Dolar 32,3154
Euro 35,1147
Altın 2.292,51
BİST 9.065,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

ABD gelişen piyasaları zora sokuyor

ABD gelişen piyasaları zora sokuyor
13 Temmuz 2013 02:44
A+
A-

dolar
ABD Merkez Bankası’nın son günlerde yapmış olduğu açıklamalar piyasalarda volatil hareketlere sebep olurken, Mısır’daki siyasi gelişmelere benzer olaylar da, başta ham petrol fiyatları olmak üzere, çeşitli emtiaların fiyatlarını yukarı yönde baskı altına alarak, enflasyon riskini arttırıyor.

ABD tarım dışı istihdam verisi sonrasında, FED’in tahvil alım programını kademeli olarak azaltacağını açıkladığı yol haritasından ayrılmayacağına dair beklenti yeniden kuvvetlenmiş durumda. Bu durumda, ağustos ve eylül ayı başlarında açıklanacak veriler de dikkatle takip edilecek. Bu arada, işsizliğin yüzde 7,6’da kalmasına piyasanın hiç aldırmamış olması, uluslararası yatırımcıların hangi veriye ne zaman, ne ölçüde önem vereceklerinin hayli karışık bir denklem olduğunu gösteriyor.

ABD hükümeti, giderlerin yüzde 47 azalması ve güçlü ekonominin vergi ödemelerini artırması ile Haziran ayı bütçesinde beş yıldan uzun bir sürenin en büyük bütçe fazlasını açıkladı. Gelirler geçen ay giderlerden 116,5 Milyar Dolar fazla olurken, bu fark Nisan 2008’den bu yana en geniş fark olarak görüldü. Geçen yılla karşılaştırıldığında, Haziran 2012’de 59,7 Milyar Dolar açık görülmüştü.

FED Başkanı Bernanke, büyümenin tahminler dâhilinde seyretmesi hâlinde, tahvil alım programını 2013’den itibaren azaltılmaya başlayabileceğini, 2014’ün ortalarında da sonlandırılabileceğini belirtmişti. Böylece, 2014 sonunda 4,5 Trilyon Dolar’a ulaşması beklenen FED bilanço büyüklüğü, 3,8 Trilyon Dolar’da kalacak ve bilanço genişlemesi Mart 2014 sonunda duracak. FED’in temel para politikası faiz oranını ise 2015’den itibaren artırmaya başlaması beklenmekte.

Tüm bu tablo, Brezilya, Rusya, Hindistan, Türkiye gibi önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin işini zorlaştıracak; bizim gibi öncelikli gelişmekte olan ekonomilere sermaye akımlarını zayıflatabilecek bir gelişme.

Merkez Bankası yüksek dolardan rahatsız

ABD’de genişleme yanlısı para politikalarının sonuna yaklaşılmış olabileceğine dair beklentilerin artması ile gelişmekte olan piyasalarda yaşanan sermaye çıkışı son bir ay içinde hız kazandı. Çin’de başlayan kredi sıkışması sorunu, Çin ekonomisinin daha da yavaşlayacağı kaygılarını artırdı ve bu kaygıların etkileri, diğer ülkelerde de hissedilmeye başlandı. Likidite krizinin etkisinin azaldığına dair işaretler gelse de imalat verisinin zayıf gelmesi endişeleri bir kez daha gündeme getirdi.

Türkiye ise Avrupa’da büyümenin zayıflamasından oldukça olumsuz etkilendi. Bununla beraber FED’in parasal genişleme programına son vereceği beklentilerinin yanı sıra Gezi Parkı protestoları da Türkiye ekonomisine zarar verdi. BIST 100, geçtiğimiz çeyrek dönemde yüzde 11 değer kaybetti. Aynı dönemde Dolar ise Lira karşısında yüzde 9 yükseldi. Dolar’ın yükselmesiyle birlikte, Merkez Bankası ek parasal sıkılaştırma kararının ardından 8 Temmuz’da dövizdeki volatiliteyi azaltmak için toplam 2 Milyar 250 Milyon Dolarlık döviz satım ihalesi gerçekleştirmişti. Aynı gün bankalar arası piyasanın açılışında 1,9739 ile tarihi zirvesine yükselen Dolar/TL, TCMB’nin döviz satım ihaleleri ile piyasaya müdahale etmesinin ardından gün içinde en düşük 1,9436 seviyesine kadar gerilemişti.

TCMB’nin ek parasal sıkılaştırma politikası çerçevesinde bu yıl ilk defa 11 Haziran’da döviz satım ihalelerine başlandı. 11 Haziran – 8 Temmuz arasında düzenlenen ihalelerle piyasaya 4 milyar 900 milyon Dolarlık döviz satışı gerçekleştirildi. TCMB’nin 11 Haziran’dan bugüne kadar yaptığı döviz ihaleleriyle sattığı tutar 6 Milyar 250 Milyon Dolar’a ulaştı.

Volatiliteyi engellemek için döviz kurlarına müdahale etmek, gelişen piyasalardaki Merkez Bankaları’nın çok tipik bir özelliği. Çin başta olmak üzere diğer birçok Asya ülkesi ile Mısır, Romanya ve Rusya, gibi ülkeler de döviz kuruna sıklıkla müdahale etmekte. Merkez bankalarının müdahaleleri döviz kurunu rekabetçi bir seviyede tutmak için avantaj yaratabilir. Ayrıca, yabancı para cinsinden borçlanma düzeyi yüksek olan ülkeler için de avantajları var. Örneğin, borç ödemede yerel para birimin maliyetinin yükselmesine sebep olabilecek döviz kurlarındaki keskin düşüşü önleyebilir. Bu durumlar da ekonomik büyümenin yavaşlamasına sebep olabilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın döviz kurlarına müdahalede bulunmasının temel sebebi bu olabilir.

23 Temmuz Salı günü gerçekleşecek olan TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı bu yönüyle son derece kritik bir toplantı olacak. 1,98-1,94 TL bandında hareketini sürdüren Dolar kurunun 1,94-1,90 TL bandına geri çekilmesi ve temmuz, ağustos enflasyonları açısından, TCMB’nin 2011 yılının temmuz ayından başlayıp, 2013 yılı başına kadar sürdürdüğü ‘yumuşak iniş’ stratejisi, eylül ayı sonuna kadar tekrar devreye alınabilir.

Bunun anlamı, TCMB’nin piyasaya sürdüğü TL miktarını da bir miktar kısması anlamına geliyor. Bu durum, 3. çeyrekte ekonomik aktivitenin bir miktar yavaşlamasını da beraberinde getirebilir. TCMB’nin faiz koridorunu devreye alması halinde ise, mutlaka kredi faiz oranlarında 1,5-2 puanlık bir yükseliş gözlenebilir. Kredi maliyetlerinin artması da hiç şüphesiz özel sektör yatırım ve tüketim harcamalarını etkileyecektir.

REKLAM ALANI