Dolar 32,3212
Euro 35,0797
Altın 2.300,60
BİST 9.066,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Ne kadar nükleer santral olursa o kadar iyi’

Ne kadar nükleer santral olursa o kadar iyi’
17 Mart 2013 10:56 | Son Güncellenme: 13 Mayıs 2013 22:00
A+
A-

ULUSLARARASI ENERJI AJANSI BAS EKONOMISTI FATIH BIROL

Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Birol, Türkiye’ye, güvenliğe önem vererek kurabildiği kadar nükleer santral kurması tavsiyesinde bulundu.

Amerikan düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu’nun düzenlediği Brüksel Forumu’na katılan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol soruları yanıtladı.

Fatih Birol, ”Türkiye’de ne kadar nükleer santral kurulursa o kadar iyi. İki tane ‘ama’ var. Birincisi; kurulacak santral için yapılacak anlaşmalarda ekonomik maliyetler gerçekten Türkiye’nin ekonomik çıkarlarıyla paralel olması lazım. İkincisi; seçilecek olan lokasyonlar ve teknoloji mutlaka Türkiye’nin jeolojik şartlarını ve know-how’ını dikkate alması lazım” dedi.

Birol, Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ve hatta Japonya’nın nükleer enerjiye artık daha soğuk baktığı bir dönemde Türkiye’yi nükleer enerji konusunda teşvik etmesinin nedenini ise, şöyle açıkladı:

”Bu ülkelerle Türkiye’yi kıyasladığımız zaman arada çok büyük bir fark var. Almanya’da ve Avrupa ülkelerinin çoğunda elektrik tüketimi yüzde 1 bile büyümüyor. Hemen hemen durağan ve talep olmadığı için yeni santral kurma konusunda bir baskı yok. Türkiye’de ise elektrik tüketimi çok hızlı büyüyor. Çünkü ekonomi büyüyor, nüfus artışı daha hızlı ve modernleşip gelişiyor. Bu bakımdan Türkiye’nin birçok yeni santral kurması lazım ve bunların içinde güvenli bir şekilde kurulacak nükleer santrallerin Türkiye için elzem olduğunu düşünüyorum. Bu aynı zamanda (enerjide) dışa bağımlılığımızın azalması anlamına gelecektir.”

Türkiye’de cari açığın büyük ölçüde enerji ithalatından kaynaklandığını hatırlatan Birol, mevcut şartlar altında önümüzdeki yıllarda artacak petrol, doğalgaz ve kömür ithalatının ve bu kalemlerde beklenen fiyat artışlarının cari açığı da büyüteceğine dikkat çekti.

Türkiye’nin ekonomik menfaatlerinin, mümkün olduğunca enerji ithalatı faturasının azaltılmasını gerektirdiğini belirten Birol, bunun için ”nükleer enerjinin mutlaka ve mutlaka Türkiye’nin enerji üretiminin önemli bir parçası olması”, enerji verimliliğinin artırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarından mümkün olduğunca faydalanılması ve son olarak Türkiye’nin çevresindeki ülkelerle yeni anlaşmalar ve işbirlikleri sayesinde daha iyi fiyatlarla enerji ithal edebilmesi gereğine vurgu yaptı.

‘TÜRKİYE ENERJİ TRANSİT ŞAMPİYONU OLABİLİR’
Türkiye’nin enerji üretiminde veya tüketiminde dünya lideri olmasının mümkün gözükmediğini, ama ”dünyanın enerji transit şampiyonu olabileceğini” söyleyen Birol, Hazar bölgesindeki enerji kaynaklarına ilaveten, siyasi sorunları çözerek Irak, İsrail ve çevresindeki doğalgazı evsahipliği yapacağı yeni boru hatlarıyla dünya pazarlarına ulaştırabilirse, Türkiye’nin, dünyanın en önemli enerji köprüsü haline geleceğini kaydetti.

Enerji ticaretinde Irak’ın Türkiye için ”bulunmaz bir fırsat” olduğunu savunan Bİrol, hem bu ülkeden çıkacak petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden taşınması hem de Türk şirketlerinin burada yapacağı yatırımların büyük potansiyel vadettiğini dile getirdi.

Birol, ”Diğer alternatiflerle karşılaştırdığımız zaman Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye gelebilecek olan gaz, maliyet açısından mesela Hazar bölgesine göre yüzde 50 daha ucuza gelecek” diye konuştu.

İsrail ve çevresinde keşfedilen ”ciddi” doğalgaz kaynaklarını dünyaya pazarlamada 3 alternatif olduğunu anlatan Birol, bu alternatiflerin de sıvılaştırılarak Asya’ya veya Yunanistan ya da Türkiye üzerinden Avrupa’ya satılması olduğunu ve bunlardan Türkiye alternatifinin diğerlerine göre maliyeti 8 kat düşürdüğünü belirtti.

Birol, Kıbrıs Rum Kesiminin Akdeniz’deki çalışmalarıyla ilgili de, ”Oradaki kaynakların kimler tarafından nasıl çıkarılacağı ve kime satılacağı konusunda önemli tartışmalar var. Türkiye de dahil bu bölgedeki ülkelerin bu gelişmelerde söz hakkı olması lazım ve kararın bölge ülkelerinin çıkarına olacak şekilde birlikte alınması lazım. Türkiye gibi büyük bir tüketicinin ve büyük bir ekonominin orada olması mutlaka ve mutlaka hemen herkes tarafından, şirketler ve ülkeler tarafından dikkate alınması gereken bir faktör” değerlendirmesini yaptı.

‘KAYA GAZI SÜPRİZ OLUR’
Türkiye’deki kaya gazı çalışmalarını da değerlendiren Birol, ”Çok kısa süre içinde çok güzel sonuçlar çıkması bence güzel bir sürpriz olur” ifadesini kullandı.

Birol, ABD’deki kaya gazı devriminin, doğalgaz fiyatlarının düşmesine, petrol ve doğalgaz arasında fiyat ayrışmasına yolaçarak Türkiye’yi olumlu etkilediğini ve mevcut sözleşmelerin vadesinin dolmasıyla bu etkilerin daha net hissedileceğini söyledi.

AA

REKLAM ALANI