Dolar 32,3583
Euro 34,9921
Altın 2.326,20
BİST 9.112,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 19°C

Türkiye: Dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olmayı hedefliyor!

Türkiye: Dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olmayı hedefliyor!
25 Haziran 2013 09:19 | Son Güncellenme: 25 Haziran 2013 09:20
A+
A-

Barış Öney

Türkiye’nin sıra dışı büyümesinin ardındaki hikaye nedir ve yabancı yatırımcılar için Türkiye ne gibi fırsatlar sunuyor? Globalturk Capital’den Barış Öney gelişmelere ışık tutuyor

Türkiye’nin geçtiğimiz on yılda nasıl büyüdüğüne dair görüşlerinizi paylaşır mısınız?

Geçtiğimiz on yılın içinde çeşitli makro ekonomik verilere bakmanın büyümenin anlaşılması açısından faydalı olacağına inanıyorum. Türkiye yarısı 30 yaşın altında olan toplam 76 milyonluk nüfusu ile dünyadaki 17. Avrupa’daki 6. en büyük ekonomi haline geldi (AB ile kıyaslandığında en büyük genç nüfus

Dünyadaki çoğu ekonomiyi olumsuz etkileyen durgunluk ve finansal krize rağmen Türkiye 2002’den beri sürdürdüğü sıkı maliye ve para programları ve sağlam bir finansal sistem sayesinde ekonomisinde büyük bir büyüme gerçekleştirdi. 2008 ve 2009’da dünyada gerçekleşen krizi bir kenara bırakırsak, Türkiye 2002 – 2008 yılları arasında ortalama %7,5, 2010 ve 2011’de ise yaklaşık %9 büyüme göstermiştir. 2011’de Çin ve Arjantin’in ardından GSYİH’de %8,8 büyüme oranı ile dünya genelinde en hızlı büyüyen üçüncü ekonomi oldu.

2012’de büyüme oranı %2,2 olarak gerçekleşti, bu da Avrupa genelindeki en yüksek büyüme oranı olarak karşımıza çıkıyor. Ortalama enflasyon 2002’de %40’lardan başlayıp giderek düşen bir trendin sonucunda 2012’de Türkiye tarihinin en düşük seviyesi olan %6,5’e geriledi. Kişi başına düşen GSYİH ise son on yılda üçe katlanıp 10.504 USD’ye ulaşmış ve kişi başına satın alma paritesi

ise 15.000 USD’yi aşmıştır. Son altı yılda doğrudan yabancı yatırımları 110 milyon USD’ye ulaşmış, bunun %15’i özel sermaye yatırımı (girişim sermayesi) olarak gerçekleşti.Makro ekonomik değerlere ek olarak Türkiye Coca Cola, GE Healthcare, Microsoft, Intel, Ericcson ve benzerleri gibi çok sayıda çokuluslu şirket için bölgesel bir merkez olarak yer almasının yanı sıra, IFC ve EBRD gibi bölgesel merkezlerini İstanbul’a taşıyan şirketlere de ev sahipliği yapmaktadır. Kültür ve turizm bakımından çok sayıda zenginliğe sahip olması ve her yıl 33 milyon turistin ziyaret etmesine ek olarak, Türkiye Avrupa ve Asya arasındaki en büyük üretim ve hizmet merkezidir. Ülkemiz Güney Doğu Avrupa, Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın merkezinde bulunmasıyla büyük öneme sahip olan coğrafi konumundan yararlanırken yatırımcıları, girişimcileri ve turistleri kendisine çekiyor. Bu, çoğu ülkenin sahip olmadığı bir değerdir.

Türkiye’nin büyüme potansiyelini nasıl görüyorsunuz ve bu durum enerji ve diğer altyapı yatırımları için ne anlama geliyor?

Sürekli ilerleyerek 2012 – 2017 yılları arasında %5,2’lik ortalama GSYİH büyüme oranı beklentisi ile OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olması bekleniyor.

Türkiye, Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı olan 2023 için oldukça iddialı hedefler belirledi. Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde dünyadaki en büyük 10 ekonomiden biri olmayı hedefliyor. Bunu gerçekleştirebilmek için ihracatın şu anda bulunduğu 150 milyar USD seviyesinden 500 milyar USD seviyesine ulaşması ve kişi başı GSYİH’nin 10.000 USD’den 25.000 USD’ye yükseltilmesi gerekiyor. Bundan dolayı yatırıma olan ihtiyacımız son derece yüksek.

Diğer girişimlerin yanında hükümet enerji, bilişim ve iletişim teknolojileri ile ulaşım başta olmak üzere 250 milyar USD değerinde çeşitli altyapı projesi başlattı. Şu anda Türkiye’nin elektrik üretme kapasitesi 54.000 Megawatt ve ülkenin agresif büyüme hedefini gerçekleştirebilmek için talebin şu anki kapasitenin iki katına çıkması bekleniyor. Mevcut telekom altyapısının dünyadaki en gelişmiş ve en hızlı altyapılardan biri olmasına rağmen genişbant yatırımları büyük ölçüde devam edecek. Yeni yollar, tüneller, hızlı trenler, hava limanları, kanallar ve köprüler önümüzdeki on yıl için planlanıyor ve ihaleler çoktan başladı.

Enerji sektöründe özellikle yabancı yatırımcıların artan bir ilgisi ve yatırımı olduğu gözleniyor. Bu trendin devam edeceğini düşünüyor musunuz?

 Şu anda Türkiye’de kurulu enerji kapasitesi geçtiğimiz on yıl içinde 27.000MW’tan ikiye katlanarak 54.000MW’a yükseldi. Uluslararası Enerji Ajansına göre Türkiye’nin enerji piyasası Çin’den sonra geçtiğimiz on yılda en hızlı büyüyen enerji piyasası oldu. Daha önce belirttiğim gibi önümüzdeki on yıl içinde enerji talebi iki kat artacak ve Türkiye fazladan 50.000MW enerji kapasitesine ihtiyaç duyacak.

Türkiye, Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı olan 2023 için oldukça iddialı hedefler belirledi. Türkiye önümüzdeki 10 yıl içinde dünyadaki en büyük 10 ekonomiden biri olmayı hedefliyor. Bunu gerçekleştirebilmek için ihracatın şu anda bulunduğu 150 milyar USD seviyesinden 500 milyar USD seviyesine ulaşması ve kişi başı GSYİH’nin 10.000 USD’den 25.000 USD’ye yükseltilmesi gerekiyor. Bundan dolayı yatırıma olan ihtiyacımız son derece yüksek.

Diğer girişimlerin yanında hükümet enerji, bilişim ve iletişim teknolojileri ile ulaşım başta olmak üzere 250 milyar USD değerinde çeşitli altyapı projesi başlattı. Şu anda Türkiye’nin elektrik üretme kapasitesi 54.000 Megawatt ve ülkenin agresif büyüme hedefini gerçekleştirebilmek için talebin şu anki kapasitenin iki katına çıkması bekleniyor. Mevcut telekom altyapısının dünyadaki en gelişmiş ve en hızlı altyapılardan biri olmasına rağmen genişbant yatırımları büyük ölçüde devam edecek. Yeni yollar, tüneller, hızlı trenler, hava limanları, kanallar ve köprüler önümüzdeki on yıl için planlanıyor ve ihaleler çoktan başladı.

Bu da Türkiye’deki EPDK’nın öngörülerine göre yılda ortalama 3 milyar USD’lik yatırıma eşdeğerdir.

 Umut verici büyüme hedefleri ve fırsatlar yerel ve uluslararası enerji devleri için Türkiye’yi birinci seçenek haline getiriyor. Artan yerel talep ve yatırım ihtiyacının yanı sıra özelleştirme portföyü içinde enerji alanında çok sayıda malvarlığı, nükleer enerji santrallerinin oluşumu, doğalgaza olan bağımlılığı azaltmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması, Türkiye’nin petrol, doğalgaz ve elektrik kaynaklarının uluslararası piyasalara aktarılmasına uygun jeopolitik konumu ve hükümetin 2023’e kadar elektrik üretimi için ülkenin linyit ve kömür kaynaklarını tam olarak kullanmak üzere hazırladığı plan gibi gelişmeler de söz konusu. Tüm bunlar Türkiye’nin çekiciliğini açıklamaya yardımcı olan faktörler.

Özelleştirme süreci ve piyasanın daha da serbestleştirilmesi ile kamu sektörü 2015’te enerji üretim kapasitesinde sahip olduğu %40’lık payı %15’e düşürmeyi amaçlıyor. Bu da sadece Türk şirketleri için değil aynı zamanda yabancı şirketler ve altyapı fonları için önemli yatırım fırsatları anlamına geliyor. Çok sayıda yabancı şirket ortak şirket kurarak veya Türk şirketlerine yatırım yaparak Türk piyasasına girdi. Bunların bazıları EON-Enerjisa, SOCAR-TURCAS ile Petkim, GAMA-GE, Çalık-Eni, RWI-TURCAS, AES-Koç, OMV-Doğan, Gazprom-Bosphorus GA’dir.

Şu anda en az 100 özel sermaye yatırımcısı (girişim sermayesi fonu) çeşitli sektörlerde Türk şirketlerini izliyor. Bununla birlikte altyapı yatırımlarına yatırım yapan çok fazla özel sermaye şirketine rastlamıyoruz. Güçlü büyüme fırsatlarından yararlanabilmek için hem klasik özel sermaye fonlarının  hem de altyapı projelerine yatırım yapan özel sermaye fonlarının güçlü yerel enerji şirketleriyle ortaklık olanaklarına göz atmalarını tavsiye ederim. Ardından beş ila on yıl içinde halka arz veya stratejik satışlar ile bu yatırımlardan çıkabilirsiniz. Kazancı ise büyük olacaktır.

Türkiye piyasasına yatırım yapmayı düşünen yatırımcıların bilmesi gereken en önemli şey nedir?

 Türkiye’nin dünya üzerindeki pivot konumu gibi Türkiye piyasasını da karakterize etmek zordur. Türkler’in iş yapış tarzı  Türk, Avrupa, Rus, BDT ülkeleri ile ODKA’nın (Ortadoğu – Kuzey Afrika) bir bileşimini yansıtsa da, iş kültürü daha çok Türk-Amerikan-Japon birleşimine benzemektedir.

Anlatmaya çalıştığım şey, Türk insanı son derece çalışkan ve gerçekçidir ancak duygusal olarak iyi motive olması gerekir ve eğlenmeyi, çalışma ve diğer arkadaşları ile sosyalleşmeyi severler. Bu yüzden Türk girişimcilerle Türklerin faaliyet alanlarında iş yapmak oldukça komplikedir. Türk girişimciler ile ortaklık kurmayı düşünen yabancı yatırımcılar ortaklarıyla ilk kez iş yaparken son derece titizlik ve dikkatle hareket etmelidir.

Türk insanı son derece misafirperverdir ve bunun sonucu olarak Türk girişimcileri ve çalışanları da aynı özelliğe sahiptir. Onlarla çalışmak genellikle çok keyifli bir deneyimdir. Ancak aynı zamanda son derece duygusal olabilirler ve iş daha derin ve daha ayrıntılı hale geldikçe farkında olmadan onları gücendirebilme ihtimali ve duygular anlık olarak değişebilir.

 Bu yüzden finans, hukuk ve vergi ile ilgili detay due-diligence gibi konulara girmeden önce yabancı yatırımcıların Türk şirket sahiplerini ve üst düzey profesyonelleri tanımaları ve ayrıntılı değerlendirmeye başlamadan önce ayrıntılı bir iyi niyet mektubu veya ön protokol hazırlamalarını tavsiye ederim. Tüm ayrıntılı ve önemli konular başlangıçta mutabakata bağlanmalı, ortaklar sözleşmesine bırakılmamalıdır. Hatta yabancı yatırımcıların ortaklık seviyesinde deneyimli danışmanlarla yakın şekilde çalışmalarını tavsiye ederim.

Yatırım öncesi ve sonrası yönetim ve danışmanlık hizmetleri şirketi olarak Globalturk Capital yabancı yatırımcıların yatırımlarında global ve lokal (glokal) ortak olarak yer almaktadır. Türkiye’deki mevcut veya olası yatırımları, onların çıkarları ile aynı doğrultuda hareket ederek global ve lokal, yakın ve benzersiz yatırım ortakları olarak hareket ederek koordine etmek, yardımcı olmak ve/veya yönetmek bizim uzmanlık alanımızdır.

Asıl amacımız yerel ortaklarıyla profesyonel ancak samimi bir yaklaşım içinde yatırımcılar adına yönetim kurulu seviyesinde aktif şekilde rol alarak onlara yatırım sonrası dönemde yardımcı olmaktır. Ortaklar arasında yatırım sonrası dönemde veya ortaklık boyunca oluşabilecek olası sorunları ortadan kaldırmak üzere yatırım öncesi dönemden başlayarak iletişim yetersizliklerini ve iş ile ilgili sorunları çözmek de amaçlarımız arasındadır.

Türkiye’de enerji alanındaki faaliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

 Hem Türkiye’de hem de yurt dışında enerji sektörü ile çok ilgiliyiz.

Şu anda Londra Borsasında yer alan Genel Energy şirketinin Türk yatırım camiasıyla ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı oluyoruz. Genel Energy Kuzey Irak’taki en büyük petrol ve gaz arama ve üretim şirketlerinden biridir ve ODKA bölgesinde hızla büyümektedir. Bununla birlikte Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden birine sermaye yoluyla kaynak yaratma sürecinde yardımcı olmaktayız. Şirket şu anda 1.000 MW güç üretim kapasitesine sahip ve bu yılın sonunda hidroelektrik, gaz ve yenilenebilir varlıklar ile bu rakamı 2.000 MW’a yükseltmeyi hedefliyor, buna bir de güçlü bir proje havuzunu eklemek lazım. Ayrıca doğrudan buhar üretimi ile çalışan ve yakın zamanda ABD ile Türkiye’de pilot projeler gerçekleştirmiş CSP güneş enerjisi teknolojisine yatırım yaptık. İlk ticari birim ise yakında inşa edilecek.

Globalturk Capital’de gerçekleştirdiğiniz diğer yatırımlar ve danışmanlık işlerinden bahseder misiniz?

 Kısa zaman önce, 30’un üzerinde gelişmekte olan piyasalarda yatırım yapan ABD’nin en büyük KOBİ özel sermaye fonu yapan SEAF ile münhasır ortaklığa imza attık. Şu anda değeri 1 ila 7 milyon USD arasında yatırım ihtiyacı olan Türk KOBİ’lerine SEAF ile birlikte yatırım fırsatlarını araştırmaktayız. Bu, şimdilik özel sermaye fonlarının pek yer almadığı ancak yüz binlerce Türk şirketinin bu tür sermayeye aç olduğu bir segment. Bununla birlikte SEAF ile Türkiye için 75 milyon USD’lik bir KOBİ fonu oluşturma süreci içindeyiz.

Buna ek olarak Japon Mitsui ile birlikte bir çağrı merkezi şirketine ortak yatırım yaptık. Aynı zamanda Türkiye’de bilişim ve dijital signage sektöründe faaliyet gösteren iki şirkete ortak yatırım yapacağımız yatırımcılar arıyoruz. Bunun dışında Türk şirketlerine özel sermaye fonları, halka arz veya sdiğr yatırımcılardan sermaye yoluyla kaynka yaratmaya çalışıyoruz. Son üç yıl içinde hem Türkiye’de hem de bölge içinde çok sayıda danışmanlık hizmeti sağladık.

Her zaman yerel ortaklarla çalışmak en iyi seçenek midir yoksa bu durum için bazı istisnalar mevcut mudur?

Türk piyasasındaki deneyimimi göz önünde bulundurduğumda yanıt kesinlikle EVET. Türkiye’de iş yapmak için iyi bir Türk girişimci ile ortaklık kurmayı kesinlikle öneriyorum. Ancak bu yeterli değil. Aynı zamanda stratejik veya özel sermaye fonu olsun, Türk girişimcilerini, profesyonelleri ve faaliyet ortamını ve yabancı yatırımcılarla çalışmayı bilen ve kavrayan bizim gibi şirketlerle işbirliği yapmayı kesinlikle öneririm.

Bu özellikle Türkiye’nin ilk 500 veya 1.000 şirketi arasında yer almayan şirketlerle ortaklık kuracak yabancı yatırımcılar için son derece önemlidir. Türkiye’de yatırım yapılabilecek ortaklık kurulabilecek 500.000’den fazla şirket bulunuyor ve kanımca yabancı yatırımcıların bizler gibi glo-kal girişim patneri bulunması önemlidir.

 EKONOMİ AJANDASI

REKLAM ALANI