Dolar 32,4668
Euro 34,7312
Altın 2.478,57
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 16°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 18°C

90’lardaki spekülatif yatırımcı geri dönebilir

90’lardaki spekülatif yatırımcı geri dönebilir
14 Ağustos 2015 12:51
A+
A-

90'lardaki spekülatif yatırımcı geri dönebilir

ABD’nin faiz politikasıyla yön verdiği yeni dönemde gelişmekte olan ülkeleri zor günler bekliyor. Ekonomistler, siyasi belirsizlikle boğuşan Türkiye’nin faiz ve enflasyonun yükselebileceği yeni döneme hükümetsiz ve hazırlıksız yakalandığı görüşünde

Piyasalarda dolaşan paranın azaldığı, küresel ticaretin yavaşladığı ve sermayenin gelişmiş ülkelere döndüğü yeni dönem, gelişmekte olan ülkelerin görünümünü bozmaya devam ediyor. Ekonomistler, Türkiye’yi de piyasaları bozan kalitesiz yabancı yatırımcı ağırlığının arttığı, enflasyon ve faizlerin yükseldiği bir dönemin beklediğini bildiriyorlar. 2013 yılında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemeyi sona erdirip faizleri yükselteceğini açıklaması ile başlayan dönem, eylülde gelmesi muhtemel faiz artışı ile birlikte yeni bir boyuta taşınıyor. Geçen hafta Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) yayınladığı ‘kusursuz fırtına’ başlıklı raporda gelişmekte olan ülkeleri bekleyen tehlikelere dikkat çekilirken, yatırım bankaları ve aracı kurum raporlarının Türkiye bölümlerinde ‘umut vaad eden ekonomi’ beklentileri, yerini tehlike uyarılarına bıraktı. Türkiye’nin bu döneme hükümetsiz, terör olaylarının hortladığı ve komşu ülkelerle kavgalı bir biçimde yakalandığını kaydeden ekonomistler, olası bir kredi notu indirimi yaşanırsa yabancı yatırımcı kalitesinin 90’lı yıllara dönebileceği uyarısında bulunuyorlar. Yatırım yapılabilir notu kaybedilirse uzun dönemli fonların çıkmaya başlayacağını belirten uzmanlar, sürekli giriş çıkış yaparak piyasayı bozan spekülatif yabancı yatırımcının boşluğu doldurabileceğini dile getiriyorlar.

Yılın ilk yarısında 9,5 milyar dolarlık yabancı çıkışı yaşanırken, aynı dönemde ihracat yüzde 8.1 düşüşle 73 milyar 261 milyon dolara geriledi. Gösterge tahvil faizi yüzde 8’den yüzde 10’a yükseldi, dolar 2,35 TL seviyelerinden 2,80 TL’ye kadar çıktı. Türk Lirası, Merkez Bankası’nın (MB) ihracat yaptığımız 45 ülkeye göre hesapladığı reel efektif döviz endeksine göre son 10 yılın en düşük değerine geriledi. Önümüzdeki aylarda döviz kurlarındaki yükselişle birlikte daha enflasyonist bir dönemin başlaması beklenirken Fed’in kademe kademe yapacağı artışlara ayak uydurmak için de Merkez Bankası’nın faizleri artırmak zorunda kalacağı kaydediliyor. TCMB’nin Fed’e karşı önlem almada geç kaldığını dile getiren ekonomistler, faiz politikasının hızla netleştirilmesini ve politika faizinin yüzde 8,5-9 düzeyine çekilmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Türkiye’de en büyük risk siyaset 
IIF geçen hafta yayınladığı raporda, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik önemli uyarılarda bulundu. Gelişmekte olan ülkelere yönelik tehditler 5 başlıkta ele alınırken, sermaye akımlarının yönünün tersine döndüğü, 2008’den bu yana ucuza borçlanan ülkelerin bu borçları yüksek maliyetlerle döndürmek zorunda kalacağı, emtia fiyatlarındaki düşüşün tehlike yaratacağı, küresel ticarette yavaşlama görüldüğü ve gelişmekte olan ülkelerin görünümünün bozulduğu vurgulandı. Türkiye’de politik belirsizlik başlığa çekilirken, ekonomi politikaları üzerindeki siyasi etkinin yükselmesi de önemli bir risk olarak gösterildi.

JP Morgan’ın raporunda ise olası bir erken seçim yanında terör olayları da devam ederse Türkiye’yi düşük büyüme, zayıf TL ve yüksek enflasyonun beklediği bildirildi.

ekonomi-diger-orta.jpg

T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil: Faizler yükselirken Merkez Bankası geç kalıyor
ABD’nin faizleri artırmasının ardından en zayıf ülkeler belli olacak. Biz ülke olarak ekonomik ve siyasi yönden hazırlıklı değiliz, Terör olayları Suriye-Irak gibi komşu belirsizlikleri de tuz biber oluyor. Sıcak paranın çıkışının yavaş yavaş hissediyoruz, faiz artırımı fiyatlaması henüz bitmedi. Dolarizasyon devam ediyor. İç tarafta da faizlerin yükseleceği bir dönem bizi bekliyor ve biz bu döneme çok zayıf yakalandık. Merkez Bankası’nın faiz politikası belli değil. Tek faiz sistemi nasıl olacak, faiz artırımı olacak mi belli değil. Merkez harekete geçmekte geç kaldı, politika faizleri yüzde 7,25’te tutuluyor ama piyasa faizleri yüzde 10’lar seviyesinde. Fed’in faiz hamleleri adım adım gelecek, bu süreçte Merkez Bankası da ayak uydurmak zorunda kalacak. Merkez Bankası tek bir politika uygulayacaksa yüzde 8,5 -9 faiz vermeli.

Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi: Uzun dönemli yatırımcı çıkışa yönelebilir
Sermaye akımlarına baktığımızda son dönemde yabancı girişinin negatife döndüğünü görüyoruz. Sene başından bu yana bu eğilim devam ediyor. Zaman zaman sermaye akımları tersine döner ancak bu kadar uzun sürmezdi. Türk Lirası açısından da ana eğilim negatif kalmaya devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerde görünüm bozuluyor. Brezilya’ya baktığımızda yatırım yapılabilir notunun kırıldığını görüyoruz. Türkiye’de de aynı risk mevcut. İlerleyen dönemde bizde de bu tarz gelişmeler olursa, uzun dönemli yatırım yapan fonlar çıkmaya başlayacaktır. Yerine ise 90’larda gibi kalitesiz yatırımcı gelecektir. Sürekli girip çıkan bu yatırımcılar piyasanın dalgalı bir yapıya bürünmesine neden olacaktır.

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu: Daha yüksek enflasyona hazır olmalıyız
Son dönemdeki düşük gelen ihracat rakamlarına bakıp kurun yükselmesi dış ticarette olumlu etki yaratmadı demek doğru değil. Dünya ticareti yavaşlarken, bölgemiz savaş alanına dönerken, komşu ülkelerle büyük sorunlar yaşarken bu rakamlar iyi. Döviz kurlarındaki yükselişin caydırıcı etkisini ithalatta görüyoruz. İthalata bağımlı üretim yapan firmalar, kur arttıkça kendilerini yeniden gözden geçirip ikame ürünleri yurt içinde bulabilir miyiz diye bakıyorlar. Dolayısıyla bu da ithalata bağımlılığımızı azalttığı için orta vadede pozitif bir durum. Kuru aşağı bastırırsak ithalata bağlı olduğumuz günlere döneriz. Önceki dönemde enflasyonu kontrol etmek için kuru düşük tuttuk. Ancak böylece cari açığı yapısal sorun haline getirdik. Yeni dönemde biraz daha enflasyonist ortama hazır olmamız gerekir.

IIF raporuna göre gelişmekte olan ülkeleri bekleyen 5 tehlike

► Sıcak para gelişmiş ülkelere geri dönüyor
► Emtia fiyatlarındaki düşüş ihracat gelirlerini vuruyor
► Çin’in ithalatının azalmasına bağlı ‘talep şoku’ kaygısı yaşanıyor
► Düşük faiz dönemi bitti, borç çevirme maliyeti artacak
► Küreset ticarette yavaşlama şirket karlarını azaltacak

REKLAM ALANI