Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

Sanayi üretimi 2015’e çok kötü bir başlangıç yaptı

Sanayi üretimi 2015’e çok kötü bir başlangıç yaptı
11 Mart 2015 00:05 | Son Güncellenme: 11 Mart 2015 10:40
A+
A-

imalat-sanayi

Negatif veri akışına sanayi de eklendi. Sanayi üretimi ocakta geçen yılın %2.3 altında kaldı

2015 yılının göstergeleri peş peşe açıklanmaya başladı. Bakıyoruz da neredeyse hiçbir göstergede olumlu bir gerçekleşme yok.

Enflasyonu ocak ayında yüzde 1’in çok altında bekliyorduk, gerçekleşme yüzde 1.10’la bir anlamda hayal kırıklığı yaratan düzeyde geldi. Şubatta, geçen yılki düzey aşıldı ve gerçekleşme yüzde 0.71 oldu.
Merkez Bankası danışmanlarından Ercan Türkan’ın hazırladığı endekse göre, ocak ayındaki tüketim, reel olarak bir önceki aya göre yüzde 6.4, 2014’ün aynı ayına göre yüzde 3.1 geriledi. Yani Türk halkı ocak ayında reel olarak daha az tüketim yaptı.

Geçen yıl sonunda 2.82 olan bulunan euro, bir ara gerilese de şu günlerde de aynı düzeyde. Dolar ise 2014’ü 2.32’den kapattıktan sonra 2.64’e kadar çıktı, Merkez Bankası’nın dün aldığı döviz depo faizini düşürme yönündeki kararıyla 2.59’a geriledi. Yani dolarda yine de kayda değer bir artış var.

Geçen yıl ocak ayında 19.3 milyar dolar olan ithalat, bu yıl 16.6 milyara indi. Bu gerileme ağırlıkla enerji faturasındaki hafiflemeden kaynaklandı. Ancak, kur artışıyla tırmanışa geçeceği ileri sürülen ihracatta da çok az da olsa düşüş yaşandı. İhracat, 12.4 milyar dolardan 12.3 milyar dolara geriledi.

Yeni yılın olumsuz göstergelerine dün bir yenisi eklendi. Sanayi üretimi yıla çok kötü bir başlangıç yaptı. TÜİK’in 2010 bazlı yeni serisine göre ocak ayları itibariyle bir önceki yıla göre ilk kez gerileme oldu. Herhangi bir arındırma işlemine tabi tutulmamış endekse göre, ocak ayındaki sanayi üretimi geçen yılın aynı ayındaki üretime kıyasla yüzde 2.3 daha düşük gerçekleşti.

Ocak ayındaki üretim, bir önceki yıla göre olmak üzere 2011’de yüzde 19.1, 2012’de yüzde 2.6, 2013’te yüzde 2.2, 2014’te ise yüzde 7.6 artmıştı. Yani ilk kırmızı gerçekleşme bu yıl oldu ve üretimde geçen yıla göre yüzde 2.3’lük gerileme ortaya çıktı.

Sanayi üretiminin 2011 yılının ocak ayında yüzde 20’ye yakın artması, kriz yüzünden 2010’daki üretimin çok düşük gerçekleşmesine dayalı baz etkisinden kaynaklandı. Yani üretimde 2010 ve 2011’in ocak ayları, aslında ölçü alınacak aylar sayılmaz. Dolayısıyla yüzde 19’luk artış, bir anlamda 2010’un düzeltmesi olmaktan öteye pek bir anlam taşımıyor. Bu iki yıldaki dalgalanmanın nedeni de küresel kriz.
Biraz önce de belirttik, bu oranlar herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan endeksle bulunan oranlar. Ancak, arındırılmış endekslerin ortaya koyduğu tablo da parlak değil. Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre ocak ayındaki sanayi üretimi geçen yılın yüzde 2.2 altında kaldı. Üretim, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endekse göre ise ocak ayında aralık ayına göre yüzde 1.4 azaldı.

Yani sanayi üretimindeki genel gidişat, en azından yıla başlangıç hiç de parlak değil. Döviz kurunun şubatta daha da yükseldiği dikkate alınırsa, belli ki şubattaki üretimden de pek umut yok.

Sanayi üretiminin GSYH’nın yaklaşık dörtte birini oluşturduğu dikkate alınırsa, bu oranlar gerçekten can sıkıyor. Tamam, henüz elde yalnızca bir ayın verisi var, köprülerin altından daha çok sular akar, kabul; ama şubatın ocaktan daha iyi gelmesini beklememizi sağlayacak ne gibi gelişmeler var ki? Ya da daha sonraki aylar için daha umutlu olmayı gerektirecek veriler ne olabilir ki?

Gidişat pek hoş değil. Özellikle kurdaki bu hızlı tırmanma ve bunun yarattığı gelecek kaygısı tüketimi ve bağlı olarak üretimi sekteye uğratacak en büyük etken. Ayrıca, kur oynaklığı ihracatçının fiyat oluşturmasının önünde büyük bir engel. Petrol fiyatı sayesinde ithalatta elde edeceğimizi umduğumuz avantajı kur artışıyla büyük ölçüde yitiriyoruz. Bu kur artışı, dönüp dolaşıp ihracatı da, beklentilerin tam tersine olumsuz etkiliyor. Bu koşullarda üretimin hızlı bir artış göstermesini beklemek de biraz zorlaşıyor doğrusu.

REKLAM ALANI