Dolar 32,5014
Euro 34,5863
Altın 2.499,85
BİST 9.548,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 20°C
Per 18°C
Cum 16°C
Cts 18°C

Liderlerin Global Ajandası Tartışıldı

Liderlerin Global Ajandası Tartışıldı
13 Mart 2015 16:44
A+
A-

Ali Babacan

“TÜM DÜNYADA KURLARDA BELİRSİZLİK VAR”

Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan  Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tüm dünyada son günlerde euro ve dolar kurları hakkında toto oynandığını söyledi.Babacan, Avrupa ve ABD merkez bankalarının başkanları dahil, tüm teknik ekiplerin kurların nerede duracağını bilmediğini belirten Babacan“Dünyada böyle bir belirsizlik ortamı var. Bu durum tüm gelişmekte olan ülkeleri olduğu gibi bizi de etkiliyor. Bizde de kurda dalgalanmalar oluyor. Türkiye’deki dalgalanmaların boyutunu kendi içimizdeki tartışmalar da biraz artırdı” dedi.

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin açılışında konuşan Ali Babacan, “Dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz zirvede dünya konjonktürünü ele almak istiyorum. Dünya ekonomisine Türkiye ve G-20 olarak nasıl katkıda bulunacağız sizinle paylaşmak istiyorum. Küresel ekonomiden bugüne kadar 7-8 yıllık bir dönem geçti. Biz hep diyorduk ki krizler eğer finans sektörlü kaynaklı ise etkisi daha derin oluyor. Etkisi daha uzun sürüyor. Bunu şu anda yaşıyoruz. Dünya, 2007-2008 yıllarından itibaren etkisi altına girdiği krizi tam anlamıyla aşabilmiş değil. Birçok ülkede derin sorunlar var” diye konuştu.
AB’nin uzun sürecek düşük bir büyüme trendine girdiğini ifade eden Babacan, Japonya’nın son 10 yıldır yaşadığı deflasyon eşliğinde durgunluğun şu anda Avrupa’nın karşı karşıya olduğu en büyük risk olduğunu söyledi. Bu riski gören Avrupa Merkez Bankası’nın olağanüstü tedbirlerle yeni para politikalarını devreye soktuğunu vurgulayan Ali Babacan, Avrupa’nın ekonomisini canlandırmak için yoğun bir çaba harcandığını ifade etti. Merkez bankalarının tek başlarına büyümeyi ve istihdamı sağlamalarının mümkün olmadığını anlatan Ali Babacan, şu anda Avrupa’nın en büyük sorununun yapısal reformları gerçekleştirememesi olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Ekonomide maliye, ekonomi politikaları ve yapısal reformlar olarak üç ana başlık var. Uyumlu ve eş zamanlı bir politika uygulanmadığı takdirde ülkelerin başarı elde etmeleri mümkün değil. Şu anda Avrupa’nın en büyük sorunu yapısal reformları gerçekleştirememesi… Avrupa Merkez Bankası’nın çok bol miktarda ve çok ucuz likiditeyi piyasaya sağlayacağını ilan etmesi, hiçbir Euro bölgesi ülkesinin veya bankasının batmasına izin vermeyeceğini ortaya koydu. Yani borç sorunu şimdilik perde arkasına alındı, ancak çözülmüş değil. Bu geçici de olsa bir rahatlama sağlıyor. Ama haksızlık oluyor. Hesabını iyi yapan ülkeler ile savruk politikasız ve yanlış yollarda giden ülkeler aynı kefeye konmuş oluyor.”

Avrupa’daki durgunluğun Türkiye’nin ihracatına olumsuz yansıdığını anlatan Babacan, Amerika’daki güçlü toparlanmaya dikkat çekti.

Liderlerin Global Ajandası

 

Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Hafele sponsorluğunda gerçekleştirilen ‘Liderlerin Global Ajandası’ oturumunda moderatörlüğü Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner üstlendi. Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı Haluk Dinçer, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, IMF İcra Direktörleri Kurulu Üyesi İbrahim Çanakçı, Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve Ashmore Group CEO’su Mark Coombs’un katıldığı oturum renkli görüntülere sahne oldu.

Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner,  özellikle Ortadoğu düzleminde yaşanan siyasi belirsizliklere dikkat çekti. Ümit Boyner, “2008 krizinden bu yana dünyada yaşanan en küçük bir değişim hepimizi derinden etkiliyor. Dünyada yapısal bir reform yorgunluğu var. Yapısal reformlar bir takım siyasi nedenlerle hayata geçmiyor ama iş dünyası bunları bekleyemez. İş dünyası rekabette yoluna devam etmek zorunda” dedi.

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, “Umarım bu iki gün hepimiz için zihin açıklığıyla, yeni fikirlerle, ilham kaynağıyla sonuçlanır. Önümüzdeki 10 senede, geçtiğimiz 10 senedeki büyümeleri göremeyeceğiz. Dünya ticareti çok ciddi şekilde aşağıya iniyor. Bu durumda iş dünyası ne yapacak? Ben, CEO’lara en önemli tehdidin de fırsatın da dijitalleşmeden geldiğine inanıyorum. Bugün iş süreçlerinde maksimum djitalleşmeyi yakalayamayan ve ileriye dönük net dijital strateji ortaya koyamayan her şirketin hangi sektörde olursa olsun kaybetmeye mahkum olduğunu düşünüyorum” dedi.

Doğan Grubu olarak üç ana sektörlerinin medya, enerji ve perakende olduğunu söyleyen Faralyalı, “Önümüzdeki dönemde mevcut sektörlerimizde operasyonel verimlilik üzerine odaklandık. Medya en önemli işimiz. En büyük değişim de medya sektöründe yaşanıyor. Doğan Grubu olarak dijital dünyada çok önemli bir potansiyelimiz var. İyi yönetim becerileri ve iyi liderlerle inovasyonu ve dijitalleşmeyi içselleştirmeyi öne çıkarabilirsek rekabetçi avantajı yakalayabileceğimize inanıyorum” dedi.

‘Küresel ekonomi 5 krizi çözmeli’

IMF İcra Direktörleri Kurulu Üyesi İbrahim Çanakçı, dünya genelinde Amerika ve Japonya’da ekonominin iyiye gittiğini belirterek Çin’de ise durumun biraz daha kritik olduğuna dikkat çekti. Küresel ekonomide beş çözülmesi gereken önemli kriz bulunduğunu anlatan İbrahim Çanakçı, “Amerika yüzde 3 gibi büyümeye tutunmaya çalışıyor. Avrupa yüzde 2’yi hedefliyor, Japonya 2’yi hedefliyor. Çin yüzde 7,5’un üstüne çıkmaya çalışıyor. Potansiyel büyümenin nasıl artırılacağı en önemli gündem maddelerinden biri… İkincisi istihdam konusu… Dünyada hemen bütün ülkeler istihdam oluşturamıyor. Birçok ülkede istihdamsız bir büyümeden bahsediyoruz. Üçüncüsü ise birçok ülkede yatırımlar küresel kriz öncesine göre gerilemiş durumda. Dördüncü olarak küresel ticaret hacminin ciddi bir biçimde gerilemiş olması. Küresel krizden öncesine göre ticaret hacminde ki büyümenin kriz öncesine göre yarılara inmiş durumda. Yüzde 7’lerden 3’lere indi. Son olarak ise gelir dağılımı da küresel kriz sonrasında daha da bozulmuş durumda. Gelir dağılımındaki bozukluk sosyal boyutunun yanında büyümeyi de aşağı çekiyor. Bu saydığımız 5 konu G20’nin en önemli gündem maddelerini oluşturuyor” diye konuştu.

İbrahim Çanakçı, IMF’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ekonomik reformlar konusunda da tavsiyelerde bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Son yıllarda yapısal reformlarda ağırlık verilmesine yönelik de güçlü bir talep var. Burada IMF reformları uygularken büyüme ve istihdamı destekleme yönünde önemli tavsiyelerde bulundu. Ayrıca küresel ticaretle ilgili de tavsiyelerde bulunuyor. Uluslararası ticaretin geliştirilmesi konusunda da fon bu konuda ülkelerin ciddi ticari reformlara girişilmesi gerektiğini değerlendiriyor.”

‘Türkiye potansiyeli büyük bir ülke’

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise orta vadeli ve geleceğe yönelik sürdürülebilirlik konusunu banka yöneticilerinin iyi analiz etmesi gerektiğini belirerek, “Bankacılar için üç dört tane önemli faktör var. Bunlardan biri teknolojik gelişmeler, ikincisi değişen müşteri tipi, üçüncüsü değişen rekabet ortamı, dördüncüsü değişen regülasyon… Özellikle 2008 krizinden sonra dünyada regülasyon açısından da önemli değişimler oldu. Bu dört şey ister istemez kurumları baskı altında tutup değişme zorluyor” dedi.

Binbaşgil, bankacılık sektörünün önümüzdeki gündemini ise şöyle değerlendirdi:

“Her ne kadar dünyada bir takım belirsizlikler olsa da Türkiye büyüme potansiyeliyle büyük bir ülke. Bir ülkenin önünün açık olması için finans sektörünün güçlü olması gerekiyor. Cari açık sorunumuz var, fakat bugünkü dünyadaki düşük petrol fiyatlarının de Türkiye’nin lehine olduğunu düşünüyorum. Bu bizim reformlara devam etmemiz için mükemmel bir ortam oluşturuyor. Türkiye’deki ihtiyaç kredilerinde bir düşme oldu. Türkiye’nin bankacılık sektörünün kredilerinin bu yöne kanalize edilmesine başlandı. Tüketici kredileri artık yüzde 15’lerin altında büyüyor. Kredi kartlarında negatif durum var. Türkiye’nin 2023 hedefleri için sürdürülebilir kar meselesi çok önemli. Bir bankanın kredi verebilmesi için öz kaynaklarının iyi olması gerekiyor. Son zamanlarda çeşitli nedenlerden artan para maliyetleri, bankalar faizlerin artmasını istemez. Artan faizler bizlerin maliyetlerini artırdı. Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman Türkiye’deki bankacılık sektörünün öz kaynak seviyesi yüzde 10,6’lar civarına geriledi. Bizim bunu yüzde 14’lere, 15’lere çekmemiz gerekiyor” diye konuştu.

‘Geniş bant ile 4G Türkiye için büyük fırsat’

Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt ise, dünya ekonomisindeki küçülmeye dikkat çekerek, “Dijitalleşme şirketlerin büyüme hızları ve verimliliklerini artırma açısından araç olabilir. Bizce bu ülkeler açısından bir fırsattır. Dijitalleşme için önemli adımlar attık. Türkiye’de geniş bant stratejilerinin oluşturulması adına olumlu adımlar var. Türkiye’deki geniş bant abone sayısının artırılması yönündeki gelişmeler bizleri de mutlu etti” diye konuştu.

Türkiye’nin önünde geniş bant konusu yanında 4G fırsatı da bulunduğunu söyleyen Gökhan Öğüt, 4G’nin 2016 başında Türkiye’de lansmanını yapacaklarını anlattı. 3G’de yakaladıkları fırsatı 4G’de de yakalamaları gerektiğini belirten Öğüt, “Bu da çok büyük bir yatırım demek. Bunun fiber altyapısını oluşturmamız gerekiyor” dedi.

‘Kaynaklarımızın Mobilize Edilmesine Olarak Tanıyoruz’

Ashmore Group CEO’su Mark Coombs ise şirketinin özellikle kısa vadedeki yatırımları düşündüğünü belirterek, “Mümkün mertebe kaynakların mobilize edilmesine olanak tanıyoruz. Müşterilerimize bu bağlamda bir seçenek sunuyoruz. Türkiye’de bulunmamızın sebebi de aslında bundan kaynaklanıyor. Türkiye’nin biraz daha yerel tasarrufları artırması, yenilikçiliği beraberinde getirecektir. Yani Türkiye’deki insanların para yönetimi bu bağlamda önem arz edecektir. Bu para tasarrufuyla birlikte ekonomiye direkt katılarak daha gelişmiş bir ekonomiyi tetikleyecektir” dedi.

Türkiye’de yerel tasarrufun çok düşük olmasından dolayı endişe duyduklarını dile getiren Coombs, ”Bu sistemde işlerin yürütülmesi açısından bu tasarrufların artırılması önem arz edecektir. Önümüzdeki dönemde küresel bağlamda ABD’nin dış politikası, Ortadoğu politikasının nasıl olacağı hepimizi yakından ilgilendirecek” dedi.

REKLAM ALANI