sevilen iki isimde karar kıldık. İkisi de markamızı başarıyla temsil ediyor. Kampanya yayına girdiğinden bu yana çok olumlu tepkiler alıyoruz.”

İnsan, marka ve teknoloji atılımlarının bizleri geleceğe taşıyacak en önemli unsurlar olduğuna vurgu yapacak YZB 2013, her yıl olduğu gibi bu yıl da perakende sektörünün nabzını tuttu. a YZB 2013’e binlerce katılımcı ve yüzlerce firma ile sektörde rekor katılımın gerçekleştiği organizasyon olma özelliğini korudu.