Bu sağlıklı küresel büyümenin 2017 yılındaki küresel büyümeden daha hızlı olabileceğini belirten Levy, küresel ticaret hacminin de daha güçlü hale geleceğini ifade etti. Levy, ABD’de vergi reformuyla birlikte büyümenin yüzde 3’e yaklaşabileceğini belirterek ülkede enflasyon ve ücretlerdeki artışın ılımlı olacağını aktardı.

Avrupa ekonomisinin güçlü tüketim ve iç taleple 2018 yılında potansiyelinin üzerinde büyüme gerçekleştirebileceğini dile getiren Levy, Japonya’nın ise ılımlı bir büyümeye sahip olabileceğini ancak ülke ekonomisinin ihracatlardaki sürdürülebilir kazançlar ve tüketici harcamalarındaki yükselişle hala potansiyelin üzerinde büyüme yolunda olduğunu anlattı.

İngiltere’de ekonomisinde Brexit endişeleriyle daralmalar olabileceğine ve ılımlı bir büyümenin beklendiğini vurgulayan Levy, ancak yine de ufukta İngiltere ekonomisine dair iyileşme belirtilerinin olduğunu kaydetti.

Levy, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin ise Çin’deki sürdürülebilir güçlü büyümenin öncülüğünde 2018 yılında sağlam bir yapıya sahip olabileceğini belirtti.

RBC Ekonomik Araştırmalar Yardımcı Başekonomisti Paul Ferley ise 2018 yılında küresel büyümenin güçlü bir hızda büyümeye devam edeceği öngörüsünde bulundu

Ferley, ABD Merkez Bankası’nın ( Fed) aynı yolunda ilerleyeceğini ifade etti. Fed’in başkanının değişmesinin bankanın politikasını 2018’de değiştirmeyeceğini aktaran Ferley, Jerome Powell’ın da Janet Yellen gibi parasal teşvikleri kademeli ve tutarlı bir şekilde geri çekeceğini ancak bunun daha yumuşak bir tonda olabileceğini dile getirdi.

Ferley, Fed’in 2018’de yılının her çeyreğinde faizleri artırabileceğini ve yıl sonununu yüzde 2,5 oranla tamamlayabileceğini söyledi. ABD’de 2018 yılında firmaların güçlü büyüme trendinden fayda sağlayacağını anlatan Ferley, bunun istikrarlı petrol fiyatları ve düşük finansal maliyetlerle olacağını vurguladı.

Ferley, ABD’nin büyümesinin ise yüzde 2,5 civarında gerçekleşebileceğini belirtti. Avro Bölgesi’nin ekonomisinin Brexit’ten kaynaklanan belirsizliklere karşın güçlü bir ivmeyle seyrettiğini ifade eden Ferley, İngiltere’nin ise Brexit belirsizliklerinden dolayı faturayı en ağır ödeyen taraf olabileceğini aktardı.

Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys de Fed’in öncülüğünde merkez bankalarının parasal politikalarının kademeli olarak normalleşmesi ve küresel piyasalardaki iyileşmenin senkronize bir şekilde gerçekleşmesiyle gelişmekte olan piyasalar için de görünümün pozitif olduğunu dile getirdi.