Dolar 32,3691
Euro 34,9702
Altın 2.326,20
BİST 9.075,78
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Ekonomide yavaşlama var

Ekonomide yavaşlama var
01 Eylül 2016 11:07
A+
A-

MTM 2014 Ekonomi Gündemi Görseli

Merkez Bankası PPK özetinde “2016 yılı ikinci çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyetteki artış eğiliminin bir miktar yavaşlayarak da olsa devam ettiğine işaret etmiştir” denildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, iktisadi faaliyetin ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini koruduğu belirtilerek, “Temmuz ayı ortasında yaşanan yurt içi gelişmeler bu eğilimde kısa vadeli bir duraklamaya neden olabilecektir” ifadesi kullanıldı.

Kurulun, 23 Ağustos 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, temmuz ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,16 artarak yıllık tüketici enflasyonunun 1,15 puan yükselişle yüzde 8,79 olduğu anımsatıldı.

Temmuz ayı PPK özetinde ifade edildiği üzere, bu gelişmede işlenmemiş gıda ve tütün ürünleri fiyatlarının belirleyici olduğu belirtilen özette, “Bu dönemde, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonları ve ana eğilimleri yatay bir seyir izlemiştir.” açıklamasına yer verildi.

Özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubunun yıllık enflasyonunun son iki ayda belirgin bir oranda artarak yüzde 9,69’a yükseldiği hatırlatılarak, bu gelişmede taze meyve ve sebze grubunun etkili olduğu, taze meyve ve sebze dışında kalan gıda kalemlerinde yıllık enflasyonun gerilediği vurgulandı.

Tarım fiyatlarında da benzer bir eğilim gözlenmesinin, gıda enflasyonunda bu dönemki yükselişin üretici fiyatlarından kaynaklandığını gösterdiği aktarılan özette, “Diğer taraftan, ağustos ayına dair öncü göstergeler işlenmemiş gıda enflasyonunda aşağı yönlü bir düzeltmeye işaret etmektedir. Enerji fiyatları temmuz ayında uluslararası petrol fiyatlarındaki gerilemeyle yüzde 0,40 oranında azalmıştır. Böylece enerji grubu yıllık enflasyonu yüzde 2,40 ile düşük seyrini sürdürmüştür.” ifadelerine yer verildi.

Özette, hizmet fiyatlarının temmuz ayında yüzde 1,07 arttığı ve grup yıllık enflasyonunun 0,30 puan yükselerek yüzde 8,55 olduğuna işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

“Bu dönemde yıllık enflasyon, ulaştırma ve haberleşme hizmetlerinde yükselmiş, diğer alt gruplarda ise belirgin bir değişim kaydetmemiştir. Lokanta ve oteller grubunda da gıda enflasyonundaki seyir paralelinde yüksek bir aylık artış gözlenmiştir. Buna karşılık, bir süredir yüksek seyreden kiraların aylık artış hızı Temmuz ayında bir miktar yavaşlamıştır. Sonuç olarak, Temmuz ayında hizmet grubu ana eğiliminde bir yükseliş gözlenmiştir. Birim iş gücü maliyetlerinde yılın ilk çeyreğinde gözlenen güçlü artışın yanında tüketici enflasyonunda uzunca bir süredir gözlenen yüksek seyir dâhilinde güçlenen katılıkların hizmet enflasyonunu olumsuz yönde etkilediği değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, iktisadi faaliyette son dönemde gözlenen yavaşlamanın hizmet enflasyonunu sınırlama potansiyeli de bulunmaktadır.”

“Çekirdek enflasyonun kademeli düşüşünü sürdürmesi beklenmektedir”

Temel mal grubu yıllık enflasyonunun temmuz ayında 0,31 puan azalarak yüzde 8,82 olduğu anımsatılan özette, yıllık enflasyondaki bu düşüşü dayanıklı malların sürüklediği dile getirildi.

Bu dönemde mobilya dışında kalan dayanıklı mal fiyatlarında olumlu bir görünüm kaydedildiğine dikkatin çekildiği özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Yılbaşından bu yana iş gücü kaynaklı maliyet baskılarının hissedildiği mobilya grubunda ise ilk 7 aydaki birikimli fiyat artışı yüzde 8’e ulaşmıştır. Temmuz ayında temel mal grubu ana eğiliminde bir yavaşlama gözlenmiştir. Ancak, yakın dönemde Türk lirasında kaydedilen değer kaybının kısa vadede temel mal enflasyonunu bir miktar olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Buna karşın, döviz kurlarının birikimli etkisinin azalmasıyla temel mal grubunda yıllık enflasyonun önümüzdeki dönemde yavaşlamaya devam edeceği öngörülmektedir. Özetle, geçtiğimiz iki ayda tüketici enflasyonu işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak belirgin olarak yükselmiştir. Buna ek olarak Temmuz ayında tütün ürünleri fiyatlarında da yüksek bir artış kaydedilmiştir. Bu artışın etkisi, daha sınırlı olmakla birlikte, Ağustos ayında da hissedilecektir. Kurul son aylarda belirgin artışlar gösteren işlenmemiş gıda fiyatlarının kısa vadede aşağı yönlü bir düzeltme yapabileceğini öngörmektedir. Çekirdek enflasyonun ise kademeli düşüşünü sürdürmesi beklenmektedir.”

Özette, 2016 yılı ikinci çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyetteki artış eğiliminin bir miktar yavaşlayarak da olsa devam ettiğine işaret edilerek, “Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi haziran ayında mayıs ayına göre yüzde 1,4 gerilemiştir. Böylece üretim, ilk çeyrekteki yüzde 1,4 oranındaki kuvvetli dönemlik artışın ardından ikinci çeyrekte yüzde 0,6 azalmıştır. Altın hariç ihracattaki olumlu seyre karşın, ithalat talebindeki artış ve turizm gelirlerindeki kaybın belirginleşmesiyle net ihracatın büyümeye olumsuz katkısı sürmüştür.” denildi.

Kredi büyüme hızı ılımlı

Kurulun, 23 Ağustos 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, finansal koşullardaki sıkılık devam ederken yıllık kredi büyüme hızlarının ılımlı düzeylerde seyrettiği aktarıldı.

Küresel risk iştahı ve sermaye girişlerindeki artışa rağmen, yurt içi kaynaklı gelişmelerin finansal koşullardaki iyileşmeyi geciktirdiği belirtilen özette, marjinal fonlama faizindeki kademeli düşüş kredi ve mevduat faizlerine önemli ölçüde yansımış olmakla birlikte, kredi-mevduat faiz farklarının yüksek düzeyini koruduğu, bankaların uyguladığı kredi standartlarında gevşeme gözlenmediği ifade edildi.

Bunun yanında nihai yurt içi talebin ılımlı seyrinin de kredi büyümesini sınırlayıcı yönde etki yaptığına işaret edilen özette, arz ve talep yönlü unsurlar bir arada değerlendirildiğinde, kısa vadede kredi büyüme hızlarında belirgin bir toparlanma beklenmediği kaydedildi.

Özette, iktisadi faaliyetin ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini koruduğu dile getirilerek, “Tüketim harcamaları bir miktar yavaşlarken yatırımların göreli zayıf seyri devam etmektedir. Öte yandan istihdamdaki istikrarlı artış eğilimi ve ücret gelişmeleri gelir kanalı üzerinden iç talebi desteklemektedir. Dış talep üzerindeki jeopolitik gelişmeler kaynaklı olumsuz etkilere karşın Avrupa Birliği ülkelerine yapılan mal ihracatı güçlü artış eğilimini korumaktadır. Rusya ile ilişkilerin düzelmesi de dış talebi kademeli olarak destekleyebilecektir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde mal ihracatının büyümeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Bu çerçevede, yıl genelinde iktisadi faaliyetin ılımlı bir büyüme sergilemesinin beklendiği belirtilen özette, temmuz ayında yaşanan iç gelişmeler, jeopolitik faktörler, zayıflayan küresel büyüme ve turizm sektöründeki zayıflamanın iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü risk oluşturduğuna dikkat çekildi.

Özette, bununla birlikte, son dönemde yurt içi güven endekslerinde aşırı bir bozulma gözlenmemesi ve ihracatın pazar değiştirme esnekliğinin büyüme üzerindeki aşağı yönlü riskleri sınırladığı vurgulandı.

“Ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırıyor”

Son dönemde küresel finans piyasalarındaki oynaklığın azaldığı, artan risk iştahına bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere portföy girişlerinin hızlandığı aktarılan özette, şu ifadelere yer verildi:

“Temmuz ayı ortasında yaşanan yurt içi gelişmelerin finansal piyasalar üzerindeki olumsuz etkisi, küresel risk iştahındaki artış ve alınan likidite tedbirleri sayesinde büyük ölçüde geri alınmıştır. Sıkı para politikası duruşu, temkinli makroihtiyati politika çerçevesi ve 2015 yılı Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılması ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmaktadır. Bu doğrultuda Kurul, marjinal fonlama faizini düşürmek yoluyla sadeleşme yönünde ölçülü bir adım daha atılmasına karar vermiştir.”

Özette, sadeleşme ile nihai olarak amaçlananın, dar ve simetrik bir koridor uygulamasının hayata geçirilmesi ve fonlamanın tek bir faizden yapılması olduğu belirtilerek, “Sadeleşmenin aktarım mekanizmasının etkinliğine katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle, para politikasının sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılması planlanmaktadır. Sadeleşmenin hızı ve zamanlaması enflasyon ve finansal istikrarı etkileyen gelişmelere bağlı olacaktır.” yorumu yapıldı.

Temmuz ayında enflasyonun işlenmemiş gıda ve tütün ürünleri öncülüğünde belirgin bir artış kaydettiği, çekirdek enflasyon göstergelerinin ise yatay bir seyir izlediği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

“Birikimli döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerinin hafiflemeye devam etmesi temel mallarda enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi desteklemiştir. Buna karşılık, birim iş gücü maliyetleri ve gıda fiyatları kaynaklı baskılarla hizmet grubu ana eğilimi yüksek seviyesini korumuştur. İthal girdi maliyetlerindeki düşük seviyenin olumlu katkısına rağmen enflasyon eğilimindeki iyileşme sınırlı kalmıştır. Yakın dönemde yaşanan yurt içi gelişmelerle birlikte yurt içi talebe ilişkin artan yavaşlama sinyalleri ve turizm sektörü görünümü talep ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü riskler oluştursa da döviz kuru hareketleri ve olası kamu fiyat/vergi ayarlamaları enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Bu çerçevede, enflasyon görünümüne dair gelişmeler likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasını gerektirmektedir.”

“Para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecek”

Önümüzdeki dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağı bildirilen özette, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ifade edildi.

Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiği belirtilen özette, para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı dile getirildi.

Özette, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceği kaydedildi.

Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğuna dikkat çekilen özette, “Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır.” ifadeleri kullanıldı.

REKLAM ALANI