S&P’den Türkiye açıklaması

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’den yapılan açıklamada, kuruluşun 7 Haziran seçimleri sonrasında olası hükümet formları ve bu formlara göre hükümet politikalarının Türkiye’nin kredi notuna etkilerine yönelik değerlendirmelerine yer verildi.

Türkiye’de 7 Haziran’da gerçekleştirilen seçimlerin hiçbir partinin mutlak çoğunluk sağlayamadığı bir parlamentoyla sonuçlandığı anımsatılan açıklamada, “İdeolojik farklılıklar göz önüne alındığında MHP, CHP ve HDP arasında bir koalisyonu muhtemel görmüyoruz. Eğer AK Parti koalisyon oluşturamazsa, hükümeti kurması için ilk olarak CHP yetkilendirilecek. Eğer CHP de hükümeti kurmada başarısız olursa, erken seçim çağrısı gelebilir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, seçim sonuçlarının ekonomik istikrar ve politika oluşturma üzerine etkilerine ilişkin görüşlere de yer verilerek, şunlar kaydedildi:

“Bir önceki değerlendirmemizde Türkiye’de merkez bankasını da içeren temel bağımsız kuruluşlar üzerindeki politik istikrar ve ekonomik güvenilirliğe zarar veren baskılardan bahsetmiştik. Bu bizim negatif not görünüm değerlendirmemizi destekleyen faktörlerden biri. Seçim sonuçlarının yargı, finansal düzenleyiciler ve merkez bankası üzerindeki baskıyı azaltacağına ve böylece politika öngörülebilirliğini iyileştireceğine inanıyoruz. Bununla birlikte, Türkiye’de siyasi belirsizliğin gelecek birkaç ay içerisinde devam etmesinin muhtemel olduğuna inanıyoruz. Eğer hükümet zamanında kurulursa, bu istikrar için iyiye işaret olacak. Eğer koalisyon oluşturulursa poltika öngörülebilirliğinin kısmen kabinenin nasıl şekilleneceğine bağlı olacağını düşünüyoruz.”

“TL’DEKİ OYNAKLIK TÜKETİCİ GÜVENİNİ VE ENFLASYONU OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR”

S&P açıklamasında, not değerlendirmesi yapılan gelişen ülkeler arasında, Türkiye’nin cari açığı en kırılgan olan ülke konumunda bulunduğuna işaret edilerek, “Eğer hükümet 45 gün içerisinde oluşturulamazsa, bu yılın kasım ayında muhtemelen erken seçime gidilecek. Bu senaryoda, politik belirsizliğin yıl sonuna kadar yüksek kalmayı sürdüreceğini düşünüyoruz. Bu durum potansiyel büyümeye zarar verebilir ve iş yatırımlarının ertelenmesine yol açabilir” ifadeleri kullanıldı.

Seçimin tamamlanmasından bu yana TL’nin dolar karşısında yüzde 2,8 değer kaybettiğine vurgu yapılan açıklamada, TL’deki daha fazla oynaklığın tüketici güvenini ve enflasyonu olumsuz etkileyebileceği dile getirildi.

Kuruluş ayrıca, mali performası zayıflatan gelişmeler ve mevcut beklentilerden sapan borç dinamikleri olması durumunda not indiriminin düşünülebileceği uyarısında bulundu.

EKONOMİ AJANDASI