ÇAĞIN HASTALIĞI; PATRONKOLİZM
Çalışma hayatında sıkça karşılaşılan hastalıklarından biri olarak Patronkolizm’ den bahsedebiliriz.
Peki çeşitli belirtilerle kendini gösteren ve tedavi edilmez ise çok vahim bir hal alan bu hastalığın sizin firmanızda bulunup bulunmadığını nasıl anlarsınız?
Eğer firmanızda sabah yöneticisini görmeden güne başlayamayan, akşam rahat uyumak için yöneticisini görmeden çıkmayan mesai arkadaşlarımız bulunuyor ise çalıştığınız firmada patronkolizm varlığından söz edilebilir. Bu hastalığa yakalanmış arkadaşlarınız patron bağımlısı olarak yaşarlar. Her şeyleri yönetime odaklanmıştır.
Özellikle sene başlarında bu hastalığın şiddeti artar ve dayanılmaz bir hal alır. Normal seyrinde bile tahammül edemediğiniz hastalığın şiddetini arttırmasından dolayı patronkolik, neredeyse yöneticinin kapısında nöbet tutar duruma gelir.
Patronkoliklerin birçok özelliği vardır. Bu özelliklerden en önemlisi firma içerisinde iyi yapılmış her işin başında bulunmasıdır. Nedense hiç başarısız iş yapmamışlar, hiçbir hatanın sorumlusu olmamışlardır.
Onlarsız hiçbir personel iyi iş çıkaramaz. Eğer iyi bir iş çıkarmış ise de mutlaka fikri kendisi vermiştir. Çünkü hiç kimse onun gibi analitik, çözüme yönelik düşünemez.
Çoğu patronkolik iyi sondaj yapar. Firma içerisinde ne olmuş, ne bitmiş herkesten önce öğrenir. İletişim ağı çok güçlüdür.
Bazı yöneticiler her türlü bilgiye sahip olan patronkolikleri sever ve destekler. Kendisinin eli kolu gibi görür. Firma içerisindeki gözü kulağı olduğunu düşünür.
Patronkolik, onlarca çalışan olmasına rağmen diğer çalışanlar ile pek arkadaş olamaz. Destekçi yöneticiye göre onun anlaşamama nedeni patronkoliğin başarılı işler yapması, Patronkoliğe göre anlaşamama nedeni ise yöneticisinin onu sevmesi ve desteklemesidir.
Ama ortada tek gerçek vardır. Aslında kendileri pek düşünemedikleri için başkalarının düşüncelerinden sık sık faydalanan patronkolikler emek hırsızlarıdır. Kendi mesailerini birlikte harcadıkları arkadaşlarının çalışmalarını, kendi çalışması gibi yöneticisine satan insanlardır.
Bu tarz çalışanlarına prim veren yöneticiler ise kendilerinden emin olmayan, çalışanları ile iletişim kuramayan insanlardır. Bu yüzden patronkolliklere ihtiyaç duyarlar ve desteklerler.
Bu illet hastalık firma içerisinde huzursuzluğa ve şiddetine bağlı olarak verim düşüklüğüne neden olabilir. Bu sebeple patronkolik hastalığına yakalanmış çalışanlara karşı yöneticilerin hassas davranması ve bu çalışanlarına desteği keserek her çalışanı ile doğru iletişim kurması hastalığın tedavisinde önemli rol oynayacaktır.