Dolar 32,5297
Euro 34,8438
Altın 2.473,91
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Per 16°C
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C

TEMİZLİK VAR… TEMİZLİK VAR…

TEMİZLİK VAR… TEMİZLİK VAR…
20 Kasım 2013 14:48
A+
A-

S

HİZMET’in 20. yılında yeni yayıncısının çıkaracağı ilk sayısında ki ilk yazımın başlığını “Kişisel Hijyen için ortamların temizliğin doğru yapılması” olarak düşünmüştüm ama dün akşam bir grup okul yöneticisi arkadaşımla yaptığım tartışma aklıma gelince hemen değiştirdim.

Önce müstahdemler, sonra okul aile birliklerinin ve becerikli müdürlerin bütçe yaratmasıyla (asla arzu edilen temizlik normlarını yakalayamasalar da) temizlikçi kadroları oluşturması, nihayetinde de ihalelerinin nasıl yapıldığının bilinemediği kamunun profesyonel şirketlerden temizlik hizmeti alınması sürecine geçilmesi. Okullarda temizlik ve hijyenin gereğince sağlanamaması, eğitim dönemi ile beraber okullu çocuğu olan ailelerin ateşli hastalıklardan bir türlü kurtulamaması ve bu ortamların temizliğin yapıldığının zannedilmesi ve doğurduğu sonuçları ayrı – tek bir yazıda ele alacağım. Bu yazımda özellikle kalabalık ortamların temizliğinin doğru personel, doğru yöntem, doğru malzeme ve doğru periyotlarda yapılmamasının kişisel hijyenimiz, sağlığımıza olan tesiri üzerinde durmak istiyorum.

Bakterilerin en temel geçiş yolu el temasıyla sağlanıyor ve elleri düzenli şekilde yıkamak zararlı mikroorganizmaları yok ederek veya suyla akmalarını sağlayarak ciltten uzaklaştırabiliyor. Kişisel hijyen bağlamında el yıkamanın önemi bu denli fazlayken, İngiltere’de yapılan bir araştırma,  toplumun yüzde 95’inin tuvaletten sonra ellerini yıkadığını, ancak yüzde 80’inin yıkama işlevini gereğince yerine getirdiğini, yüzde 20’lik kısmının ise elleri ıslatmayı yıkamak zannettiğini ortaya koydu. Avrupa’da kişi başına yıllık ortalama sabun tüketimi 350 gramken bizde yaklaşık olarak bir buçuk kilogram. Ancak bu miktarın büyük bir bölümü vücut ve çamaşır yıkamada kullanıldığı için su ve sabun ilişkisinde gereğince doğru olup olmadığımız konusunda sağlıklı bir verimiz yok. Ama genel olarak milletçe temizlik konusunda hassasız. Ama hijyen ve doğru temizlik farklı bir konu.

Toplu taşıma sistemlerindeki tutamaçlar bakterilerin en yoğun şekilde bulunduğu yerler. Her direğin bir santimetrekaresinde 12 binden fazla bakteri yaşıyor ve bu bakterilerin dörtte biri doğrudan insan eline nüfuz ediyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre hastanelerde en fazla bakteri barındıran cisim televizyonların uzaktan kumandası. Elden ele dolaşan uzaktan kumandalar mikroorganizmaların hızlı bir şekilde yayılmasını ve insanlara bulaşmasını sağlıyor. Klozet kapağı açık bir şekilde sifon çekmek, bakterilerin iki metre öteye sıçramasına sebep oluyor. Yine İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre bebeklerinin altını değiştiren annelerin yüzde 43’ü ellerini yıkamıyor.

Eğitimsiz Personel, Düşük Bütçeler

Kişisel olarak ne kadar özenli olursak olalım yukarıdaki cümlelerimden kavranacağı üzere sağlığımız yaşadığımız ortamın temizliğinden, hijyenikliğinden doğrudan etkileniyor. Zira bu işlemler zamanlı ve bilinçli olarak yapılmadığında var olan olumsuzluklar daha geniş yüzeylere, hem de daha etkince yayılabilir. Ancak itiraf etmeliyiz ki, yaşadığımız mekanlarda ve genele açık ortamlarda sözüm ona bu hizmeti profesyonel olarak verenler, temizliğin nasıl yapılması gerektiği ve hijyenin sağlanması konusunda çok bilgi sahibi ve eğitimli değillerdir. Yaşamımızı daha fazla risk altına sokan iş ve alışveriş ortamlarının temizlik ve hijyeninin sağlanmasında bu olumsuzluğun iki temel nedeni var. Bu hizmeti gören kişiler toplumun en vasıfsız iş gücü. Yapabilecek başka bir iş bulamadıklarından temizlik işini geçici olarak düşündüklerinden eğitimleri, sertifikaları daha da önemlisi yaptıkları işin henüz standartları yok. Diğer faktörde, ana işverenlerin adeta sıfır kar marjı ile yüklenici firmaları (taşeronları) çalışmaya mecbur bırakmaları ve her an firmayı değiştirebilme eğiliminde olmaları nedeniyle yüklenici firmaların istihdam ettikleri personele eğitim veremiyor, vermiyor olmaları. Fotoğraf bu olunca da belki görünürde temiz ama sağlıksız, hijyenden uzak ortamlarda çalışıyor, yemek yiyor, eğleniyor veya alışveriş ediyoruz.

Elbette bu konulara hassasiyet gösteren ortamlar, işverenlerde var. Örneğin özellikle büyük kentlerde en çok zamanımızı geçirdiğimiz AVM’ler. Bu çok kalabalık ziyaretçi trafiğinin olduğu ortamlarda temiz olmak (temiz gözükmek mi desek) yetmiyor. Çünkü her alanda yaşam kalitesinin ve beklentilerin artması buna bağlı olarak da daha modern ve işlevsel yapıların tesis edilmesi, insan faktörünün olduğu her aşamada sağlık ve çevresel faktörlerin azami düzeyde önemsenmesi sonucunu doğuruyor. Buna paralel olarak teknoloji firmaları da bu alanlara özel çözümler sağlayan ürünlerde geliştiriyorlar.

Örneğin başta ABD olmak üzere bir çok ülkede son yıllarda kullanılan, İstanbul da da bazı AVM’lerin kullanmaya başladığı “Ultraviyole (UVC) Etkinlik Raporu’ belgeli hijyen çözüm sağlayan cihazlar.  Adcalator isimli cihazlar yürüyen merdivenlerin trabzanına (kayan bantlar) ultraviyole ışını göndererek yolcuların el temasıyla biriken zararlı mikro-organizmaların %99.9’unu yok ederek sterilizasyonu sağlayabiliyor. Bu tarz teknolojik ve geleneksel usullerle hijyen konusunda çözüm üreten genel ziyaretçi trafiğine açık ortamlar konuklarının en basitinden temas yoluyla bulaşan hastalıklara karşı korunmasını sağlama yanında konuklarının alışverişleri sırasında kaliteli zaman geçirirken sağlıkla ilgili endişelerini en aza indirme duygusunu yaşatarak kendilerine ticari avantajda sağlayabiliyorlar.

Kişisel orak hijyen konusunda çok sıklıkla tepki verdiğim mekanların başında ise kafeterya ve lokantalar geliyor. Kirlenmiş zeminleri (masa üstlerini) temizlerken genelde kiri temiz alanlara yayarlar, hatta katmerli hale getirirler. Oysa temizlik ve hijyenimizin sağlanmasında lavabo, tuvalet, diğer ortamlar vs kadar temizlik gereçlerinin temizlenen yüzeylerden kesinlikle daha temiz olmaları gerekir. Temizlik sırasında kullanılan malzemelerin temiz ve bakımlı olmaları kadar işe uygunlukları da önemlidir. Ayrıca deterjanların, kimyasalların doğa kirliliğinde önemli payı olduğu bilindiğinden gereksinimi karşılayacak en az miktarda ve doğru kullanılmasına özen gösterilmelidir. İnsanla temasta kullanılanlar dışındakilerin de yüzey ve yerlerin kaplamalarına zarar vermeyecek, mikroorganizma üretmeyecek tarzda olanları tercih edilmelidir.

Hijyen ve sağlığımız için besin maddelerinde bulunan çok sayıda mikroorganizma da etkendir. Bu da mutfak temizliğinin önemini artırır, özen gerektirir. Gerekli malzemelerin satın alınması ile yemeklerin sunulması arasında, depolama, hazırlama, pişirme, bekletmeden, servis sonrası temizlik ve bakıma kadar tüm iş akışı mutfakta sağlıklı ortam oluşturmada ayrı ayrı önem taşır. Mutfaktaki sıcak ve nemli ortamda bulunan bakterilerin sayısı her 20 dakikada iki katına çıkabilir ve bir tek bakterinin 10 saatte 1 milyara kadar üreyebilecek olduğunu ifade edersem belki önemini daha iyi kavratabilmiş olurum. Bu açıdan mutfak gibi ortamlarda alınması gereken sağlık önlemleri içinde, yiyecek maddelerinin gördüğü işlemler özel bir önem taşırsa da, mutfaktaki tüm malzemelerle yüzeyler ve zeminin temizliği en az diğer önlemler kadar önemlidir.

Çöpler ve diğer insan atıkları da her zaman mikrop ve parazit yumurtası barındırdıkları için önemlidir. Yemek ve bulaşık atıkları ıslak, dolayısıyla mikropların çok sevdikleri ortamlardır. Mikroplar genellikle bir aracı olmaksızın başkalarına geçip salgın hastalık yapmazlar. Atıkların üzerlerinde var olan ve üreyen mikroplar suya, ellere, dolayısıyla yiyeceklere geçerek hastalıklara neden olurlar. Bu nedenle el yıkama ile birlikte su ve besin temizliğinin yanı sıra çöplerin ve insan atıklarının uygun şekilde yok edilmesi de bulaşıcı pek çok hastalığa yakalanmamak için gereklidir.

Kişisel hijyenin sağlanmasında günlük yemekten, uykuya her kademede gerekli temizlik koşullarına riayet etmenin dışında giydiklerimiz, yediklerimiz, temas halinde olduğumuz diğer insanlar ve ortamlarında aynı titizlikte olması esastır. Birey olarak ne kadar özenli olursak olalım, toplum içinde yaşıyoruz, faaliyette bulunuyoruz. Hatta daha da daraltalım bir aile çekirdeği içinde yaşıyoruz ve diğer fertlerinde temizlik ve hijyen anlayışları bizi direk etkilemektedir. Bunun için de temizlik ve hijyen konusunda geneli de bireylerin toplamı oluşturuyor gibi algılanabilse de bireysellikten çok genellemeyi önemsiyorum. Çünkü fertlerin kişisel tercih ve bakımları, hatta aynı küme içerisinde yer alanlar aynı titizliğe sahip olsalar da iş ve yaşamlarını sürdürdükleri, hizmet aldıkları hastane veya alışveriş ortamlarından yüksek derecede etkilenmekte, risk yüklenmektedirler

Hijyenin en çok önem arz ettiği mekanların başında alışveriş ortamları, toplu ulaşım araçları ve okullar ile hastaneler, sağlık kurumları gelir. Temel amacı insan sağlığını koruma ve iyileştirme olan hastanelerde yapılan tıbbi tedavinin iyi sonuç vermesi için temiz, insan sağlığı açısından zararlı olan organizmaların ortadan kaldırıldığı ideal koşulların öncelikle sağlanması gerekir. Çünkü hasta olan kişinin sağlıklı olan kişiye göre direnci daha düşüktür. Sağlıklı insana zarar vermeyen mikroorganizmalar hastanede hastalık nedeni olabilir ve hastalara zarar verebilir . Hastane enfeksiyonları; hastaların rahatsızlıklarının ve hastanede kalış sürelerinin uzamasında, hastane maliyetinin artmasında ve yatak işgalinde de etkili olduğu için önemlidir. Günümüzde hala hastane enfeksiyonlarından hayatını kaybeden hasta sayısı ne yazık ki hala ciddi boyutlardadır. Bunun içinde hastanın sağlık koşullarına uygun bir çevrede kalabilmesi için gerekli olan temizlik ve hijyenin bilimsel olarak yürütülmesi, hatta doğru bir ifade ile yönetilmesi gerekir.

Hastane veya yaşanılan diğer tüm ortamlarda bir yerin tam temiz ve risksiz olabilmesi için sadece görünüş açısından temiz olması yeterli olmamakta, mikroorganizmaların, mikroorganizmalarla bulaşmış her şeyin o alandan uzaklaştırılması, kötü koku kaynaklarının yok edilmesi, temizlik maddelerinin yüzeylerden arındırılması ve haşerelerin önlenmesi de gerekmektedir. Temizlik ve hijyeni sağlamaya yönelik tüm tedbirlerde sadece yukarıda belirtilen kirlilik durumları olduğunda yapılmamalı, sürekli ve düzenli olarak yapılmalıdır. Ancak belirtilen bu durumların sağlanmasıyla hijyenik bir ortam oluşturulabilir.

Recep Ali Aksoylu

REKLAM ALANI