Dolar 32,5185
Euro 34,7901
Altın 2.419,81
BİST 9.757,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

”Bir sonraki finansal kaos çok daha yıkıcı olacak”

”Bir sonraki finansal kaos çok daha yıkıcı olacak”
26 Haziran 2019 11:08 | Son Güncellenme: 26 Haziran 2019 11:10
A+
A-

Prof. Dr. Vedat Akgiray’dan yeni bir kitap: Good Finance Bir sonraki finansal kaos çok daha yıkıcı olacak

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi ve Kurumsal Yönetim ve Finansal Düzenleme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Akgiray’ın kaleme aldığı ‘Good Finance’’ başlıklı kitap, Bristol University Press tarafından yayınlandı.

Prof. Dr. Vedat Akgiray, kitabında finansal krizlerin nedenlerini ve bunların sosyoekonomik etkilerini ele alırken, ‘’İyi Finans’’ın ne olduğunu ve dünyanın neden iyi bir finans sistemine ihtiyaç duyduğunu anlatıyor.

Çevre tahribatı, gittikçe artan servet ve gelir eşitsizliği, kurumlara olan güven kaybı ile hem bunları besleyen hem de kendisi sosyal bir problem olan aşırı “finansallaşma”nın bugün insanlığın önündeki en ciddi mesele olduğunu belirten Vedat Akgiray, ‘’Tarihin en büyük finansal çöküşü olan 2008 krizinden bile gerekli dersleri çıkartamadık. Ekonomik politika yapıcılar, merkez bankaları, finansal otoriteler ve akademisyenler dahil ilgili her taraf sınıfta kaldı. Artık geçerli olmayan modeller ve anlayışlarda cahilce ısrar edilmektedir. Değişime olan bu anlamsız direnç ve sürekli tekrarlanan hatalarda ısrar bizi bu günlere getirmiştir. Bir sonraki finansal kaos çok daha yıkıcı olacak gibi görünüyor’’ açıklamasını yaptı.

‘’Finansın temel fonksiyonun olan parası olanlarla paraya ihtiyacı olanları buluşturmakolduğunu ve bunu desteklemeyen tüm faaliyetlerin sorgulanması gerektiğini’’ vurgulayan Akgiray, ‘’Finans, başkasının parasından para kazanmak sanatı değildir ama bugünkü anlayış maalesef böyledir ve böyle olması tamamen normal sayılmaktadır. Bu sanatı en başarılı icra edenler ise en yetenekli beyinler oluyor! Derslerde ve kitaplarda işlenen konular büyük oranda bu anlayışa dayanmaktadır. Demek ki öncelikle ekonomi ve finans eğitimimizi düzeltmeliyiz. Gençlere finansal “kitlesel imha” silahlarını nasıl tasarlayacaklarını öğretmek yerine – benzer bir deyimle – finansal “kitlesel fayda” silahlarını anlatmalıyız’’ görüşünü dile getirdi.

Finansın hayatımızdaki yerini tartışmaya ihtiyaç olduğunu belirten Akgiray, artık hiçbir kesimin veya hiçbir ülkenin kendi başına “iyi” olma lüksü kalmadığına işaret ederek global işbirliğinin önemine dikkat çekti ve şöyle ekledi: ‘’ 2008 krizinin açıkça su yüzeyine çıkardığı bir gerçek insanların artık şirketlere, şirketlerin piyasalara, piyasaların devletlere ve devletlerin birbirine güveninin çok azaldığıdır. Bu güvensizlik zincirinin sebep olduğu sosyal ve siyasi sonuçları tüm dünyada görüyoruz. Kaybolan güvenin bir sonraki finans krizindeki faturası çok ağır olacaktır. Yapılması gereken hem ulusal hem de global platformlarda, her türlü önyargıdan ve kemikleşmiş görmezliklerden sıyrılıp konunun esasını tartışmaya başlamaktır. Güven ancak böylece sağlanır ve gerekli adımlar atılırsa itibar da geri gelir. Esasında, finans paradan önce bir güven ve itibar mesleğidir’’ .

Kitapta dünyanın yeni bir finans paradigmasına ihtiyacı olduğunu; siyaset yapıcılar, finans pazarı ve bireyler arasında yeni bir sosyal sözleşmenin yapılması gerektiğini vurgulayan Akgiray şu örneği verdi: ‘’Internet sayesinde tüm dünyayı görebiliyoruz ve her şeyin daha iyisine / güzeline / yenisine sahip olmak istiyoruz. Buna tüketim sarhoşluğu diyebiliriz. İstediklerimizi almaya gelirimiz yetmezse tek çare borçlanmak oluyor – kredi kartı, banka kredisi vb. çoğu zaman borcu nasıl geri ödeyeceğimizi düşünmeden. Finans sektörü ise borç verecek müşteri istediği ve “finans mühendisliği” sayesinde her türlü krediyi herkes için üretebilecek araçlara sahip olduğu için borç bulmak kolay. Bugün dünyanın toplam geliri $85 trilyon ve dünyadaki toplam borç miktarı ise $300 trilyon civarında. Bu borç ödenemez, ödenmeyecek ve ödemeyenlerin hayatları perişan olacak.

 

Kitapta bahsettiğim sosyal sözleşmenin birinci maddesi geri ödeyemeyeceklere borç verilmemesi anlayışı olmalıdır. İhtiyacı olanlara – gerekirse karşılıksız – yardım etmek başka, 10 lira geliri olana 100 liralık yeni televizyon kredisi vermek başkadır. Birincisi iyi, ikincisi kötüdür. Gelir ve verimlilik artışını aşan borçlanma hızı borçlanan için ahmaklık borç veren için ise ahlaksızlıktır. Kaçınılmaz son ise iflas ve finansal krizdir. Karar vericiler bu hesabı doğru yapmalıdır. Kitap, aslında bahsedilen yeni sosyal sözleşmenin giriş kısmını oluşturmaktadır’’.

REKLAM ALANI