Dolar 32,5525
Euro 35,0287
Altın 2.429,51
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 17°C
Paz 19°C
Pts 19°C

Kredili refahın sonu mu geldi?

Kredili refahın sonu mu geldi?
04 Mayıs 2015 11:02
A+
A-

 Seçmeni tedirgin eden tablo: 'Kredili refahın' sonu mu geldi?

 Son bir yılda tüketici kredilerinde batık oranı yüzde 51 arttı. Gıda, toptan ticaret, inşaat gibi sektörel kredilerdeki batık artışı ise yüzde 20’leri buluyor. Bu tablo 12 yılda yaratılan ‘kredili refah’ döneminin sarsılmaya başladığını gösteriyor.

 AK Parti’nin 12 yıldır seçimlerde en önemli kozu hep ‘ekonomik istikrar’ oldu. Ancak önümüzdeki seçim için bu kozun o eski sihrinin kalmadığına dair işaretler bir hayli güçlü.

AK Parti ilk kez, seçim beyannamesinde ileriye dönük güçlü bir ekonomi vurgusu yapmadı. Buna karşın istisnasız tüm muhalefet partileri kamuoyunda tartışma yaratan ekonomik vaatlerde bulundular.

Ancak vaatlere bakıp güvenin sarsılıp sarsılmadığı tahmininde bulunmak pek gerçekçi olmaz.

Buna karşın doğrudan vatandaşın yaşamını ilgilendiren, beklentilerini şekillendiren daha somut veriler, sandığa giderken seçmenin aklını kurcalayan sorulara dair önemli ipuçları veriyor.

Nasıl mı?

Öncelikle vatandaşın ‘ekonomik istikrar’ denildiğinde algıladığı tabloyu bir hatırlayalım…

İstihdam, enflasyon, para politikası, büyüme gibi temel makro ekonomik göstergeler aslında uzun süredir risk sinyali verse de vatandaşın önceliği kendi refahını belirleyen, yani doğrudan tüketimini finanse eden kaynaklardaki sürdürülebilirlik.

AK Parti döneminin deyim yerindeyse alamet-i farikası da biraz bu kaynaklardaki patlamada yatıyor. İşte istikrarlı ve yeterli bir ücret artışından ziyade bu tür finansal kaynakların hakim olduğu bir ekonomik iklim, son 10 yılda özellikle de Anadolu kentlerinde bir ‘kredili refah’ dönemini başlattı. Bu dönemin istikrarı da geçmiş seçimlerde olduğu gibi sandığa daima yansıdı.

Peki bugün ne değişti?

Sadece son bir yılda ‘kredili refahın’ ayaklarını oluşturan verileri tek tek inceleyelim…

TAŞITTA SORUN ŞİMDİLİK YOK

  • Vatandaşın refah göstergesi kabul ettiği taşıt sahipliğinde AK Parti dönemi, gerçekten ‘altın yıllar’ sayılır. Sıfır faizli taşıt kredisi olanağı, özellikle otomobil satışlarında rekorlar kırdırdı. Son bir yılda taşıt kresinde takibe düşen alacak miktarı yüzde 12 azaldı. Yani kredi geri ödemesinde gerçekten dikkate değer bir başarı sağlanıyor. Sadece 15 ilde takipteki taşıt kredisi arttı. En yüksek artış yüzde 97 ile Bolu’da. Mardin ve Ağrı da yüksek artış olan iller. Yani vatandaş taşıt kredisine oldukça sağdık.

KONUTTA EĞİLİM NEGATİF

  • AK Parti’nin asıl ekonomik alamet-i farikası ise konut satışı. TOKİ olanağı ile Anadolu kentlerinde ciddi bir konut patlaması yaşandı. Konut kredisinde takipteki alacak miktarı yüzde 8 düştü. Burada da geri ödeme konusunda performans iyi. Ancak konut kredisinde takipteki alacak miktarı bir yılda artan il sayısı 35. Önceki yıllarda ortalama 9-10 ilde konut kredisi performansı kötüydü. Yani sayı bir yılda üç katına kadar yükselmiş durumda. En yüksek artış yüzde 97 ile Malatya’da. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinin neredeyse tamamında takipteki konut kredisi miktarı artış gösterdi.

İHTİYAÇ KREDİLERİ KARA BATAK

  • Taşıt ve konutta yine de tablo çok kötü değil. Ancak vatandaşın bu kredileri öderken nasıl bir fedakarlıkta bulunduğu diğer tüketici kredilerine bakınca ortaya çıkıyor. Zaten ‘kredili refah’ döneminin kırmızı alarm veren kalemleri de asıl olarak diğer krediler. Yani gündelik yaşamındaki ihtiyaçlarını maaş ile karşılayamayanlar ihtiyaç kredisi ve kredi kartlarına akın etmiş vaziyette.
  • İlk olarak bayram, ihtiyaç, tatil, tüketici vs. çeşitli adlarla verilen kredilere bakalım. Son bir yılda bireysel tüketici kredilerinde takibe düşen, yani batık kredi miktarı yüzde 51 gibi rekor bir seviyeye çıktı. 40 ildeki artış Türkiye ortalamasının üzerinde. En düşük artış yaşanan il yüzde 11 ile Artvin. Geri kalan iller yüzde 30 artıştan başlıyor ve zirvede yüzde 106 ile Batman bulunuyor. İstanbul’da artış yüzde 50, Ankara’da yüzde 60, İzmir’de yüzde 47. Taşıt ve konut kredilerini büyük oranda ödeyen vatandaş, bireysel tüketici kredisinde bir yılda deyim yerinde ise deprem yaşamış.

 

KREDİ KARTINDA SINIR AŞILDI

  • ‘Kredili refah’ın temel kalemi olan kredi kartı borcunda da yine benzer bir tablo var. Bir yıl içerisinde batık kredi kartı borcu yüzde 14 yükseldi. Takibe düşmüş kredi kartı borcu azalan tek il yüzde 9 ile Artvin. Siirt, yüzde 48 ile birinci sırada. Onu yüzde 46 ile Tunceli, yüzde 43 ile Bingöl, yüzde 41 ile Hakkari izliyor. Doğu ve Güneydoğu illeri yine üst sıralarda. Artış oranı İzmir’de yüzde 17, Ankara’da yüzde 15, İstanbul’da yüzde 14.
  • 2015 yılının sadece 3 ayına bakıldığında bile vatandaşın kredi borcu yükündeki artış dikkat çekiyor. Bu yılın ilk üç ayında, geçen yılın ilk üç ayı ile kıyaslandığında batık kredi kartı miktarı yüzde 11 arttı. takibe düşmüş kredi kartı borcu sadece 32 ilde yükselmedi. İstanbul’da artış yüzde 35 gibi oldukça yüksek bir düzeyde oldu.

Vatandaşın temel finansal kaynaklarındaki tablo böyle. Çok uzun vadeli bir karşılaştırmaya gerek olmadan sadece bir yıllık değişim bile ‘kredili refah düzeni’nde istikrar ciddi oranda bozulmuş durumda.

Bu tablonan farklı bir boyutu daha var ki, AK Parti iktidarında uzun süredir rastlanmayan bir tehlikeye işaret ediyor. Hem istihdam sağlayan hem de küçük işletmelerin yoğunlaştığı belli başlı temel sektörlerdeki kredilerde de alarm sinyalleri kırmızıya dönmeye başladı. En yaygın istihdamın ve işletmenin bulunduğu dört sektöre bakalım…

NOT: Tüm veriler Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) raporlarından alınmıştır.

 

GIDADA DURUM KÖTÜLEŞİYOR

  • Gıda sektöründe ticari kredilerdeki batık miktarı bir yılda yüzde 14 yükseldi. 37 ilde takibe düşmüş kredilerde artış var. Adana, Konya, Gaziantep gibi Anadolu’nun sanayi kentlerinde durum ciddi. İstanbul’da artış yüzde 34 düzeyinde.

İNŞAATTA SORUN KAPIDA

  • 12 yılın gözde sektörü inşaatta da batık kredi miktarı yükselişte. Türkiye genelinde inşaat sektörünün kullandığı kredilerin takibe düşen kısmında artış bir yılda yüzde 20 oldu. 44 ilde batık miktarı arttı. 27 ilde artış oranı yüzde 40’ın üzerinde.

TEKSTİL NİSPETEN İYİ

  • Tekstilde ise durum, gıda ve inşaata göre nispeten daha iyi görünse de Doğu ve Güneydoğu illeri ile Adana, Gaziantep, Maraş gibi tekstil kentlerinde batık miktarı rekor düzeye çıktı. Yine de tekstilde tablo 26 il dışında iyi görünüyor.

EN KÖTÜSÜ TOPTAN TİCARET

  • Tıpkı tüketici kredisinde olduğu gibi batık kredinin kırmızı alarm verdiği sektör toptan ticaret. Esnaftan büşük şirketlere kadar geniş ber ekonomik faaliyet alanının kapsayan toptan ticarette kullanılan kredilerde takibe düşen miktardaki artış bir yılda yüzde 37 oranında yükseldi. Tam 63 ilde toptan ticaret kredilerinde takibe düşen miktar arttı. Özellikle Orta Anadolu kentlerinde bu artış oranı yüzde 100’ün bile üzerinde.

İşte vatandaşın finansal durumundaki bu bozulma, 7 Haziran seçimlerine giderken muhalefet partilerinin ekonomik programlarına yönelik kamuoyu ilgisini açıklıyor. Ve en önemlisi bu tablo, anketlerde önceki seçimlere kıyasla neden bu denli yüksek oranda bir kararsız seçmen kitlesinin çıktığını gösteriyor.

RADİKAL

REKLAM ALANI