Dolar 32,5840
Euro 34,7992
Altın 2.514,18
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 22°C

‘İşsizlik en önemli iktidasi göstergelerden biri’

‘İşsizlik en önemli iktidasi göstergelerden biri’
06 Aralık 2019 11:10 | Son Güncellenme: 06 Aralık 2019 11:11
A+
A-

 

TÜSİAD: Hesaplarımız yüzde 5’in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda konuşan Başkan Simone Kaslowski, “Hesaplarımız yüzde 5’in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor. Yani yeniden büyümeye geçiş çok kritik öneme sahip” dedi. Kaslowski, ekonomideki toparlanmanın kalıcı hale getirilmesinin kısa vadede en önemli odak noktası olduğunu söyledi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Kaslowski, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, tüm büyük ekonomilerde 2020’li yıllara hazırlanmak için seferberlik olduğunu söyledi.

Bu hazırlık kapsamında toplumsal, çevresel ve siyasal boyutların da ele alındığını ifade eden Kaslowski, insanlığın, iklim değişikliğiyle baş etmeyi beceremediği takdirde karanlık bir geleceğe doğru yol alacağını savundu.

‘İklim değişikliğiyle mücadelede yol haritasını hızla hayata geçirmeliyiz’

Kaslowski, TÜSİAD bünyesinde de bu konuda ciddi çalışmalar yaptıklarını ve iklim değişikliğiyle mücadele yol haritasını açıkladıklarını anımsatarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Paris İklim Anlaşması’nı imzalayarak gösterdiği kararlılığımızı daha da güçlendirmeliyiz. Bilimsel temeller üzerine inşa edilen, politikalar arası tutarlılığı ve bütüncüllüğü sağlayan, katılımcı bir tutumla hazırlanmış, uygulanabilir tedbirler içeren bir yol haritasını hızla hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.

‘AB ile karşılıklı şikayetlerimizi müzakereyle giderelim’

Küreselleşmenin vites değiştirdiğine işaret eden Kaslowski, “Göstergeler, tarife dışı koruma eğilimlerinin güçleneceği, bölgesel gruplaşmalar etrafında şekillenecek bir döneme girdiğimizi düşündürüyor. Hesabımızı da buna göre yapmalıyız. Bunlarla baş etmek için Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerimizi daha iyi ve güçlü bir düzeye, derinliğe getirmeliyiz. Karşılıklı şikayetlerimizi müzakereler yoluyla gidermeye çalışmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Kaslowski, daha bağımsız hareket eden ve dış politikada daha güçlü olmaya çalışan bir Avrupa gördüklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Bu dönemde temel haklar, hukuk devleti ve bireysel özgürlük alanlarının genişlemesi yönünde atılacak adımlar bizi Avrupa’ya yaklaştıracak temel unsurlardır. Avrupa kendini tekrar yapılandırmaya çalışıyor. Bu dönemde hem Avrupa-ABD ilişkileri hem de Avrupa-Rusya ilişkileri tekrar tanımlanacak. Tüm bunlar olurken Türkiye olarak biz de Avrupa ile ilişkimizde ve stratejik üyelik hedefimizde ilerlemeler sağlayabiliriz. Bu ilerlemeler bizi çok daha güçlü kılacaktır.”

‘İşsizlik en önemli iktidasi göstergelerden biri’

Ekonomide ortaya çıkan son verilere değinen Kaslowski, “Ekonomide gözlediğimiz toparlanmanın kalıcı hale getirilmesi kısa vadede en önemli odak noktamızdır. Bunu yaparken toplumun önüne yeni ve heyecan verici, toplumsal enerjiyi harekete geçirici hedefler koymalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

İşsizliğin en önemli iktisadi göstergelerden birisi olduğunu belirten Kaslowski, şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz gün açıklanan büyüme rakamları artık ekonominin yıllık olarak pozitif büyümeye geçtiğini gösterdi ancak işsizlik oranlarımız hala tarihi olarak yüksek seviyelerde seyrediyor. Belli oluyor ki bu yılki büyüme oranımız yüzde yarım civarında gerçekleşecek. Önümüzdeki yıl Orta Vadeli Program yüzde 5 büyüme hedeflemiş durumda, uluslararası kuruluşların tahminleri ise şimdilik yüzde 3 civarında. Hesaplarımız, yüzde 5’in altında bir büyümenin işsizliği daha da yükseltebileceğini gösteriyor. Yani yeniden büyümeye geçiş çok kritik öneme sahip.”

‘Güven ortamı tesis edilmeli’

Ekonomik büyümeye geri dönülmesine rağmen yatırım ortamının iyileştiğinin ve kırılganlıkların sona erdiğinin söylenemeyeceğini ifade eden Kaslowski, “Güven ortamını yeniden tesis etmeliyiz. Bunu yapmanın yolu hukuk devleti ilkelerini gerçek anlamda uygulamaktan, rekabetçi piyasa ekonomisi ilkelerinden taviz vermemekten, para ve maliye politikalarında tutarlı ve öngörülebilir hareket etmekten geçiyor” dedi.

Dış borç oranındaki gelişmelere ve bütçe açığına dikkati çeken Kaslowski, şöyle devam etti:

“Ekonomimizde yeniden dengelenme olduğundan bahsedilirken, dış borç oranımızın milli gelirin yüzde 62’si gibi daha önce hiç karşılaşmadığımız bir seviyede olduğunun bilincinde olmamız gerekiyor. Özel sektör bir miktar döviz borcu geri ödemesi yaparken, bu kez kamunun döviz ağırlıklı borçlandığını görüyoruz. Bütçe açığı bir seferlik gelirler hariç bırakıldığında yüzde 5’in üzerine çıkıyor. Herhalde bu nedenledir ki iktisadi kesimlerde tedirginlik yaratan düzenlemeler içeren yeni vergi tasarısı yeterince istişare edilmeden Meclis’ten geçirildi.Kayıtlı kesimin üzerine daha fazla yük getiren bu düzenleme, yıllardır beklediğimiz, vergiyi tabana yayacak, vergi adaletini sağlayacak ve kayıt dışılığı azaltacak reformlar içermemekte, kamu açığının süratle kapatılması gayesi taşımaktadır.”

‘Ülkemizin çıkarı, Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürürken ait olduğu ittifakın üyeleriyle anlaşmazlıkları aşmaktan geçiyor’

Türkiye’nin, Rusya’dan aldığı S-400 füzeleri nedeniyle müttefik ülkelerle sürtüşme yaşadığını anımsatan Kaslowski, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizin çıkarı, Rusya ile iyi ilişkilerini sürdürürken ait olduğu ittifakın üyeleriyle arasındaki anlaşmazlıkları aşmaktan geçiyor. Müttefiklerimiz de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra zedelenen güven ilişkisinin tamiri için adım atmalıdır. Ülkemizin yakın geleceğini kaybetmemek, 21’inci yüzyılın çetin rekabet ortamında kaybolmamak için somut bir yol haritasına ihtiyacımız var. Bu yolu döşeyen taşlar demokrasidir, büyümedir, istihdamdır, eğitimdir.”

REKLAM ALANI