Dolar 32,3455
Euro 35,0945
Altın 2.310,71
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

‘500 Büyük’te borçlar son 10 yılın zirvesinde

‘500 Büyük’te borçlar son 10 yılın zirvesinde
25 Haziran 2014 09:17 | Son Güncellenme: 25 Haziran 2014 09:18
A+
A-

iso 500İSO 500’de borç/özkaynak oranı %132.4 ile son 10 yılınzirvesine ulaştı. Faiz ve kur artışı kârlılığı aşağı çekti.

İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu (BSK) araştırmasında Tüpraş, 39.7 milyar liralık üretimden satışlarla bu yıl da ilk sırada yer aldı. Tüpraş’ı, Ford Otomotiv ve EÜAŞ izledi. 500 BSK’nın 2013 yılı üretimden satışları bir önceki yıla göre yüzde 8.3 artışla 383 milyar TL’ye yükselirken, ihracatı ise yüzde 0.7 düşüşle 63.3 milyar dolara geriledi. Araştırma sonuçlarını değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, son 15 yılda sanayinin ekonomideki ağırlığını kaybettiğine dikkat çekerek, “Bu gerçek bir trende dönüşmüş durumda” yorumunu yaptı. Son yıllardaki büyümenin kaynağını tüketim, hizmet ve inşaat sektörlerinin oluşturduğunu vurgulayan Bahçıvan, bu tablonun üretimden uzaklaşıldığını gösterdiğini kaydetti.

Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun borçları bir önceki yıla göre yüzde 25 artarak 238 milyar liraya yükseldi. Borçların kısa vadeli olan bölümü yüzde 22.5, uzun vadeli olan bölümü ise yüzde 30.9 arttı. Şirketlerin borçlarının özkaynaklarına oranlarında da bozulma oldu. Şirketlerin borçlarının özkaynaklarına oranı 2013 yılında bir önceki yıla göre 20.4 puan artarak yüzde 132,4’e ulaşarak son 10 yılın zirvesine çıktı. Şirketler geçen yıl esas faaliyetlerinden elde ettikleri karlarının neredeyse yarısıyla finansman giderlerini karşıladılar. 2013 yılında faaliyet karları 36.5 milyar lirayı bulan 500 Büyük Sanayi Kuruluşu bu miktarın 19 milyar lirasını finansman gideri olarak kaybetti.

İSO’nun ‘’Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2013 yılı araştırması sonuçları düzenlenen toplantı ile açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre, 2013 yılında 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun üretimden satışları, 2012 yılına göre yüzde 8,3’lik bir artışla 353 milyar 699 milyon liradan 383 milyar 36 milyon liraya çıktı. Ekonominin yüzde 4 oranında büyüdüğü bir yılda yaşanan bu büyüme rakamı “başarı” olarak değerlendirildi. Net üretimden satışlar baz alınarak inceleme yapıldığında TÜPRAŞ, 2013’de 39 milyar 729 milyon 407 bin 44 liralık net üretimden satışla birinci olurken, TÜPRAŞ’ı 9 milyar 714 milyon 212 bin 513 liralık net üretimden satışla Ford Otomotiv Sanayi izledi. 2012 yılında beşinci sırada bulunan Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) 2013 yılı sıralamasında üçüncü sıraya yükseldi. İlk 10 kuruluş arasına girebilen tek kamu kuruluşu olan EÜAŞ’ın üretimden satışları 9 milyar 263 milyon 860 bin lira olarak gerçekleşti. Dördüncü sırada yine bir otomotiv şirketi olan Oyak-Renault yer aldı. 2012 yılına göre bir sıra gerileyen Oyak-Renault’un üretimden satışları 8 milyar 646 milyon 831 bin lira oldu. Son yıllarda beyaz eşya alanında gösterdiği başarıyla ilk 10’da yer alan Arçelik, 7 milyar 790 milyon 736 bin liralık üretimden satışlarıyla 2013’ün en büyük beşinci şirketi oldu. Bir başka otomotiv şirketi TOFAŞ 5 milyar 818 milyon 911 bin lira ile altıncı sırada yer aldı. İlk 10 sıralamasında 2012 yılına göre iki basamak birden yükselen İçdaş Çelik, 5 milyar 640 milyon 702 bin liralık üretimden satışlarıyla yedinciliğe çıktı. 2012 yılındaki yerini koruyan Ereğli Demir Çelik 5 milyar 265 milyon 424 bin liralık üretimden satışıyla 2013 yılında sekizinci sırada yer aldı. Bir başka demir çelik şirketi, İskenderun Demir Çelik de 5 milyar 170 milyon 580 bin liralık üretimden satışıyla bir önceki yıla göre 2 basamak gerileyerek dokuzuncu oldu. Bu grubun 2012’de 10. sırasında bulunan Aygaz, 2013 araştırmasında da yerini korudu. Aygaz’ın üretimden satışları 5 milyar 26 milyon 95 lira oldu.

Kârlılıkta enerji ve maden önde

Araştırmaya göre, üretimden satışlarda ilk 10’da yer alan firmalar değişmezken, karlılığa gelindiğinde daha farklı bir tabloyla karşılaşılıyor. 2012’de en karlı 10 sanayi kuruluşu içerisinde, kamu sektöründe faaliyet gösteren iki kuruluş yer alırken, 2013’te bu sayı 3’e çıkmış durumda. Bu sıralamada asıl dikkati çeken ise kar şampiyonu şirketler arasında imalat sanayi şirketlerinin azlığı. İsmini açıklamayan bir şirket dışındaki 9 şirketten sadece üçü, Mercedes-Benz Türk, Philip Morris ve Soda Sanayii imalat sanayiyi temsil ediyor. Diğerleri enerji ve madenciliği temsil ediyor. 2013 yılında enerji kaynaklı iki sanayi şirketi kamu kuruluşu karlılıkta ilk iki sırada yer aldı. 2012 yılında en karlı firmalar arasında 12. sırada bulunan Elektrik Üretim AŞ, 2013’te 2 milyar 569 milyon 102 bin liralık karıyla birinci, 2012’nin en karlı şirketi olan Türkiye Petrolleri, 1 milyar 634 milyon 199 bin liralık karıyla, 2013 yılında ikinci oldu. Sıralamada üçüncü şirket ise isminin açıklanmasını istemedi. Karlılıkta dördüncü sırada 842 milyon liralık karla Eti Maden İşletmeleri, beşinci sırada 805 milyon liralık karıyla Mercedes-Benz Türk bulunuyor. 761 milyon liralık karla altıncı sırayı alan Philsa Philip Morris’i yedi ve sekizinci sırada iki maden şirketi takip ediyor. Bu firmalar sırasıyla 669 milyon lira ve 543 milyon liralık karlarıyla Tüprag Metal ve Koza Altın. Dokuzuncu sırada kimya sektöründe faaliyet gösteren Soda Sanayii AŞ’nin 523 milyon lira kar ile önceki yıla göre büyük bir çıkış yaptığı görülüyor. Bir diğer madencilik firması olan Eti Bakır ise 442 milyon liralık karıyla 2013 sıralamasında onuncu sırada yer aldı.

TÜPRAŞ ihracatta yine lider

Türkiye’nin en büyük şirketi TÜPRAŞ, üretimden satışlardaki liderliğini ihracatta da koruyor. Toplam 4 milyar 118 milyon dolarlık ihracatıyla listenin zirvesinde yer alıyor. Ardından gelen diğer iki şirket de sırasıyla 3 milyar 696 milyon dolar ve 3 milyar 523 milyon dolarlık ihracat tutarlarıyla Ford Otomotiv ve Oyak-Renault oldu. TOFAŞ bu klasmanın dördüncüsü ve onu 2012 yılına göre bir sıra gerileyen Arçelik izliyor. 2012 yılının onuncusu olan Toyota Otomotiv, 2013’te altıncılığa yükseldi. Vestel Elektronik 2013 yılında bir sıra gerileyerek yedinci sırada yer aldı. OMV Petrol Ofisi listede sekizinci sıradaki yerini korurken, onu İçdaş takip etti. Bosch ise 2012 yılında on birinci sıradayken bir basamak yükselerek en büyük 10 ihracatçı sıralamasına onuncu sıradan girmeyi başardı.

Sanayici kur ve faiz baskısına yenildi

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun temel tablolarına bakıldığında, sanayicinin kur baskısı ve faizler nedeniyle finansman baskısına yenilmiş gözüktüğünü söyledi. Sanayi şirketlerinin geçen yıl esas faaliyetlerinden elde ettikleri karlarının neredeyse yarısıyla finansman giderlerini karşıladıklarına işaret eden Bahçıvan, 2013 yılında faaliyet karları 36,5 milyar lirayı bulan 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun bu miktarın 19 milyar lirasını finansman gideri olarak kaybettiğini söyledi. Bahçıvan, “2013 yılında sadece altı aylık finansal istikrarsızlığın bile nelere mal olduğu ortada. Bu rakamlar açısından 2012 yılına baktığımızda ise 25 milyar liralık faaliyet karının sadece 8.6 milyar lirasını finansman giderlerine verdikleri görülüyor. Sonuçta 2013 yılında yüzde 8 oranında faaliyet karı elde eden sanayi şirketlerinin 2013 yılı dönem karı ise bu döngü nedeniyle neredeyse yarı yarıya düşerek yüzde 4.9’a geriledi” diye konuştu. Özellikle 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun bu nedenle borçlar ve özkaynaklar ilişkisini gösteren verilerdeki bozulmaya dikkat çeken Bahçıvan, şunları kaydetti: “Toplam borçlar/özkaynak oranı 2013 yılında 20,4 puan artarak yüzde 132,4 oranına yükseldi. 2011 yılında ekonomideki hızlı büyüme ortamında yüzde 116 seviyesine yükselen, 2012 yılında ise ekonomideki yavaşlama ile yüzde 112 seviyesine inen toplam borçlar/özkaynak oranı 2013 yılında son 10 yılın zirvesine çıktı. Karlılık ve özkaynak yaratma olanaklarında yavaşlama, buna karşın uzun vadeli borçlanma olanakları bu oranın yükselmesine yol açtı. Bu oranın yükselmesinde döviz cinsi borçların Türk Lirası (TL) karşılığının TL’deki değer kaybı ile yükselmesinin de etkisi var. Ancak bu etkiye rağmen oranın ulaştığı seviye oldukça yüksek.”

Araştırmaya göre, 500 büyük şirketin toplam borçlarının da arttığını aktaran Bahçıvan, 2012 yılında 190 milyar liraya yakın olan toplam borçların 2013 yılında yüzde 25 artarak 238 milyar liraya yükseldiğini, bu borçların kısa vadeli olan bölümünün yüzde 22.5, uzun vadeli olanların ise yüzde 30.9 oranında arttığını ifade etti. Şirketlerin, öz kaynak yetersizliği nedeniyle daha çok banka kredilerini tercih ederek finansman giderlerini plansız bir şekilde artırdığını belirten Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şirketlerimiz ne yazık ki bono, tahvil, halka arz, uzun vadeli finansman, hedging gibi borçlanma araçlarından yararlanmamakta. Dünyada paranın bu kadar bol olduğu bir dönemde şirketlerin tahvil gibi borçlanma yollarını tercih etmesi gerekir. Kendi faaliyet alanlarında başarılı bir performans sergileyen sanayi şirketlerimizin, finansman sağlama ve kullanmada aynı başarıyı sergileyememesi üzüntü verici. Bu noktada Türkiye Kalkınma Bankası’nın daha işlevsel hale getirilerek sanayicinin yatırımlarında uygun finansman çözümleri oluşturmasına ihtiyaç olduğunu vurgulamak istiyorum.”

‘Zarar eden şirket sayısı 129’a çıktı’

500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 2013 yılı karlılığına bakıldığında, yılı karlı kapatan şirketlerin sayısının önceki yıla göre önemli ölçüde azaldığını dile getiren Bahçıvan, “2013 yılında 500 Büyük kapsamındaki kuruluşlarda kar edenlerin sayısı 437’den 371’e geriledi. Zarar eden kuruluşların sayısı da 63’ten 129’a çıktı. 2008 global krizinde yaşanan olağanüstü koşulları saymazsak son 10 yıldır bu kadar yüksek zarar eden şirket sayısına ilk kez rastlıyoruz” diye konuştu. Bahçıvan, özellikle faiz oranları ve döviz kurlarındaki artışların finansman giderlerini yükseltmesi nedeniyle gerek kar/zarar eden kuruluş sayılarının gerekse de toplam karlılık oranlarının olumsuz etkilendiğini ifade etti. Bu yıl yaptıkları değerlendirme kıstaslarından birisi olan 2013 yılı FAVÖK bazlı verilerde zarar eden şirket sayısının 129 şirketten 32 şirkete düştüğüne dikkati çeken Bahçıvan, bu da sanayi kuruluşlarının ana faaliyetlerinden çok finansman giderlerinin etkisiyle karlılıklarının azaldığını gösterdiğini belirtti. Düşen karlılık ve özkaynaklar sebebiyle şirketlerin otofinansmanı yavaşlarken, daha fazla yabancı kaynak kullanıldığını aktaran Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonuç olarak 2012 yılında İSO 500 şirketlerinin ödediği finansman giderleri faaliyet karının yüzde 34’üne denk gelirken, 2013 yılında bu oran yüzde 53’e çıkmıştır. Bu da şirketlerin yaptıkları karın yarısından fazlasını finansman gideri olarak ödediklerini göstermektedir. Bu durumun oluşmasındaki en önemli sebeplerden biri, şirketlerin borçlanmalarını tek düze, banka kredileriyle yapmalarından kaynaklanmaktadır.”

‘Teknolojiyle yaratılan katma değer yeterli değil’

500 büyük sanayi kuruluşunun 2007 yılında yüzde 7.2 olan karlılık oranının 2013 yılında yüzde 4.9 seviyesine kadar gerilediğini, özkaynakların aktifl ere oranının ise yüzde 55’lerden yüzde 43’e düştüğünün bilgisini veren Bahçıvan, bu oranın 2004 yılından bu yana 10 yıldır görülen en düşük oran olduğuna dikkati çekti. Teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer incelendiğinde, teknoloji ile yaratılabilen katma değerin ne yazık ki tatmin edici olmadığını vurgulayan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti: “500 Büyük Sanayi Kuruluşu içinde en yüksek katma değeri yüzde 43.6 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun yarattığı görülüyor. Onu yüzde 36,1 ile düşük teknoloji yoğunluklu sanayiler grubu izliyor. Orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise yüzde 17.8. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payının yüzde 2.6 ile ne kadar düşük olduğu ortada. Bu noktada yüksek teknolojili sektörlerin dünya imalat sanayi içindeki payının ortalama yüzde 16.7.”

‘Bu yıl tahmin edildiği kadar olumsuz bir büyüme olmayacak’

Türkiye’nin büyüme rakamları hakkında değerlendirmelerde bulunan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan şunları söyledi: “Yıla girerken çok karamsar bir görüntü vardı. Sonra bu her ay olumlu noktaya gitmeye başladı. Şu anda da yüzde 2 ile 4 arasında bir büyümeden bahsediliyor. Gözüken o ki, tahmin edildiği kadar olumsuz bir büyüme olmayacak ama tabii önümüzdeki günlerin ne getireceği de net değil.”

Bu yılki ilk çeyrek büyümesinde kendileri için en olumsuz göstergenin, özel sektör yatırımlarının payının yüzde 0.5’te kalması olduğunu dile getiren Bahçıvan, bunun da sanayinin kapasitesini doğru kullandığını ama bunu tamamlayacak yeni yatırımların o seviyede olmadığını gösterdiğini söyledi.

Yatırım yapan şirketin kâr etmesi kolay mı?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık: Vergi öncesi zarar açıklayan şirket sayısının geçen yıla göre 63’ten 129’a çıkması yatırımlarla ilgili bir durum. Bir şirketi biliyorum. Şu an 2,5 milyar dolarlık yatırım yapıyor. Bu şirketin kar etmesi kolay mı? Türkiye’de yatırım ortamı iyileştikçe yapılan yatırımlar bilançolara yansıyabilir. Nisan ayı imalat sanayisindeki artış, bu ayın kapasite kullanım oranındaki artış, ülkenin geleceği için umut verici. Bunlar Türkiye’ye yatırım ikliminin iyileştiğini gösteriyor. Yatırım demek para harcamak demektir. Bunun şirket bilançolarında yerinin olması bana göre makul ve mazurdur.

Teknoloji olmazsa sanayide kârlılık olmaz

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan Yüksek teknolojili sektörlerin imalat sanayii içindeki yerine dikkat çekti. Bahçıvan, yüksek teknolojinin imalat sanayii içindeki yerlerine dünydan örnekler vererek şu ifadeleri kullandı: “Güney Kore’de yüksek teknolojili sektörlerin imalat sanayii içindeki oranı yüzde 21,6, Tayvan’da yüzde 45,1, Singapur’da yüzde 49,9, İsrail’de yüzde 30, İrlanda’da yüzde 25,7, ABD’de yüzde 20,6 ve Malezya’da yüzde 11,2. Türkiye bu oranları teknoloji lehine çevirmek zorunda. Aksi takdirde bu tablonun sanayideki karlılık yansımasını da değiştiremeyiz. Türkiye’de sanayinin yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili sektörlere dönüşüm ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak 500 Büyük Sanayi Kuruluşu yüksek teknolojili firmaların yarattığı katma değer payının yüzde 2,6’da kalması bu konuda çok daha fazla çaba gösterilmesini zorunlu kılmaktadır.”

Soma Kömür İşletmeleri 34 basamak yükseldi

Türkiye tarihinin en büyük maden faciasının yaşandığı ve 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma’da kömür madenlerinin işletmesini yapan Soma Kömür İşletmeleri AŞ, listede 34 basamak yükselerek 261.sıraya yerleşti. Madencileri yeterli güvenlik önlemler almadan çalıştırdığı ortaya çıkan firmanın 2013 yılında 338 milyon TL’lik satış ile listenin ortalarında yer aldığı görüldü. Soma Kömür İşletmeleri 2013’te 6 milyon TL kar etti ve cirosunu yüzde 20 artırdı. Tilaga da listede Soma Holding bünyesindeki bir diğer şirket olan Tilaga Madencilik de 2013 İSO 500 listesine 365. sıradan girdi. Geçen yıl listede yer almayan Tilaga Madencilik, Soma Kömür İşletmeleri’ne taşeron olarak hizmet veriyor.iso 500 2014

En yüksek Ar-Ge harcaması gerçekleştiren sektör motorlu kara taşıtları oldu

Türk sanayiciliğinin gelişmesi ve daha yüksek karlılık oranlarına erişebilmesi adına karlılığı yüksek olan yüksek yoğunluklu teknoloji sanayilerine yatırımların odaklanması gerektiğine işaret eden Bahçıvan, “Devlet tarafından verilen teşvikler değerlendirilmeli ve bu alanda yapılacak yatırımlar için daha çok teşvik sağlanmalıdır. Bu yüksek teknolojiye giden yolun ise Ar-Ge ve inovasyondan geçtiğini özellikle vurgulamak istiyorum” diye konuştu. Sanayileşmiş ülkelerde şirketlerin Ar-Ge harcamalarının satışlara oranının yüzde 6-8 oranlarına kadar yükseldiğini aktaran Bahçıvan, Türkiye’de ise bu oranın binde 8 seviyesinde bulunduğunun bilgisini verdi. İSO 500 şirketlerinin bu konudaki karnesinin Türkiye ortalamasının altında olduğuna işaret eden Bahçıvan, “Şirketlerimiz üretimden satışlarının ancak binde 47’sini Ar-Ge’ye ayırıyor” dedi. Bahçıvan, sanayicinin ekonominin en zor dönemlerinde bile istihdam sağladığını ve çalışan ücretlerini de enfl asyonun üzerinde artırdığını belirterek, “Demek ki sanayici, istihdamda da ücretlerde de tasarruf yaparak iş yapmamaktadır. Özellikle özel sektörde çalışan sayısının yüzde 4,2 artması ve ücretlerin de yüzde 13,1 oranında yükselmesi bun u göstermektedir” değerlendirmesinde bulundu.

En yüksek Ar-Ge harcaması gerçekleştiren sektörler 562.8 milyon TL ile motorlu kara taşıtları, 373.9 milyon TL ile madencilik ve taş ocakçılığı. 203.4 milyon TL ile elektrikli teçhizat sanayi olarak sıralandı. Listedeki firmaların ARGE harcamaları anket verileri ile 1 milyar 959 milyon TL, gelir tablosu verilerine ise 1 milyar 787 milyon TL olarak gerçekleşti

‘Irak’ta firmalarımız yalnız bırakılamaz’

Irak’ta yaşanan gelişmelerden dolayı sanayicinin tedirgin olup olmadığı ile ilgili olarak Bahçıvan, “Özellikle birtakım sektörlerde tabii ki bir endişe var, umuyoruz uzun sürmez. Devam ederse, ihracatımız için de, sanayimizin bazı sektörleri için de el atılması gereken bir boyuta gidebilir. Devlet orada mutlaka desteğini göstermek zorunda, bu firmaların yalnız bırakılması gibi bir lüksü yok” değerlendirmesini yaptı.

 EKONOMİ AJANDASI

REKLAM ALANI