Dolar 32,3505
Euro 35,1028
Altın 2.309,84
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Türkiye’nin Kayıp Yılı: 2014

Türkiye’nin Kayıp Yılı: 2014
23 Ekim 2014 10:30 | Son Güncellenme: 24 Ekim 2014 09:22
A+
A-

2014 yılının son çeyreğine giren Türkiye ekonomisinin, büyüme hızının yüzde 3’te kalmasının, enflasyonun da yüzde 13’ü görmesinin, avronun 3.20 TL sınırını aşmasının yıl sonuna kadar mümkün olduğunu söyleyen Ekonomist Prof. Dr. Faruk Şen, Türkiye’nin yakın tarihini mercek altına alıyor.

Prof. Dr. Faruk Sen

AB ile Güncel İlişkilerimiz ve Ekonomik Kriz

Avrupa Birliği ve Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısıyla ilgili yüzlerce bilimsel çalışmaya imza atan Ekonomist Prof. Dr. Faruk Şen’in güncel olayları ele alan kitabı “AB ile Güncel İlişkilerimiz ve Ekonomik Kriz” adı altında Ka Kitap’tan çıktı. Prof. Şen, birçok çarpıcı tespit ve analize yer verdiği kitabında Türkiye’nin ekonomik ve politik gündemini ele alıyor. Yakın coğrafyasında son yıllarda birbiri ardına sıcak gelişmelerin yaşandığı Türkiye için AB üyeliğine giden sürecinin önemine dikkat çeken Şen, Türkiye siyaseti ve ekonomisi için somut bir yol haritası çıkartıyor. Akıcı bir dilde yazılan kitap, Türkiye’nin güncel konularına ışık tutuyor.

Türkiye ekonomisi düze çıkacaktır ama…

Türkiye – Avrupa ilişkilerinin önemli aktörlerinden olan Ekonomist Prof. Dr. Faruk Şen, Türkiye’de bugüne kadar hiçbir şekilde ölçülmemiş olan Kültür (kreatif) sektörü başta olmak üzere Spor ekonomisi ve Gastronomi ekonomisinin önemine değiniyor ve rakamlarla bu sektörlerin değerini ortaya koyuyor. Şen, bu sırada “Muhakkak Türkiye’de bu sektörlerin büyümesi ve gelişmesi çok önemli, fakat bunun yanında ülkemizin asıl önünü açacak olan sanayi yatırımlarıdır” diyor. Prof. Dr. Şen’e göre, Türkiye ekonomisinin daralma sinyalleri verdiği ve hatta ekonomik bir krizin ayak seslerini duyduğumuz şu günlerde sanayi yatırımlarından vazgeçilmemesi büyük önem taşıyor.

Türkiye zor bir dönemden geçiyor ama kimse umudunu yitirmemeli

Türkiye yakın tarihinin belki de en zor dönemlerden birini yaşıyor. Çok iyi geçen bir yedi yılın ardından ekonomide ciddi bir daralma var. Türkiye’de tüketim gücü her gecen gün azalıyor. Bunun yanı sıra, komşularla sıfır çatışma noktasından şimdi tüm komşularla çatışmalı bir konuma gelindi. İç politikada ise son zamanlarda huzurun iyice kaçtığını ve herkesin yarınlara şüpheyle baktığını görüyoruz. Tam da bu dönemde genel fotoğrafı doğru bir şekilde ortaya koyan ve somut çözüm önerileri ortaya koyan kılavuzlara daha çok ihtiyacımız var. “AB ile Güncel İlişkilerimiz ve Ekonomik Kriz” kitabı bu ihtiyaca layıkıyla yanıt veren ve şu günlerde çok ihtiyacımız olan umut dolu birçok söylem içeren bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

Prof. Dr. Faruk Şen, yeni kitabında tüm bu gelişmelere bakıldığı zaman Türkiye’yi çok ciddi bir sınavın beklediğinin altını çiziyor. Bu sınavı Türkiye halkının barışçıl bir şekilde atlatacağını dile getiren Faruk Şen’e göre öncelikle önümüzdeki yıllara daha sıcak ve daha iyimser bakmamız gerekiyor.

 

Şen, “Türkiye’miz 76 milyonu ülkemizde yaşayan, takriben 7 milyonu da yurtdışında yaşayan insanlardan oluşan 83 milyonluk bir kitleye sahip. Bugünkü Almanya nüfusundan 1 milyon daha fazlayız. Türkiye’mizin artık AB ile olan ilişkilerini tekrar düzeltmesi, AB ile ilişkilerini geliştirirken Afrika’da kazandığı pazarları daha da artırması lazım,” diyor.

AB üyeliği en erken 2021’de gerçekleşebilir

Şen, AB’de bu yıl başlayan 7 yıllık mali bütçe çerçevesinde Türkiye’nin tam üyelik şansı olmadığını belirtirken en erken tam üyelik şansının 2021’de gerçekleşeceğine dikkat çekiyor.

Ancak şu anda izlenen politikalar devam ettirilirse tam üyelik hiç mümkün olmayabilir. Şen’e göre, Türkiye halkı AB’ye ilgisini kaybediyor. Aynı şekilde bugün Avrupa Birliği bütçesinin üçte birini sağlayan Almanya’da Türkiye’nin tam üyeliğine olumlu bakanların sayısı dibe vurmuş durumda. Alman Başbakanı Angela Merkel 2013 yılına kadar Türkiye’ye tam üyelik yerine özel imtiyazlı üyelik verelim derken geçtiğimiz yıl seçimlerde imtiyazlı üyelik sözünü de kaldırarak stratejik ortağımız Türkiye demeye başladı. Stratejik ortaklık, hiçbir zaman üye olamayacak fakat stratejik olarak Avrupa Birliği için önemli ülkeler kavramına geliyor. Prof. Dr. Şen özellikle Ukrayna’da yaşanan son gelişmelerin AB’nin genişleme politikasını yeniden şekillendireceğini ve Türkiye’nin bu sırada acilen AB politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söylüyor.

EKONOMİ AJANDASI

REKLAM ALANI