Tat Bakliyat, kapasite artırdı

Kırmızı mercimek fabrikalarını yenileyerek günlük kapasitelerini 240 tona ulaştırdıklarını söyleyen Şerafettin Memiş, stoklama kapasitelerini ise 60 bin tona çıkardıklarını kaydetti.

Kuru bakliyat, bulgur ve pirinç ürünlerini Türkiye genelinde ve yurtdışında 60 ülkede satan Tat Bakliyat, yaptığı yatırımlarla bu yıl üretim alanlarını modernize ediyor. Kırmızı mercimek fabrikalarının tamamen yenilendiğini kaydeden Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Memiş, günlük kapasitelerinin 240 tona ulaştığını söyledi. Bunun yanında stoklama kapasitelerini artırdıklarına da değinen Memiş, “Böylece toplamda 60 bin ton stok kapasitesine ulaştık. Yıl sonuna ilişkin büyüme hedefimiz ise, yüzde 20” diye konuştu.

Tat markası ile kuru bakliyat, bulgur ve pirinç ürünlerini Türkiye genelinde ve yurtdışında 60 ülkede sattıklarını açıklayan Şerafettin Memiş, firma olarak pirinç, bulgur, mercimek, nohut, fasulye, barbunya, börülce, mısır, bakla, bezelye ve buğday çeşitliliğiyle 30 yıllık bir geçmişe sahip olduklarını aktardı. Çalışmalarını Türkiye genelinde yaklaşık 50 ana bayi ve Marmara ve Ege bölge müdürlükleriyle sürdürdüklerini dile getiren Memiş, ulusal ve yerel zincir marketlerin yanı sıra bayileri aracılığıyla yurt genelinde hemen her noktada bulunduklarını söyledi. Memişoğlu Grup markası olan Tat’ın yıllık 195 bin ton bakliyat üretim kapasitesine sahip olduğunu açıklayan Şerafettin Memiş, firmalarının İstanbul Sanayi Odası verilerine göre 2009 yılında ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu arasında 11’inci sırada gösterildiğini hatırlattı.

“Türkiye, bakliyat sektöründe ithalatçı konuma geldi”

Son yıllarda yaşanan iklimsel nedenlerle Türkiye’nin bakliyat sektöründe tamamen ithalatçı konuma geldiğini anlatan Şerafettin Memiş, “En önemli ihraç kalemlerimiz olan nohut ve kırmızı mercimekte son yıllarda yeterli üretimin olmamasından dolayı rekabetçi fiyatlar sunamıyoruz. Bu yüzden transit ticaretin ve Dâhilîde İşleme İzin Belgesi (DIIB) kapsamında ürün alıp ihraç etmenin daha fazla önemi arttı” dedi.

Mersin’de şu an bakliyat sektöründe yapılan yatırımların dünyadaki yatırımların üstünde olduğuna dikkat çeken Memiş, ancak son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri nedeniyle ülkenin bakliyatta ihracatçı konumunu kaybetmeye başladığını anlattı. Bu nedenle yapılan yatırımların tam kapasite çalışamadığına değinen Memiş, “Türkiye topraklarının tarıma elverişli olmasından dolayı iklim değişikliklerinden kaynaklanan dezavantajları ortadan kaldıracak tedbirler alınarak ihracatçı konumumuzu korumalıyız” değerlendirmesini yaptı. Sektörde acil tedbir alınması gerektiğini kaydeden Şerafettin Memiş, sertifikalı, iklimsel değişikliğe dayanıklı tohumlar geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Şu an sektörün en büyük problemlerden bir diğerini ise stokçuluğun artması olarak yorumlayan Şerafettin Memiş, şöyle konuştu: “Sektörde olmayan insanların, kâr amaçlı malı alıp stoklamalarının sektörümüze ve ihracata çok büyük zararı oluyor. Dünya fiyatlarını ve durumunu takip etmeden, bilinçsizce yeni mahsul çıktığında malı alıp stokluyorlar ve fiyatların yükselmesine neden oluyorlar bu durumda ihracatımıza zarar veriyor.”

“Nohutta ithalata ve transit ticarete ağırlık vereceğiz”

Bu yıl yağışların kırmızı mercimekte verimi düşürdüğünü, nohut üretimine de büyük zarar verdiğini açıklayan Şerafettin Memiş, ihracatı artırmak için Kanada mercimeğini alıp DIIB kapsamında ihraç edebileceklerini söyledi. Memiş, nohutta da Türkiye fiyatlarının yüksek olması nedeniyle ithalata ve transit ticarete ağırlık vereceklerini aktardı.

www.ekonomiajandasi.com