Dolar 32,5863
Euro 34,7960
Altın 2.509,75
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 21°C
Pts 22°C
Sal 22°C

Türkiye’de beslenme için çarpıcı sonuç!

Türkiye’de beslenme için çarpıcı sonuç!
02 Temmuz 2017 12:48
A+
A-

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO), Avrupa ve Orta Asya’da yeni kötü beslenme türlerine geçiş yaşandığını ortaya koyan raporuna göre Türkiye, “kötü beslenme” sınıflamasında “Aşırı beslenme” grubunda bulunuyor. Sevindirici olan ise Türkiye’nin, ülkedeki kişi başına kalori cinsinden tüketime hazır gıda miktarı ile günlük besin enerjisi gereksinimi karşılaştırmasının ifade eden Besin Enerjisi Arzı (DES) Yeterliliğinde, ortalamanın üzerinde bir oranla, zirvedeki ilk beş ülkeden birisi olması.

Ekonomik büyüme ve kişi başına gelirlerdeki artış, Avrupa ve Orta Asya’da açlığı ortadan kaldırıyor, ancak ülkeler daha varlıklı hale geldikçe değişen tüketim alışkanlıkları başka sağlık tehditlerine yol açıyor. “Gıda güvensizliği geçişi” olarak tanımlanan bu durum, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan raporla belgelendi.

Gıda güvensizliğine geçiş

FAO’nun “Gıda Güvensizliğine Bölgesel Bakış: Avrupa ve Orta Asya” başlıklı raporunda, besin enerjisi arzı ve yetersiz beslenme göstergeleri, vücut gelişimin durması ve zayıflık, kansızlık, aşırı kilo ve obezite ve insanların ortalama olarak neler yediği gibi göstergeler bakımından ülke verileri analiz edildi.

Ülkelerin ağırlıklı olarak yetersiz beslenme ve mikrobesin eksikliği ile mücadelede görülen gelişimin ardından artık artan besin yağı, şeker, et, süt ürünleri ve işlenmiş gıda kaynaklı dejeneratif hastalıklarla uğraşan bir düzene işaret ettiğini vurgulayan rapora göre, bu geçişe sıklıkla daha hareketsiz ve oturularak geçirilen bir hayat tarzı eşlik ediyor.

FAO Ekonomisti ve raporun yazarı David Sedik, “Gelirler yükselirken beslenme düzenlerinin izini sürdüğümüzde; tatlandırıcılar, bitkisel yağlar ve hayvan ürünlerinden çıkarılan toplam kalori payı artarken tahıllardan gelenlerin payının düştüğünü belirledik. Önemli nüanslar var ama genel eğilim açık.” diye konuştu.

Yetersiz beslenmenin üstesinden geliniyor ancak…

Bir başka deyişle, tatlandırıcı, bitkisel ve hayvansal yağ içeren besinlere doğru bir ilerleme görülürken hububatlarda düşüş yaşanıyor. Bu da yetersiz beslenme meselelerinin bu bölgede büyük ölçüde üstesinden gelindiği anlamına geliyor ki bu bir başarı. Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde yaşayan nüfusun sadece yüzde 7’sinde ana beslenme sorunu yetersiz beslenme ve mikrobesin eksikliği.

Ancak demir, A vitamini ve çinko gibi mikrobesin eksiklikleri ve aşırı kilo ve obizite ile ölçülen aşırı beslenme sorunları ise artış gösteriyor. Bölgede yaşayan halkın bugün yüzde 13’ü “üçlü yük” olarak adlandırılan üç beslenme probleminden (yetersiz beslenme, mikrobesin eksiklikleri ve aşırı beslenme) üçünün de sıkıntısını çekiyor.

Ana sorun aşırı beslenme!

Daha da endişe verici olan ise Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde yaşayan nüfusun yüzde 57’sinde ana kötü beslenme sorunu olarak aşırı beslenmenin öne çıkması. Rapora göre bölgedeki nüfusun yüzde 70’i ya üçlü kötü beslenmeden ya da aşırı beslenmeden mustarip.

Öte yandan bu durum durağan değil.  Yetersiz beslenen grupta yer alan ülkeler “üçlü yük” kategorisine girme yolunda. Raporun yazarı David Sedik, “Daha fazla ülke üçlü yük kategorisine geçerken sağlık harcamaları daha fazla diyabet, kalp hastalığı ve diğer bulaşıcı olmayan besin hastalıklarından kaynaklı yüksek sağlık hizmeti masraflarıyla uğraşmak için hızlı şekilde ve önemli miktarda artmak zorunda kalacak.” dedi.

FAO’nun çözüm önerileri

FAO Raporu’nun ilk kısmı sorunları ortaya koyarken ikinci bölümü çözüm yollarına ayrıldı. Gıda güvensizliğine hitap etmek ve nihayetinde bunu ortadan kaldırmak için birçok umut vaat eden politikayı ele alan rapora göre, denenen bu politikaların etkili olduğu kanıtlandı.

Yetersiz beslenme ve mikrobesin eksikliği yaşayan gruptaki ülkeler için gıda güçlendirmesi bir politika seçeneği olarak sunuluyor. Sütün D vitamini, iyotlu tuz, demirli buğday unu, folik asit ve tiyamin ile güçlendirilmesi bu yaklaşımın örneklerinden. Bu yaklaşım Orta Asya’da çocuklarda mikro besin tüketiminin iyileştirilmesinde kritik bir harekete geçirici olarak görülüyor.

Benzer şekilde, biyo-güçlendirme mahsullerin mikro besin içeriğini arttırmak için bitki ıslahını kullanıyor.  Besin enerjisinin yüzde 50’den fazlasının tahılla sağlandığı Orta Asya ve Kafkaslar’da biyo-güçlendirme buğdayın düşük mikrobesin değerlerini dengelemek için kullanılabilir.

fao-avrupa-gida-gidahattiDiğer politika tavsiyeleri ise şunları içeriyor:

-Besin değerini geliştirmek için uygun popüler gıdaları yeniden düzenlemek

-Sağlık derecesine bağlı olarak gıda fiyatları üzerindeki vergi ve devlet desteğinin değiştirilmesi

-Sağlıklı ve dengeli beslenmenin nelerden oluştuğunu anlatmak için insanlara beslenme eğitimi vermek

-Daha etkili gıda güvenliği sistemleri, gıda güvenilirliğinde standart sağlanması, sıhhi, bitki sağlığı ve hijyen düzenlemeleri

-Gıda ürünlerinin daha besinsel şekilde etiketlenmesi

-Çek ve gıda desteği programları, gıda transferi ve nakit transferi programlarını içeren gıda yardım programları.

Dengeyi ve sağlığı teşvik eden beslenme

FAO Genel Direktör Yardımcısı ve Avrupa ve Orta Asya Bölge Temsilcisi Vladimir Rakhmanin, “Bu bölgede özellikle Orta Asya ve Kafkas ülkeleri yetersiz beslenmeyi azaltmada olağanüstü ilerleme kaydettiler. Ama bugün artık insanların yeterli kalori tüketip tüketmediğinin ötesini düşünmek durumundayız. Bizim her çocuk, kadın ve adam için özellikle de çocuklarımız için teminat altına almak istediğimiz şey dengeli ve sağlığı teşvik eden bir beslenme.” diye konuştu.

tuz-yemek-gidahattiTürkiye en fazla tuz tüketilen ülkelerden

Türkiye ile ilgili bilgilerin de paylaşıldığı rapora göre, ülkemizde günlük tuz tüketimi fazla. Batı ve Baltık ülkelerinde günlük tuz tüketimi 5-10 gram arasında değişirken, Avrupa’nın diğer kesimlerinde bu oran yükseliyor. Günlük tuz tüketim miktarı Çek Cumhuriyeti’nde 13.6, Macaristan’da 14.8 ve Türkiye’de ise 18 gram. Bu ülkelerin günlük tuz kullanım değerlerini düşürmek için önlem almaya başladığını belirten rapor, ekmekteki tuz oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunun da altını çiziyor.

Kötü beslenme sınıflaması

FAO Raporu, ülkeleri kötü beslenme özelliklerine göre dört gruba ayrılıyor: Yetersiz beslenme ve mikrobesin eksikliği yaşayan ülkeler; ‘üçlü yük’ olarak adlandırılan ve yetersiz beslenme, mikrobesin eksikliği ve aşırı beslenme yaşayan ülkeler; aşırı beslenme yaşayan ülkeler ve daha az endişeli ülkeler. Türkiye bu dört kategoriden “aşırı beslenme” grubunda yer alıyor.

Raporda kullanılan göstergelerden birisi de Besin Enerjisi Arzı (DES) Yeterliliği. Bu gösterge bir ülkede kişi başına kalori cinsinden tüketime hazır gıda miktarı ile günlük besin enerjisi gereksinimi karşılaştırılarak ölçülüyor. Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde bu oranın ortalaması yüzde 130 iken, Türkiye için yüzde 156 olarak ölçüldü. Türkiye bu oran ile zirvedeki beş ülkeden birisi oldu.

REKLAM ALANI