Petrol fiyatları büyümeyi tehdit ediyor
Petrol fiyatlarında son zamanlarda meydana gelen artış, dünya ekonomisi için ciddi bir tehdit halini aldı. Petrol’deki artışlar Mısır belirsizlikleri ve ABD ekonomisinin toparlanma sinyallerinin artması üzerine temelli durumda. Özellikle ABD’de Dow Jones Endeksi’nde geri çekilmelerin zayıf kalması ve ekonomik görünüme dair olumlu yorumlar, bu zamana kadar petrolü destekleyebildi. Enflasyonist baskı konusunda ise dünya ikiye bölünmüş durumda. Bir yandan parasal genişlemesini azaltmayı planlayan ABD ve yüksek Dolar karşısında faiz artırmak zorunda kalacak olan gelişen piyasalar, diğer tarafta ise büyümeyi desteklemek adına gevşek politikalara devam edeceğini belirten Euro Bölgesi ile agresif parasal genişlemesini devam ettirmeye kararlı Japonya var. Uluslararası piyasalardaki arz talep dengesi, ham petrol ve işlenmiş ürün fiyatlarındaki değişimler ile dolar kurundaki artışlar, petrol fiyatlarının da yükselmesine sebep olmakta.
Brent petrolde ise tam tersi, talebin halen yeterli olmaması fiyat artışını kısıtlıyor. Çin’de gölge bankacılık sorunları artarken, Avrupa’da ekonomik sorunlar halen çözülemedi. Bu noktada ABD ekonomisinin diğer ülke ekonomilerinden daha güçlü bir görünüme kavuşması, WTI ve Brent petrol arasındaki fiyat farkının azalmasında önemli bir rol oynuyor. Diğer yandan ABD’nin petrol ithalatı günde 7,5 milyon varil ile 2000 yılından bu yana en düşük rakama gerilemiş durumda. ABD’nin kaya petrolü üretimiyle, kendi enerji ihtiyacını karşılayacak duruma geldiği görülüyor.
Pahalı petrol enflasyonist baskıyı artırıyor
Yüksek petrol fiyatının en belirgin yansımalarından biri enflasyonist baskıyı artırmaktadır. Diğer yandan, Türkiye gibi dış enerji bağımlılığı yüksek ülkelerde, ödemeler dengesi olumsuz etkilenmekte. Bu nedenle petrol fiyatlarındaki artışın kalıcı olması halinde, Türkiye’de ekonomik büyüme hedefi ve cari açığın olumsuz etkilenmesi beklenebilir.
Küresel piyasalardaki petrol fiyatı artışı gelişmekte olan ülke tüketicileri için ilk etkisini benzin fiyatlarında yükseliş olarak göstermekte ve artış kalıcı olduğu takdirde üretici fiyatlarındaki artış, tüketiciye yansıtılmaktadır. Bu durumda, petrol fiyatlarının enflasyonu artırıcı etkisi ortaya çıkacaktır. Türkiye, 2012 yılında 30,5 Milyar Dolarlık petrol ürünleri ithalatı gerçekleştirmişti. Petrol fiyatlarındaki her yüzde 10’luk artış, Türkiye’den 3 milyar dolar gelir götürüyor. Böylece hem milli gelir azalıyor hem de bireylerin alım gücü düşüyor. Aynı zamanda petrol fiyatlarındaki artış, vergi gelirlerinin de artmasına yol açıyor. 2012 yılında petrol sektöründen elde edilen vergiler 50,5 Milyar Lira’ya ulaşmıştı. Artan vergi yükü, kişisel gelirin azalmasına neden olarak sonrasında gelir dağılımının bozulmasına yol açıyor. Türkiye’de son dönemde enerji sektöründeki yatırımları ve bu yatırımların milli gelire etkisini göz önüne aldığımızda, enerji bağımlılığını azaltabilen bir Türkiye, çok daha fazla milli gelir sağlayabilir ve daha sağlıklı bir ekonomik yapı oluşturabilir diyebiliriz.