Dolar 32,5876
Euro 34,8072
Altın 2.505,62
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 22°C

Enflasyon geri mi geliyor?

Enflasyon geri mi geliyor?
24 Ekim 2016 11:21
A+
A-

????????????????????????????????????

Saxo Bank’ın Baş Ekonomisti ve CIO’su Steen Jakobsen, Çin Üretici Fiyat Endeksi’nin önemsiz bir ekonomik gösterge gibi görünebileceğine, fakat Çin’inglobal enflasyonu beslediği ihraç fiyatları yoluyla ithalat fiyatlarını düşürerek, tüm dünyada tüketicilerin güçlü destekçisi olduğuna dikkat çekiyor. Jakobsen bunun, CNY için daha fazla devalüe olma ihtiyacı doğurduğunu ve merkez bankaları parasal genişleme desteklerini kısmak üzereyken enflasyon beklentilerini yeniden canlandırdığını söylüyor

Saxo Bank Baş Ekonomisti ve CIO’su Steen Jakobsen, piyasalarda yatırımcılar için merak konusu olan “Global enflasyon düşüyor, enflasyon geri mi geliyor?” sorusunu net bir biçimde cevapladı: “Evet, geliyor! Bunun ana etkisi daha düşük tüketici harcamaları olacak. Çünkü Çin’in düşük ihraç fiyatları, ABD tüketicilerini daima düşük olan fiyatlar aracılığıyla oyunda tuttu. Süreç şimdi tersine dönüyor. Bu aynı zamanda daha zayıf CNY (Çin yuanı) ve global olarak mevcut seviyeden daha yüksek enflasyon beklentisi anlamına geliyor. Bu da elbette, temel makro tezimi doğrulayan, konjonktür döngüsünün klasik sonu oluyor: Büyük makro paradigmanın resesyon yoluyla ‘kolay paradan’ ‘helikopter parasına’ kayışıyla karşı karşıyayız.

Tablo 1

Kaynak: Bloomberg – Çin PPI (Üretici Fiyat Endeksi) Yıldan Yıla ve OECD Tüketici Fiyat Endeksi

Ünlü analiste göre, artık pozitif olan Yıldan Yıla Çin Üretici Fiyat Endeksi ile OECD Tüketici Fiyat Endeksi enflasyonunun grafiğine bakıldığında, Çin’in dezenflasyonda (veya deflasyon) başrol oynadığı açık ve çok büyük çaplı parasal genişlemeye rağmen enflasyonun bastırılmış olmasının nedeni de bu.

Jakobsen devamında şunları söyledi: “Ayrıca, ABD, İngiltere, Güney Afrika ve diğerleri gibi net cari açığı olan ülkelerde, daha düşük büyüme ve getirilerin olduğu bir ortamda ithalat fiyatları çökerek stabilizasyon ve hatta satın alma gücünün iyileşmesine yer açtıkça, düşen Çin fiyatlarının ‘miş gibi yap ve uzat’ davranışını daha uzun süre canlı tuttuğunu anlamak önemlidir.

“Eğer önümüzdeki birkaç ayda bu trend doğrulanırsa, tekrar belirginleşen enflasyon kaygılarının temel habercisi olabilir. Bana göre bu, yani enflasyonun bir resesyona doğru yükselmesi, -Albert Edwards ve diğerlerinin işaret ettiği gibi- oldukça klasiktir. Yeni bir taleple karşılaşmadan fiyatlama döngüsünün zirve yaptığı döngünün sonuna gelindiğinin başka bir işaretidir.”

Tablo 2

Kaynak: Bloomberg – 5 yıllık ABD Enflasyon değişimi

Genel makro bakış

İçinde bulunduğumuz yılın son çeyreğinin ve yaklaşan yılın ilk çeyreğinin, FED’in Aralık’ta faizleri yükseltmesiyle birlikte daha sıkı bir para piyasası göreceğini belirten Steen Jakobsen, bunun da ABD dolarının gücünün ve son çeyrekte gelecek büyümede daha mütevazı artışın zirvesi olacağını söyledi.

Saxo Bank Baş Ekonomisti sözlerini şöyle sürdürdü: “2017 yılı ikinci ve üçüncü çeyrekte ABD resesyona doğru gidecek. Bu süreç ABD, İtalya, Hollanda, Fransa ve Almanya’da seçmenlerin sandığa gideceği bir seçim döngüsü ile kesişiyor. Yani bu dönemde mali destek için çok az alan olacak, böylece oyunun adı da belirsizlik olacak.“

Tablo 3

Piyasada çok az kişinin Japonya Merkez Bankası’nın birkaç hafta önce “daha uzun süre daha düşük” oyununu “helikopter parasına hazırlığa” çevirdiğini kabullendiğini, aslında bunun büyük finansal krizin başlangıcından beri en önemli politika değişikliği olabileceğini işaret eden Jakobsen, bu konuya da şu sözlerle açıklık getirdi:

“10 yıllık Japon Devlet Tahvili için açıklanan yeni %0 faiz (negatiften) hedefi, Japonya’da hükümetin daha fazla bütçe açığı ve bu yolla bir tam helikopter parası yaklaşımı yaratmak için arka kapıyı aralık bırakması anlamına geliyor. Japon Devlet Tahvili için yüzde sıfır getiri hedefiyle, artık Başbakan Abe’nin daha fazla açık yaratmaya gidişinin önünde engel kalmıyor.

“Japonya, deneysel ekonomik ve para politikasının lideri olmaya devam ediyor; FED, İngiltere Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası’nın yılların gecikmesiyle nasıl arkadan geldiğini izleyin.

“Bu yeni istikamet (devlet tahvili için hedef oranlar), 2017’de yeni bankacılık krizi ve ekonomik krize girildiğinde, -Greenspan’dan beri geleneksel yönlendirme oranlarını düşürme para politikaları işlemez olduğundan- en nihayetinde Avrupa ve ABD’nin politik tepkisi olacaktır.”

Hayırlı yolculuklar

Saxo Bank Baş Ekonomisti Jakobsen bu yorumlarının ardından da son olarak şunları söyledi:“Çin Üretici Fiyat Endeksi göreceli olarak önemsiz bir ekonomik gösterge gibi görünebilir. Fakat Çin, global enflasyonu beslediği ihraç fiyatları yoluyla ithalat fiyatlarını düşürerek, global olarak tüketicilerin güçlü destekçisi oldu. Şimdi bu trend daha yüksek enflasyona doğru dönerek CNY için daha fazla devalüe olma ihtiyacı doğuruyor ve merkez bankları sonu gelmez parasal genişleme desteklerini kısmak üzereyken, enflasyon beklentilerini yeniden canlandırıyor. Bu; daha yüksek fiyatlar, daha düşük büyüme ve daha güçlü ABD doları anlamına geliyor, bu da resesyon için mükemmel bir karmaya çok yakın.

“Resesyonlar, ‘fazlalığın temizlenmesinin’ ekonomik karşılığıdır. Dünyanın ihtiyaç duyduğu şeyin biraz gerçeğe ayarlanma olduğunu ve bir resesyonun bunu yapacağını; fakat bu sürecin de çok büyük siyasi hareketlere, daha fazla sosyal kontrat sorunlarına ve volatilite artışına neden olacağını iddia ediyorum ve son sözü Lao Tzu’ya bırakıyorum: ‘Hayat doğal ve kendiliğinden oluşan bir değişimler dizisidir. Onlara direnmeyin, bu sadece üzüntü getirir. Bırakın gerçek, gerçek olsun. Bırakın, olaylar istedikleri biçimde doğal olarak aksın.’ Lao Tzu’nun bu sözüne son olarak bir tek şey ekleyebilirim: Hayırlı yolculuklar!”

REKLAM ALANI