“2016 yılında ihracat olumlu bir başlangıç yapacak”
Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşenur Topçuoğlu 2015’ten 2016’ye geçerken Türkiye’de dış ticaretin görünümünü yorumladı
Dış ticaret açısından özellikle son çeyreğinde farklı hareketler yaşanan bir yılı sonlandırıyoruz. Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Ayşenur Topçuoğlu dış ticaret hakkında 2015 yılının genel bir değerlendirmesini yaptı ve 2016’ya ilişkin beklentilerini açıkladı.
Yrd. Doç. Dr. Topçuoğlu konu hakkında “2015, Türkiye’nin ihracatı için zor geçen bir yıl oldu. İhracat, iki genel seçim, döviz kurunun yükselmesi, komşu ve hedef ülkelerdeki belirsizlikler, aniden ortaya çıkan küresel gelişmeler tarafından bir önceki yıla göre düşüşe neden olurken, yerel talepteki iyileşme sayesinde GSYİH büyümesi yüzde 3,6-4 seviyesine ulaşmıştır. 2016 yılında ise Türkiye GSYİH’si ılımlı bir iyileşme ile yüzde 4,5’ e yükselebilir. Ancak yerel ekonominin, kısa vadede etkilenebileceği, ihracatımızı etkileyecek Rusya krizi gibi sorunların ortaya çıkması, komşu ülkelerdeki siyasi belirsizlikler, döviz kurlarında özellikle pariteden kaynaklanan maliyet artışları ile bunu kompanse edemeyen avro artışı oranı, girdi maliyetlerinin yükselmesine neden olmuştur. Bu durum ise rekabet gücünü zayıflatarak bir önceki yıla göre daralma yaratmıştır” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Topçuoğlu Türkiye’nin ithalatının Ocak-Ekim aylarında toplam 173,2 milyar $ ile gerçekleştiğini belirterek bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde -13.0 bir azalma gösterdiğini ifade ederek, “Türkiye’nin azalan ihracatına rağmen, ithalatın daha fazla azalması, dış ticaret açığını, o da ödemeler dengesini olumlu etkilemektedir. İthalatın azalmasında ise düşüşte olan petrol fiyatları bir yıldır önemini korumaktadır” diyor.
Küresel gelişmelerin Türkiye üzerindeki etkisini ise şöyle açıklıyor: “Euro/Dolar paritesindeki düşüş, dünya mal ticaretindeki daralma ve emtia fiyatlarının düşüklüğü ihracatımızı olumsuz etkilemektedir. FED’in faiz artırımı ve döviz kurundaki yükselmeler net portföy yatırımı çıkışları finansal boşluklar yaratabilir. Bir de buna döviz bazındaki borçlanmaları eklediğimiz zaman olumsuz bir tablo oluşabilir. Ancak burada incelememiz gereken döviz borcu kompozisyonudur. Borçlanma kamu ve özel sektör tarafından yapıldığından, özellikle özel sektör borcunun 2010 yılından itibaren artış içinde olduğu gözleminde, bunları kompanse edecek döviz rezervlerinin mevcudiyeti ile banka sistemimizin güçlülüğü bu konudaki endişelerimizi hafifletmektedir.”
2016 yılında küresel düzeyde en büyük risklerden birinin belirsizlikler olduğunu söyleyen Yrd.Doç. Dr. Topçuoğlu ülkemizin potansiyelinin göz önüne alındığında, 2016 yılına ihracatın olumlu bir başlangıç yapacağını belirtiyor ve ekliyor: “İhracatta 2023 hedefleri tüm sektörlerimiz için ihracat bilincinin yeşerdiği, 80’lerden başlamak üzere dış ticarette önemli bir paradigma kayması yaratan ihracata dayalı büyüme modelinin tüm sektörlerce özümsendiğini gözlenmektedir.
Hükümetlerin, devlet yardımları ve ihracat teşvikleri ile geliştirdiği bu model, 2023 ihracat hedefleri ile tüm sektörlere bir dinamizm kazandırmış, her sektör bu hedefe ulaşılması konusunda birer hareket planı geliştirerek adeta birbirleri ile yarışır noktasına gelmişlerdir. İhracatta yaratılan bu tatlı rekabet ve seferberlik ortamında herkes üzerine düşeni yapmak konusunda azami gayret içerisindedir. Başta Ekonomi, Gümrük ve Ticaret Bakanlıkları olmak üzere konu ile ilgili tüm bakanlıkların, ihracatçıların önünü açmak, ihracatçı sayısını arttırmak noktasında adeta teşvik yarışına girdikleri gözlenmektedir.”