Dolar 32,4895
Euro 34,9613
Altın 2.431,71
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

FED yetkilileri ortak bir sonuca varamıyor

FED yetkilileri ortak bir sonuca varamıyor
15 Haziran 2013 08:54
A+
A-

borsa_imkb

Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’de son haftalarda açıklanan makroekonomik veriler ekonomideki toparlanmanın sınırlı olduğunu gösterse de FED yetkililerinin bir kısmı bütçe kesintilerinde kısıtlamaya gitme konusunda hemfikirler. 2008’de ABD’de başlayan ve daha sonra küresel çapta etkileri görülen kriz sonrasında dünyadaki kritik ekonomik bölgelerin başında gelen ABD, şu anda bu krizden çıkma sinyallerini en net veren ülke olarak görülüyor. FED’in parasal genişleme programları, sıkıntılı mortgage sektörüne dolaylı müdahaleleri ve ABD’de başta konut ve perakende sektörleri olmak üzere, imalat ve istihdamda zayıf da olsa toparlanma sinyalleri, Dolar’ı gevşek para politikalarına rağmen değerli tutmakta. Buna, piyasalarda balon etkisinden çekinerek ayda 85 Milyar Dolar olan parasal genişlemesini azaltmayı düşünen FED eklenince, Dolar’ın orta-uzun vadede diğer dövizlere karşı değerlenme eğiliminde olacağını söyleyebiliriz.

Ekonomik anlamdaki ilerlemelere rağmen ABD kendi kendine açtığı mali yaralarından ötürü hala olması gerektiği kadar iyi bir performans gösteremiyor. FED yetkililerinin bir kısmı konut ve inşaat piyasalarındaki iyileşmeler ve konut fiyatlarındaki artışı göz önünde bulundurarak tahvil alımlarının azaltılmasını savunurken bir kısmı da yılsonuna kadar devam etmesini talep ediyor.

FED’in politika kararlarını veren Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) 1 Mayıs’ta yaptığı açıklamada büyümeyi devam ettirmek ve işsizliği daha çok düşürebilmek için aylık 85 Milyar Dolarlık varlık alımlarına devam edeceğini belirtmişti. ABD Merkez Bankası ayrıca işsizlik oranının yüzde 6,5’in üzerinde ve enflasyon oranının yüzde 2,5’in altında kaldığı süre boyunca da faizleri sıfıra yakın tutacağını açıkladı. 

Son açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin üstünde açıklanmasına rağmen işsizlik oranlarındaki sınırlı artış, FED yetkilileri bütçe kesintilerini azaltılmasının istemeyen yetkilileri desteklemekte. İstihdam piyasasında görülen ilerleme, şirketlerin mali sınırlılıklara rağmen yılın ikinci yarısında talebin artacağı yönünde iyimserliklerini koruduklarını gösteriyor. Öte yandan FED yetkililerinin tahvil alımını azaltması için istihdam ve maaşlarda daha fazla artış görülmesi gerekiyor. Varlık alımları hızının azaltılması için istihdam artışı önemli gözüküyor. Diğer yandan Morgan Stanley FED’in parasal genişleme programını piyasanın beklediğinden daha geç bir tarihte azaltacağını savunmakta. Genel eğilim eylül ayında tahvil alım programının azaltılacağını beklerken Morgan Stanley aralığa dikkat çekiyor.  

Tahvil alımlarını hızının ne zaman yavaşlatılmaya başlanacağı konusundaki belirsizliklerin makroekonomik veriler ile desteklendiğini gördüğümüz son günlerde, önümüzdeki hafta açıklanacak olan veriler yakından takip edilmelidir.

Ortak çözüm arayışlarıyla piyasalar kayıplarını geri alıyor

Gezi Parkı eylemleri sonrası piyasalarda yaşanan çalkantıların son günlerde hükümet ile eylemciler arasında ortak bir çözüm arayışı için yaşanan görüşmeler sonrası zayıf bir toparlanma eğiliminde olduğunu görmekteyiz. Son 2 haftadır yaşanan gerginlikler bankalar ve diğer sektörlere de sınırlı olarak yansıdı. Olaylar nedeniyle, Borsa İstanbul (BİST) son on senenin en sert düşüşünü yaşadı. Borsa, haftaya yüzde 6,43 kayıpla başladı. Kapanışta ise yüzde 10,5 düşüş kaydetti. 9.006 puan değer kaybederek 76.983 puana düşen satışların banka hisselerinde yoğunlaştığı Borsa’da, banka hisseleri yüzde 11’i bulan kayıplara uğradı.

Erdoğan’ın konuşması esnasında ön plana çıkan panik satışları ve endeksin destekleri kırması stop loss satışlarını getirdi. Borsa’nın bu kadar ani ve bu kadar sert düşüş yaşaması, Türkiye’de ekonominin ne kadar hassas dengeler üzerinde oturduğunu gösteriyor. Diğer yandan bankalar reel sektöre açtığı değişken faizli kredilerde faiz artırımına giderken, konut başta olmak üzere tüketici kredilerine de zam hazırlığı söz konusu. Kredi faizlerindeki artışın tek sebebi tabii ki Gezi Parkı olayları değil. ABD’de sonbahardan itibaren faizlerin yükseleceği spekülasyonları da bu artışın bir parçası. Ayrıca Merkez Bankası’nın dolardaki birkaç kuruşluk spekülasyona teslim olup, parasal sıkılaştırma kararı alması da kredi faizlerindeki yükselişte etkili oldu.

Bütün bunların üzerine Gezi Parkı olaylarının eklenmesi, faiz artışının tüketiciye yansımasını hızlandırdı. Diğer taraftan, gelişen piyasalardaki kur dalgalanmalarından olumsuz etkilenilmesi Dolar/TL’yi 1,90 seviyelerinin üzerine taşımıştı. Son günlerde ise başta Merkez Bankası’nın TL’ye müdahale etmesi ve ardından hükümetin diyalogları artıracağı haberleri ile gevşemelerin etkili olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası’nın gevşemeci para politikalarının devam ettiği düşünülürse, TL’nin şu anda mevcut gerginliklerin arka plana atılması durumunda orta vadede değersiz fakat dengeli kalması beklenebilir.

Yaşanan karışıklıkların Borsa’da yansımasını görmüş olsak da makroekonomik verilerin beklentileri karşılaması Türkiye ekonomisini nasıl sağlam bir zemin üzerinde olduğunu gösteriyor. Hafta içi açıklanan büyüme verileri de ekonomideki iyileşmeleri desteklemekte. TÜİK’den yapılan açıklamaya göre Türkiye ilk çeyrekte yüzde 3 büyüme gösterdi. 

Ortak çözüm arayışlarının ön plana çıktığı son günlerde gelişmeler ve her iki taraftan gelecek çözüm arayışları hem Türkiye açısından hem de ekonomik açıdan yakından takip edilmelidir.

Euro güçlü duruş sergilemeye devam ediyor

Avrupa Merkez Bankası’ndan gelmeyen ikinci faiz indirimi Avrupa piyasalarında yükselişlerin destekleyicisi oldu. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi buna rağmen 14 yıllık tarihinin en kötü resesyonunu yaşayan Euro Bölgesi ekonomisinde daha hızlı bir toparlanmayı fitilleyebilmek için negatif mevduat faizi, bankalara daha çok kredi verme ve yatırımcılara faizin ne kadar süre düşük kalacağı yönü de daha aydınlatıcı açıklamalar yapmak gibi bazı seçeneklerinin olduğunu dile getirmişti.

Son haftalarda Avrupa piyasalarının da ABD piyasalarındaki trende katıldığını görüyoruz. Sorunlu ülkeler olan İspanya ve İtalya’nın borsaları dahi yukarı çıkma çabaları içerisinde. Borsalardaki hareketin son zamanlarda gelen verileri fiyatlamıyor olduğu açık. Avrupa Merkez Bankası’nın son yıllarda sergilediği duruşu incelersek, ilk etapta AMB’nin gayretlerinin Yunanistan krizi ardından borçlanmakta zorluk çeken ülkelerin sürdürülebilir oranlar dâhilinde borçlanmaya devam edebilmelerine odaklandığını görüyoruz. Merkez Bankası’nın bu gayretinde açık bir başarı elde etmiş olduğunu görüyoruz. Baktığımızda, geçtiğimiz yılın büyük bir bölümünü İtalya ve İspanya’nın borçlanma faizlerinden endişe eder bir şekilde geçirdikten sonra bu yıl Avrupa ile ilgili kaygılar artık büyümeyi sağlayabilmekle ilgili. İşte tam da bu dönemde 2013 başından itibaren Avrupa Merkez Bankası büyümeyi desteklemeye odaklanmış durumda diyebiliriz.

Diğer yandan Avrupa hükümeti tahvillerinin Federal Reserve ve diğer merkez bankalarının borçlanma maliyetlerini düşürmek adına teşvik önlemlerine devam edeceği söylentileriyle İtalya ve İspanya gibi yüksek getirili ülkeler öncülüğünde yükseliş gösterdi.

Euro/Dolar paritesinde Avrupa Merkez Bankası’nın olumlu mesajları son zamanlarda etkili olmakta. Aynı zamanda Japonya’nın parasal genişlemesi ile ilgili kuşkular ve FED’in 19 Haziran’da parasal genişlemede kısıntıya gitmeyebileceği yorumları pariteyi 1,33’ün üzerine taşıdı. Avrupa piyasalarında toparlanma ihtimalinin fiyatlandığını gördüğümüz son günlerde önümüzdeki hafta açıklanacak olan veriler yakından takip edilmelidir.

Tarih – Saat

Veriler

Beklenti

Önceki

06/17/2013 15:30

ABD

New York Empire İmalat

0

-1.43

06/18/2013 07:30

Japonya

Endüstriyel Üretim (Aylık)

1.70%

06/18/2013 12:00

Euro Bölgesi

ZEW Anketi ( Ekonomik Güven)

27.6

06/18/2013 12:00

Almanya

ZEW Anketi ( Mevcut Durum)

9.5

8.9

06/18/2013 12:00

Almanya

ZEW Anketi (Ekonomik Güven)

37.8

36.4

06/18/2013 15:30

ABD

Tüketici Fiyat Endeksi (Aylık)

0.20%

-0.40%

06/18/2013 15:30

ABD

Tüketici Fiyat Endeksi Gıda&Enerji Hariç( Aylık)

0.20%

0.10%

06/18/2013 15:30

ABD

Tüketici Fiyat Endeksi (Yıllık)

1.40%

1.10%

06/18/2013 15:30

ABD

Tüketici Fiyat Endeksi Gıda&Enerji Hariç(Yıllık)

1.70%

1.70%

06/18/2013 15:30

ABD

Konut Başlangıçları

950K

853K

06/19/2013 21:00

ABD

FOMC Faiz Kararları

0.25%

0.25%

06/20/2013 10:00

Fransa

PMI İmalat

46.4

06/20/2013 10:00

Fransa

PMI Servis

44.3

06/20/2013 10:30

Almanya

PMI İmalat

49.9

49.4

06/20/2013 10:30

Almanya

PMI Servis

50

49.7

06/20/2013 11:00

Euro Bölgesi

PMI İmalat

48.5

48.3

06/20/2013 11:00

Euro Bölgesi

PMI Servis

47.5

47.2

06/20/2013 15:30

ABD

İlk İşsizlik Başvuruları

340K

334K

06/20/2013 17:00

Euro Bölgesi

Euro Bölgesi Tüketici Güveni

-21.5

-21.9

06/20/2013 17:00

ABD

Philadelphia Fed.

-1

-5.2

06/20/2013 17:00

ABD

Konut satışları

5.00M

4.97M

 Tuğba Özay / İntegral Menkul Değerler

REKLAM ALANI