Dolar 32,3408
Euro 35,1103
Altın 2.238,47
BİST 8.783,78
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
9°C
Hafif Yağmurlu
Çar 11°C
Per 11°C
Cum 13°C
Cts 14°C

Türkiye’nin potansiyeli her sektör açısından yatırım olasılığına işaret ediyor

08 Aralık 2013 11:01 | Son Güncellenme: 08 Aralık 2013 11:02

Abdurrahman ÇINAR

Değerli Ekonomi Ajandası okuyucuları, yılın 3.çeyreğine geldiğimizde, yani dergimizin 2013 yılının son sayısını hazırladığımız Aralık sayımızda büyüme rakamları ve kapak konusu olarak ele aldığımız yabancı yatırımlara değinmek istedim.

Türkiye’de 3.çeyreğe bakıldığında 15 çeyreklik kesintisiz büyümenin devam edeceği Eylül ayındaki yüzde 5,8’lik sanayi üretimi artışını da göz önünde bulundurarak, büyüme yüzde 4 olacak gibi görülüyor. Türkiye’nin yabancı yatırımcı için cazip pazar olduğu göz önünde.

Türkiye’nin potansiyeli hemen her sektör açısından yatırım olasılığına işaret ediyor. Otomotivde bir doyuma ulaşıldığını kabul etsek, beyaz ve diğer ürünlerde de büyük şirketlerin çok güçlü olduğunu düşünürsek kalan bütün sektörler cazip. Türkiye kriz öncesi kişi başına 6 bin 500 dolar satın alma gücü paritesine ulaşmış bir ülkeydi. Şimdi tekrar yavaş yavaş oraya doğru gidiyor. Bu ciddi bir güç. 500 milyon dolarlık bir pazar eder. Dünyanın en önemli 17 pazarından biri olmak çok önemli. Geleceğe güven ve istikrar daha çok sağlanılırsa bu yatırımların özelikle harcanması ve gıda sektörü gibi sektörlere yatırım artabilir. Konum itibari ile bir üs görevi gören bölgemizin lojistik sektörü gibi önemli bir sektörün çok daha ileri bir seviyeye getirebiliriz ve buna bağlı olarak tüm ticaret kolları daha çok gelişim gösterebilir.

Tanzimat’tan bu tarafa ekonominin toplumun yumuşak karnının hep döviz kıtlığı, bugün bir başka ülkenin parası dünyaya hakim ve dolayısıyla biz, işlerimizi o paranın inişine çıkışına göre ayarlıyoruz, yapıyoruz ve maalesef rezerv biriktirmek durumundayız. Dünyanın geldiği nokta, içinde bulunduğumuz koşulları böyle gerektiriyor.

Türkiye’nin döviz rezervinin 1970’li yıllarda 2.7 milyar dolar olduğunu ve bugün 100 milyar doları aştığına dikkat edersek ekonomimizde önemli gelişmeler ve farklılıklar var. Kapalı ekonomi sermaye hareketlerine izin vermiyordu ama şu gerçek ki siz, kapılarınızı yabancı paraya açsanız da eğer içeride güven ve istikrar yoksa, reel faiz ne kadar yüksek olursa olsun yabancı ülkeye gelmiyor. Rezervlerimiz arkasında yatan unsur istikrar ve güven.

Keyifle okuyacağınız bir sayı hazırladık tüm okuyucularımızın yeni yılını şimdiden kutlarız.

REKLAM ALANI
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
11 Ağustos 2013 10:21