Dolar 32,3334
Euro 35,1194
Altın 2.302,36
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Gıda endüstrisi tüketici güvenini kaybetti

Gıda endüstrisi tüketici güvenini kaybetti
11 Şubat 2020 17:36
A+
A-

 

KPMG tarım ve gıda endüstrisinde giderek büyüyen sahteciliğin, tüketici güvenini nasıl etkilediğini araştırdı. KPMG’ye göre geçtiğimiz 10 yılda yaşanan gıda sahtekarlıkları sektörde büyük bir güven kaybı yarattı. 8.1 trilyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen dünya gıda sektörü, piyasaya sokulan şaibeli ürünler nedeniyle her yıl 100 milyar dolar kaybediyor

KPMG’nin araştırmasına göre dünyada son 10 yılda gıda ürünleriyle ilgili sahtecilik büyük bir artış gösterdi. Dünyanın hemen her ülkesinde her gün birçok tüketici ücretini ödediği gıda ürününün karşılığını alamıyor. Bazı ürünlerin bilinen ve çok tercih edilen markalara benzetilmek için taklitleri yapılıyor, bazı ürünlerin ise maliyetini düşürmek için içine yabancı veya daha ucuz ürünler ekleniyor.

En büyük sahtekarlık örnekleri deniz mahsullerinde tespit ediliyor. 10 yıl içinde dünyada satışa sunulan deniz mahsullerinin yüzde 30’unda taklit ve tağşiş tespit edildiği ve şaibeli ürün olarak sınıflandırıldığı belirtiliyor. AB bölgesinde, daha taze görünmesi için pembe boya ile renklendirilmiş 227 milyon dolarlık konserve ton balığı satıldığı araştırmada yer alıyor. Yine New York süpermarketlerinde satılan kızıldil balığı ürünlerinin yüzde 88’inin kızıldil balığı olmadığı geçtiğimiz yıllarda tespit edilmiş. Kanada’daki 177 balık restoranın yüzde 10’unda balıkların sağlığa zararlı bir madde ile boyandığı kayıtlara geçmiş. Pensilvanya’da yüzde 100 gerçek parmesan diye satılan peynir paketinde hiç parmesan bulunmadığı anlaşılmış. 2013’te Avrupa ülkelerinde yaşanan skandalda hamburger etlerinin yüzde 29’unun at etinden oluştuğu ortaya çıkmış.

Avrupa Komisyonu’nun gıda sahteciliğine ilişkin yayımladığı aylık bültenlerinde özellikle İtalya’da 2019’un son çeyreğinde yumurta, zeytinyağı ve şarap gibi ürünlerde yanlış etiketleme ve menşe gizleme vakaları tespit edilmiş.

Yaklaşık 8.1 trilyon dolar büyüklüğünde olduğu tahmin edilen dünya gıda sektörünün, piyasaya giren şaibeli veya sahte ürünler nedeniyle bu gelirin yüzde 2 ile 5’ini kaybettiği hesaplanıyor. Tahmini kayıp her yıl için 100 milyar dolar olarak telaffuz ediliyor.

Her şirket risk altında

KPMG Türkiye Özel Kapsamlı İncelemeler ve Ticari Uyuşmazlık Danışmanlığı Şirket Ortağı Oytun Önder şaibeli ürünlerin gıda sektöründe milyar dolarlık kayıplara sebep olduğunu, tüketiciyi de mağdur ettiğini söyledi. Önder, “Şaibeli ürün riskiyle her gıdada karşılaşsak da Türkiye’de et ve süt ürünleri, zeytinyağı, bal ve gıda üretimlerinde kullanılan katkı maddelerinin daha yüksek riskler taşıdığını görüyoruz. Örneğin; işlenmiş kırmızı et ürünlerinde kanatlı eti kullanımı, tüketiciyi yönlendirmek ve yanıltmak amacıyla boya kullanımı ve tüketicinin kalitesini ayrıştırmakta güçlük çektiği zeytinyağı ve bal gibi ürünlerde düşük kalite ürün kullanımı sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bu sebeple hem tüketiciler hem de üreticiler ciddi riskler altında. Sağlığımızı tehdit eden bu durumla mücadele etmede gıda ürünlerini tüketici ile buluşturan firmalara çok büyük görev düşüyor. Bu görevlerden en önemlileri ise üretim tesislerinin sık ve sistematik denetimi ile tedarikçi ve dağıtıcılarının kalite standartlarının sürekli izlenmesidir” dedi.

Tabaktaki balığı telefonla tarayacağız

Oytun Önder, gıda sektörünün teknolojiyi de yanına alarak tüketici güvenini tekrar kazanacak formüller üzerinde çalıştığını söyledi. Önder, “Blockchain tabanlı veri takip sistemleri bu çalışmalardan birisi. Zinciri takip ederek üretimden satışa sunulana kadar ürünün içeriğini izlemek mümkün olacak. Ayrıca geleceğin tüketicileri için dijital çözümler de gündemde. Marketten tavuk alan veya restoranda balık sipariş eden bir tüketici cep telefonundaki bir uygulama ile aldığı ürünün kaynağını, gördüğü işlemleri ve içerisindeki katkı maddelerini öğrenebilecek. Bu uygulamalar, standartlara uygun gıda ürünlerine ulaşmayı kolaylaştıracak ve buna bağlı olarak da taklit ve tağşiş oranları azalacak. Ancak bu tip uygulamaların doğru çalışması ve tüketicinin güvenini kazanacak düzeye gelmesi için zamana ve yatırıma ihtiyacımız var.” diye konuştu.

REKLAM ALANI