Dolar 32,3733
Euro 34,9950
Altın 2.325,67
BİST 9.091,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Türkiye nasıl? Lojistik merkez olmamayı başarıyor!

24 Şubat 1981 Yılında İstanbul'da doğdu, Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Girişimcilik ve proje yönetimini derece ile bitirdi. okurken UND öğrenci çalışma grubu ile "Ankara Öğrenci Zirvesi"nde aktif olarak görev yaptı ve organizasyonunda konuşmacı olarak katıldı Araştırmayı ve sorgulamayı seven bir yapısı olan Ergenecoşar Metsan Lojistik bünyesinde Pazarlama ve Kalite Yönetmeni olarak iş yaşamına başladı. BLMYO Mezunlar derneği Kurucu üyeliğinin yanında Utikad Genç forwarder çalışma grubu, Utikad Gümrük ve Antrepo çalışma grubu ve Utikad Denizyolu çalışma grubunda aktif görev almaktadır.
09 Aralık 2014 12:21 | Son Güncellenme: 09 Aralık 2014 12:44

Sabri Ergenecosar - Kopya

Türkiye lojistik merkez olmak için coğrafi konum olarak en uygun ülke olma özelliğini taşıyor. Avrupa ve Asya arasında ki köprü vazifesi görmesi ülkemizin bu konuda ki öneminin daha net anlaşılmasını sağlayabilir

Üniveristeye yeni başladığım dönemlerde “Dünyada lojistik merkez olarak Türkiye” kelimesini çok duymuş ve okumuştum. Bunun sebeplerinden en önemlisi Türkiye’nin planlanmakta olan uluslararası taşıma yollarının kavşagında yer alıp Doğu Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya kolay ulaşılabilecek bir coğrafi konumda bulunmasıdır. “İpek Yolu” bu konuda bize rehber olacak en güzel olgudur.

Yapılan tüm stratejik toplantılar, master planlar ve konferanslarda dile getirilen ortak dil, 2023 yılına doğru lojistik sektörünün şuan ki konumunun çok üstünde büyüyeceği ve bu lojistik merkez kelimesinin bir vücuda bürünerek hayat bulacağına yönelikti.

Çok değil 2014 yılının ilk aylarında lojistik konusunda tecrübeli büyüklerimiz ve ulaştırma bakanlarımız yapmış olduğu açıklamalarda lojistik merkez olabilmek için alt yapı hazırlıklarının hızlandığını, Demiryolu, Karayolu, Havayolu, taşımacılığının Denizyoluna göre çok az olan Pazar paylarının yeni altyapılarla artırılacağını ve hedeflenen 2023 stratejilerine bir adım daha yaklaşılacağı yönünde açıklamalar idi.

3 köprü, 3 Havalimanı inşaatları başladığında ve lojistik köyler yeniden gündemimize girdiğinde biz lojistikçiler gerçekten umutlanmış ve Türkiye’nin ihtiyacı olan alt yapı çalışmalarının bir nebze de olsa başladığını düşünmüştük. Fakat, “Dereyi görmeden paçayı sıyırmak” diye çok güzel bir deyimimiz var. Bizde o hataya düşmüş ve ileriye dönük olarak stratejilerin başarıya kavuşması ile ilgili umut dolu olduğumuz için sektör adına mutlu olmuştuk.

HARİTA

Peki son durum nedir?

Sizler Farkında mısınız bilmiyorum ama Türkiye an itibari bu merkez konumumuzu kaybetmeye başladık. Bunun sebeblerinin başında yanlış stratejiler ve yanlış dialoglar gelmektedir. En yakın sınır komşularımız ile kavgalı durumdayız. Suriye ile başlayan sınır komşularımız ile problemler bir virüs gibi diğer komşularımıza da sıçradı

Şuan Kuzey afrika, orta asya ve avrupa geçişlerimiz yaptığımız tüm ülkelerle sorunlu bir durumdayız. Bunun sebeplerini saymaya kalksak mevcut Başbakanımızın dış işleri bakanlığı döneminden başlayıp yüzlerce sayfa bulacak hata zincirini rapor veya kitap halinde sunulabiliriz. Geçmişe dönük yaşayarak önümüzdeki engelleri çözemeyiz. İleriye dönük fikirler ile hemen çözümler üretmeli ve komşularla sıfır sorun politikasından uzaklaşarak az sorun politikasını benimsemeliyiz. Çözüm odaklı bir stratejiye dönersek belki o zaman bu kadar sorun da yaşamayız

Son olarak İran sınır kapısını türk tır’larına kapattı. Mısır dan gelen açıklama ise daha kötü çünkü Nisan 2015 yılında bitecek olan iki ülke arasında ki “transport” anlaşmasını yenilemeyecekler.

Denizyolu taşımacılığı yapan firmalar zaten bir çok konuda bir sürü sıkıntı yaşarken birde mısır’ın anlaşmayı uzatmama kararı ile daha büyük bir fırtınanın ortasında bulacağı anlamına geldiğinin sanırım farkındasınız.

Farkında olmayanlar için açıklamak gerekirse;

Türkiye Çin’den ithal ettiği malların geliş rotası üzerinde mısır limanınının olması. Çin limanından çok büyük (15000 konteyner) gemiler ile 15 günde mısır limanına gelen konteynerlar mısır limanında daha küçük konteyner gemilerine yüklenerek Türkiye limanlarına geliyor. Bu işlem için  konteyner başına transit işlem için çok düşük bir ücret ödeniyor. Bu küçük ücret ödenmesinin sebebi de “transport anlaşması” ydı. Bu anlaşma bittiğinde üctetler kat be kat artacak cünkü; gümrükleme masrafı ve vergi ödemeleri başlayacak, bunun sonucunda ödeyeceğimiz ücretler hem navlun’a hemde transit süreye yansıyacak böylece ithalat ayağımız sekteye uğrayarak lojistik sektörüne en büyük darbeyi yiyeceğiz.

Umarım sektör bukadar zor durumda kalmadan, mısır ve diğer ülkelerle yaşanan bu anlaşmazlıklar bir an önce çözüme kavuşur. Devlet büyüklerimiz ve STK lar konuya hassasiyetle eğilerek sektörün ilerki zamanlarda yaşayacağı bu sıkıntıları bir an önce çözüme kavuştururlar.

 

Sabri ERGENECOŞAR

Alryada Denizcilik

sabri@alryada.co

 

REKLAM ALANI
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
29 Haziran 2016 15:47
31 Aralık 2017 17:01
24 Ocak 2014 16:44
16 Mart 2018 19:13