Dolar 32,3697
Euro 34,9552
Altın 2.325,66
BİST 9.080,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefine rekabetçilik engeli

Dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefine rekabetçilik engeli
06 Haziran 2013 06:50 | Son Güncellenme: 06 Haziran 2013 19:08
A+
A-

inavasyon gelişim

Uluslararası Rekabetçilik Ve İşbirliği Konferansı’nda konuşan Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü Ata Selçuk ne kadar inovatif olursa, o derece rekabetçi olacağını dile getirdi

İnovasyonun ve rekabetçiliğin önemine değinen Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü Ata Selçuk, Türkiye’nin daha rekabetçi olması gerektiğini kaydederek, küresel rekabetçilik sıralamasında 43’üncü sırada yer aldığını olduğunu belirtti. Selçuk, “Bu, ilk 10 ekonomi arasına girmek için pek parlak bir yer değil” dedi.

Uluslararası Rekabetçilik Ve İşbirliği Konferansı’nın ilk gününde düzenlenen Rekabetçilik için İnovasyon konulu panelde Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşma noktasında rekabetçiliğin, inovasyonun ve markalaşmanın yeri tartışıldı. DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde  düzenlenen panelde ‘Küresel Ticaret ve İnovasyonu Etkileyen Makro Trendler’ hakkında bilgi veren Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Başkanı Cengiz Ultav, bundan önceki yaklaşık 20 yıllık dönemde dünyanın tüm inovasyon gücünün birkaç alana kısıtlandığını bildirerek önümüzdeki 20 yılda ise somutluklar dönemine girildiğini kaydetti. Somutluklar dönemi hakkında bilgi veren Ultav, örnek vererek, otomobilin içerisinde elektronik olarak, mekanik olarak, iletişim olarak her türlü teknolojinun bulunduğunu ancak, yollarda aynı durumun görülemediğini söyledi. Sağlıkta da benzer bir durumun görüldüğünü ifade eden Ultav, “MR cihazlarının içerisine her türlü teknoloji gömülmüş durumda ama önleyici tıbba baktığınız zaman orada yaptıklarımız son derece sınırlı” dedi. Önümüzdeki dönemde, çok alanlı, çok kültürlü yepyeni verimlilik ve kolaylık katmanlarının hedefleneceğinin belirtildiğini kaydeden Ultav, “Dolayısıyla, Türkiye’nin bu somutluklar odağını kendi içerisinde çok iyi kurması gerekiyor” dedi.

Geçmiş internet döneminin ‘büyük veri’ (big data) parçasının, bugüne yansıdığını bildiren Ultav, internetin yeni kolaylıklara ulaşabilmek adına el altında bulunduğunu belirterek “Firmalar için baktığınızda bu büyük verinin önemini devrim olarak ele almakta büyük fayda var. Bu sistem internet teknolojilerinin evriminden daha öte bir anlam ifade ediyor” dedi. Bu süreçte Türkiye’nin neler yapabileceğini aktaran Ultav, “Büyük verilerin etrafında oluşacak iş modellerinde servislerde yüzlerce dijital cihazın olacağını görüyoruz. Trafik lambalarının, cihazların üzerinde, her yerde olacak. Bu dijital cihazları üreten ve bunların servislerini veren bir ülke olmamız için önemli bir adım olacağını düşünüyorum” dedi. Ultav, büyük verinin sağlık, eğitim, tarım gibi bütün sektörlerde yer alacağına işaret etti.

“Bambaşka analiz teknikleri biliyor olmalıyız”

Türkiye’nin odaklanması gereken bir başka noktanın yeni analitikler olduğunu kaydeden Ultav, “Artık sistemler, ülkeler, toplumlar bağlantılı, bağımlı ve birbirine kilitli bir ortam içerisinde” dedi. Kompleksitenin arttığı bir döneme girildiğini söyleyen Ultav, “Önümüzdeki dönem bu bağlantılı ve kompleks ortamları yönetmek istiyorsak bambaşka analiz tekniklerini biliyor olmamız lazım. Firmaların bir kaza anında veya bir kaotik durum için ne yapmaları gerektiğini çok daha önceden senaryoların içine koyması gerektiği bir döneme giriyoruz. Problemlerin çözümleri için en son bildiğiniz analiz mekanizmalarının yetmeyeceği ve bir takım konularda yeni ortaya çıkan bir takım analitik metotlarını, firmaların kendileri içerisinde kurmaları gerekiyor” dedi. Bunun yanı sıra, inovasyonun kolay ortaya çıkmadığını bildiren Ultav, inovasyonun kolay ve akışken hale gelmesi, iş hayatının içine girebilmesi için inovasyon hatlarının iyi yönetilmesi gerektiğini söyledi.

“Türkiye’nin benzersiz bir potansiyeli var”

Frost & Sullivan Stratejik İşbirlikleri Direktörü Iain Jawad ise, Türkiye’de büyümenin önünde pazara erişim, finansmana erişim, bilgiye erişim gibi sıkıntılar olduğunu kaydetti. Megatrend ve teknolojik gelişmelerin inovasyon ortamını sürükleyeceğini söyleyen Jawad, “Büyüme fırsatlarını iyi analiz etmek lazım. Kendinizi, inovasyon sistemleri konusunda uluslararası kıyaslamanız gerek” dedi. Jawad, KOBİ’lerin ve yüksek büyümeli firmaların Türkiye’de büyümenin motoru olacağını söyleyerek, Türkiye’de benzersiz bir potansiyel bulunduğunu dile getirdi. Jawad, “Doğru strateji ve politika araçlarınız elinizde var, başarılar gelecektir” dedi.

“Ne kadar inovatif olursak, o kadar rekabetçi oluruz”

İnovasyon hakkında bilgi veren Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü Ata Selçuk, Türkiye’nin daha rekabetçi olması gerektiğini belirterek “Küresel sıralamada şu anda 43’üncü sıradayız. İlk 10 ekonomi arasına girmek için pek parlak bir yer değil” dedi. Selçuk, Türkiye’nin ne kadar inovatif olursa, o derece rekabetçi olacağını dile getirdi. Farklılaştırmaya konusuna da dikkat çeken Selçuk, Polaroid örneğini vererek “Eğer kendinizi farklılaştırmazsanız ne kadar büyük olursanız olun ömür bu kadar. Örneğin Polaroid, dijital teknolojiye ayak uyduramadığı için bitmiş durumda” dedi. Marka olmanın da yeterli olmadığını ve sürdürülebilir marka olmak gerektiğini söyleyen Selçuk, bunun için inovasyon gerektiğini ifade etti.

Yerli otomobilde sürdürülebilirlik önemli

Marka olmanın önemine değinen Ata Selçuk, “Marka olmanın tek gerekliliği var; müşterinize tüketimde değer yaratmak. Değer yaratmak için yenilikçi, farklı bir şeyler yapmanız gerekiyor” diye konuştu. “Otomotivde yerli marka oluşturulmasını doğru buluyor musunuz?” sorusuna yanıt veren Selçuk, 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için daha yüksek katma değerli üretim yapmak gerektiğini bildirdi.  Selçuk, “Otomotiv bunlardan biridir. Otomotivde bir Türk markası olabilir ama bunun bir modeli yarattık, 5 sene sonra ikinci modeli yaratamadık şeklinde olmaması gerek. Yaptım oldu, 5 sene sonra olmazsa olmaz gibi bir anlayış, bizi küresel pazarlarda bizi bir yere taşımaz. Küresel olarak bir yere getirmeyecekse de, olmayacak duaya amin demeye gerek yok” diye konuştu.

 

REKLAM ALANI