Medyada yer alan ve Maliye Bakanlığı tarafından Reuters’a doğrulanan habere göre, KDV iadelerindeki mevcut durumu “Özel sektörün kamuya faizsiz kredi vermesi” olarak tanımayan Ağbal, bunun işletmelerin üretim, yatırım maliyetlerini artırdığını, yatırımların fizibilitesini bozduğunu belirtiliyor.

Mevcut düzenlemeye göre bir işletme yatırım yaptığında, makine ekipman aldığında ya da inşaat harcaması yaptığında ödediği KDV’yi ancak önümüzdeki yıllarda satışlarından topladığın KDV ile mahsup edebiliyor. Bu işletmelerin bilançolarında uzun yıllara yayılmış KDV yükleri oluşturuyor. Ağbal getirilmesi planlanan düzenlemeyi “Artık yüklenilen KDV’den, tahsil edilen KDV’den geri alınamayanların devlet tarafından iade edilmesine başlanacak” sözleriyle özetlemişti.

Yetkililer iadelerin nakit yapılmayacağını, düzenlemenin gecikmeli mahsuplaşmanın önüne geçecek değişiklikler içereceğini belirtiyor.

Mevcut sistem ithalatı cazip hale getiriyor

Ağbal’a göre mevcut KDV sistemi yatırımın, üretimin hatta istihdamın ve ihracatın önünde ciddi bir engel oluşturuyor ve yerli üretimin aleyhine çalışıyor, ithalatı daha cazip hale getiriyor.

KDV sisteminde 2017’nin ilk yarısı itibarıyle reel sektörün devletten 140 milyar TL’yi aşan alacağı bulunuyor.

İlgili düzenleme Şubat ayı başında Bakanlar Kurulu’na sunulmuş Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “Mali yüklerin azaltılması ve piyasanın canlanması için reform paketi” olarak özetlemişti.

Bozdağ, “2018 yılı öncesi dönemlere ait iade edilmeyen KDV’nin iadesinin önü açılıyor. Üç ay içerisinde iade edilmeyen KDV’ye faiz ödemesi getiriliyor. Okul, hastane, yurt, huzurevi ve ibadethane yaptıran hayırseverlerin inşaat süresince imalat, mal alım ve hizmet alımı karşılığında ödedikleri paralardan ve bütün bu alım satımların tamamına KDV istisnası getiriliyor.” demişti.