“Girişimciliğin temeli tutku ve inanç”

Türkiye’nin önde gelen hızlandırıcı programı ve erken aşama yatırımcısı Etohum’un 20-22 Şubat tarihleri arasında Antalya’da altıncısı düzenlediği Startup Turkey, girişim ve yatırımlarda küresel vizyon vurgusu ile başladı.

 Yazılım, mobil, oyun ve e-ticaret dünyasından 75 girişimi 150 yatırımcı ile buluşturan ve 30 ülkeden toplam 700 katılımcıya ev sahipliği yapan 6. Startup Turkey Girişimcilik Kampı, Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir‘in konuşmasıyla başladı. Büyükdemir, Etohum’un temellerinin atıldığı 2008’den bu yana yalnızca Türkiye’deki girişimcilik ve yatırım kültürünün destekleyici mevzuat ve işbirlikleri ile ne kadar geliştiğine dair bilgi verdikten sonra sözü, girişim ekosisteminin Silikon Vadisi dışındaki küresel gelişimini dikkatle izleyen Forbes.com’dan Elmira Bayrasli‘ya devretti.

“Girişimciliğin temeli tutku ve inanç”

Startup Turkey’nin sunuculuğunu üstlenen Bayrasli’nin kürsüye davet ettiği ilk isim, Markafoni kurucularından Sina Afra oldu. Afra, Startup Turkey’nin düzenlendiği ilk günden bu yana daha iyiye doğru gelişmekte ve zenginleşmekte olduğunu, 47 katılımcıyla başlayan 2008’deki ilk toplantının ikinci yılında 100 kişiyle, altıncı yılında ise 700 kişiyle her geçen gün daha fazla büyüdüğünü belirtti. Startup Turkey buluşmalarının girişimciliğin özünü yakaladığını ve kendisine her yıl ilham verdiğini söyleyen Afra, “Benim yaptığım gibi hayatınızın rotasını bu tür etkinliklerde değiştirebilir, doğru insanlarla burada tanışabilirsiniz. Ancak girişimcilikte asıl önemli olan tutku ve inançtır. Başkalarına ilham kaynağı olmak ve başarıyı yakalamak istiyorsanız, her şeyden önce tutkulu ve istekli olmalısınız” dedi.

“Ekonomik ve politik krizlerden etkilenmemek elinizde”

Afra’nın ardından söz alan konuşmacı Intel Capital’den Barış Aksoy oldu. Aksoy, siyasi çıkmazların, mevzuat ve döviz kurlarındaki değişikliklerin girişimcileri ve yatırımcıları etkilememesi gerektiğini söyledi. “Böyle zamanlarda kendinizi güçsüz düşmüş ve yetersiz hissedebilirsiniz ama uzun vadede önemli olan ürün ve hizmetlerinizde tüketiciye sunduğunuz değerdir” diyen Aksoy, teknolojiye odaklanmanın bu tür makro sorunları çözeceğine ve değişen piyasa şartlarına uyum sağlayabilecek iş modellerinin geliştirilebileceğine inandığını belirtti. Türkiye’de seyahat, finans teknolojileri ve eğitim alanlarında daha fazla girişim ve yatırım desteği görmek istediğini dile getiren Aksoy, KOBİ’ler, büyük veri, sosyal medya ve mobil alanlarının da yetersiz hizmet aldığının altını çizdi.

“Türkiye çıtasını yükseltmeli, pazar tuzaklarına yenik düşmemeli”

iLab kurucusu Mustafa Say ise, risk sermayesi ve girişim piyasasının olumlu yönde geliştiğini söylerken, diğer taraftan Türkiye’nin bugüne kadar neden bir milyar dolarlık bir girişim ortaya koyamadığını sorguladı. Nüfus, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla, gelir dağılımındaki eşitsizlik, internetin verimli yönde kullanılamaması ve fonlama eksikliğinin bu sorunun yanıtı gibi göründüğünü, fakat bu unsurların gerçekte pazar tuzakları olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin, Hindistan, ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerle aynı pazar yapısına sahip olmayabiliriz. Girişimcilerimiz birkaç adım geriden, birçok dezavantajla başlıyor olabilirler. Fakat İsrail ve Estonya gibi ülkeleri kendimize örnek alabilir ve önce yerel pazarıda başarı yerine, en başından küresel pazarları hedefleyerek yola çıkmalıyız. Küresel vizyonu bir kenara bırakıp pazar tuzaklarına yenik düştüğümüz takdirde, orijinal ve mlyar dolarlık girişimler çıkaramayız.”

“Rock yıldızlarından oluşan bir ekibiniz ve şirket kültürünüz olmalı”

Say’dan sonra söz alan  Nokta Medya CEO’su Tümay Asena ise, konuya farklı bir perspektiften yaklaşarak, oluşturulan ekibin ve şirket kültürünün öneminden bahsetti. Teknoloji ve medya şirketi Nokta’dan örnekler vererek sunumunu gerçekleştiren Asena, girişimcilere şu tavsiyeleri verdi: “Birbiriyle uyumlu çalışan ve birbirini tamamlayan bir ekip, iyi yapılandırılmış bir satış planı, güçlü şirket değerleri, inisiyatif kullanma özgürlüğü ve net bir hedef ile desteklendiğinde sürdürülebilir bir girişim kendiliğinden ortaya çıkıyor ve sorunsuz bir şekilde piyasadaki yerini alarak sektöre örnek olup sektördekileri eğitmeye devam ediyor.”

“Türkiye’nin 2014 yatırımları azınlık kompleksinden kurtulmalı”

Startup Turkey katılımcılarının bir sonraki ilgi odağı, 500 Startups’tanMarvin Liao‘nun moderatörlüğünde yapılan panel oldu. Asya, Avrupa, Latin Amerika ve ABD’deki girişimcilere satış, pazarlama ve ortaklık geliştirme konularında danışmanlık hizmeti veren Liao, makro-ekonominin Türkiye’deki ve bölgedeki girişimcilik pazarını nasıl etkilediği, sektörel gelişmenin önündeki engeller hakkında konuşmacıların fikirlerini sordu.

İş stratejisi, BT hizmetleri ve yeniden yapılanma konusundaki uzmanlığıyla tanınan ve Boğaziçi Üniversitesi’nde girişimcilik üzerine dersler veren BIC Angel kurucu ortağı ve Nexum Yönetim Kurulu Başkanı Joachim Behrendt, Türkiye’nin “azınlık kompleksinden kurtulması, yatırımcıların ve girişimcilerin konuya daha küresel bir vizyonla yaklaşması gerektiğini söyledi. Etohum’un Los Angeles ve Londra gibi büyük şehirlerde düzenlediği buluşmaların çokkültürlü bir ekosistem yaratmadaki önemine değinen Behrendt, tarım ve turizm gibi sektörler ile ilgilenilmesi gerektiğinin ve B2B projelere ağırlık veren yaratıcı girişimcileri her zaman destekleyebileceklerinin de altını çizdi.

Hem girişimci hem de risk sermayedarı olarak Türkiye’nin yeni ekonomi ekosisteminde önemli bir yere sahip olan, Gittigidiyor, Yemeksepeti ve Grupanya gibi Türkiye’nin en büyük internet girişimlerine yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Earlybird Venture Capital ortaklarından Cem Sertoğlu, İstanbul’un ve Türkiye’nin son yıllarda sektörel bir merkez olduğunu, yakın bölgelerden girişimcilerin Türkiye’ye aktığını ve oyuncu sayısının artmasıyla birlikte rekabetin de sektörü hareketlendirdiğini söyledi.

Panelde konuşmacı olarak Hasan Aslanoba’nın yerini alan Sina Afra ise, Türk girişimcilerin küresel pazarda daha izole bir konumda olduğunu ve hükümetin belli yasal düzenlemelerle yatırımcıları desteklediğini ama girişimcilere aynı ilgiyi göstermediğini belirtti. Tüm bu engellere rağmen geleceğe umutla baktığını dile getiren Afra, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belirli sektörlere saplanıp kalmanın çok önemli olduğunu düşünmüyorum. Benim için dünyada başarılı bir örnek gösterebilen ve bu örneği yine başarıyla Türkiye’ye uyarlayabilecek sektör bağımsız bir girişim her türlü desteği hakedebilir. Önemli olan küresel yaklaşım geliştirebilmek ve Türkiye’nin zayıf yönü olarak sayabileceğim risk sermayesini ve fonlama desteğini artırmak tır.”