Dolar 32,3812
Euro 35,0362
Altın 2.326,46
BİST 9.138,22
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Sorunlar ile yüzleşemeyenler sonucu belirleyemez!

Sorunlar ile yüzleşemeyenler sonucu belirleyemez!
23 Şubat 2015 10:45
A+
A-

Sorunlar ile yüzleşemeyenler sonucu belirleyemez!

Küresel düzeyde belirleyici konuma yükselen riskten kaçınma eğiliminin pek dile getirilmeyen özel bir anlamı var: yapay gündemler ve kısa vadeli beklentiler yolu ile geniş kitleleri yönlendirmek giderek zorlaşıyor.
Güvensizlikle birlikte kırılganlığın artması engellenemiyor. Orta vadeye ilişkin farkındalık arttıkça, güç dengeleri değişiyor ve gerçekler ile tanışmanın hızlanması önlenemiyor! Birikmiş sorunların çözümsüz olduğu kanaati güçleniyor!

Gerek üreticiler gerekse tüketiciler açısından, orta vadeli eğilimler daha önemli ve belirleyicidir. Kısa vadeli ve yapay beklentilerin bugün olduğu gibi etkisi azalmaya başladığında, eğilimleri kontrol altında tutmak zorlaşır; para otoritelerini gereksiz şekilde zorlamak umulan sonuçların ortaya çıkmasına yetmez.

Finansal piyasaların mecburen görmezden gelmesi, üretici kesimlerin çok yönlü olumsuz baskılar altında bunaldığı ve aşırıya kaçan oranda kırılganlaştığı gerçeklerini gizleyemiyor. Bir yandan pazarların öngörülemeyen şekilde daralması, diğer yandan emtia fiyatları ile döviz kurlarının sert salınımlarla dalgalanması çok ciddi sıkıntılar yaratıyor. Küresel ticaret hacmi bu baskılar karşısında yenik düşüyor ve küçülmeye zorlanıyor; rekabet koşullarındaki bozulma, hem hesap yapılabilmesini ve hem de evdeki hesabın çarşıya uydurulabilmesine izin vermiyor. Son on yılda para bolluğu sayesinde yaratılan aşırı kapasite ve istihdam sarsıcı bir şekilde çözülmeye başlıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hesaplanan Ocak ayı Yurtdışı Üretici Fiyatlarına ilişkin veriler, yukarıda özetlemeye çalıştığımız olumsuzluğu teşhir ediyor. Özetle söylemek gerekirse, defl asyon baskısının yıkıcı olabilecek kadar tehlikeli boyutlara yükselmiş olabileceğini hesaba katmak gerekiyor. Bu durum hem tüketicileri hem de risk taşıyanları olumsuz yönde etkiliyor. Bir kesim zorunlu ihtiyaç dışındaki talebini ötelemeye çalışırken, diğeri kayıplarının artmasını beklemeden risklerini küçültmeye çalışıyor. İçeride Merkez Bankası para Kurulunun alacağı kararlar ya da dışarıda Yunanistan ve diğer konulara ilişkin gelişmelere kayıtsız kalıyorlar. Koşullar böyle olunca yanık kokusu her tarafa yayılıyor ve eğilimleri kontrol altında tutmak veya yönlendirmek olanaksızlaşıyor. Kısır tartışmalar bu olumsuzlukları düzeltemiyor.

Dalgalı bir şekilde güçlenen riskten kaçınma eğilimi, sürdürülebilir olmayan eğilimler sayesinde ağırlaşan ve çözümsüz hale gelen sorunların sonucudur; daha başlangıç aşamasındadır. Bu olumsuzluk etkili olmaya devam ettiği sürece, tasarruf fazlası olan ekonomilerde faizlerin negatif seviyelere inmesi ve tasarruf açığı olan bölgelerde ise yükselmesi doğaldır! Siyasi iradeler, para otoriteleri ve finansal piyasalardan oluşan koalisyonunun müdahaleleri etkisiz kalmaya başlamış ve sistem hızla yıpranma sürecine girmiş gibi görünmektedir. Temenni niteliğindeki, yılın ikinci yarısına ilişkin iyimser söylemler etkili olamamaktadır.

Sistemi oluşturan kurumsal yapı ve tek ses olmaya yönelen geniş kesimler arasındaki uçurum artmakta, güvensizlik büyümektedir. Bir taraf diğerini oyalayıp aldatarak şeklen günü kurtarmaya çalışmakta, diğerleri ise artık kabak tadı veren bu çözümsüzlüğe isyana hazırlanmaktadır. Kısa süreli ateşkes anlamına gelebilecek sakinleşmelerin, iki tarafı da memnun edebilecek kalıcı bir çözümle sonuçlanabilmesi olasılığının sıfır olduğu bilinmektedir. Bu inatlaşma yeni bir küresel krize davetiye çıkartmaktan başka bir anlam taşımıyor.

Daha açık konuşalım: para otoritesi ile finansal piyasaların geniş kesimler üzerindeki yönlendirici etkisi hızla azaldıkça, yıpranmış ve yozlaşmış sistemi savunmaya çalışan siyasilerin üzerindeki baskı büyümektedir. Bu durum saadet zincirinin er veya geç kırılması, kaotik bir dönemin başlaması anlamındadır. Her bölge bir şekilde kendi gerçekleri ile yüzleşmek zorunda kalabilir! Biraz dikkatle bakar iseniz, gelişen veya gelişmiş tüm bölgelerde benzer dinamiklerin belirleyici olmaya başladığını görebilirsiniz.

Mehmet Uğur CİVELEK

REKLAM ALANI