Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

2050 Yılında Pazarın Hacmi 1 Trilyon Doları Geçecek

2050 Yılında Pazarın Hacmi 1 Trilyon Doları Geçecek
15 Aralık 2013 08:20
A+
A-

msdmobilyaanafoto (1)
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Sektör Kurulları tarafından gerçekleştirilen ‘Dayanıklı Tüketim ve Mobilya Sektörü Zirvesi’ MÜSİAD Hatay Şubesi ev sahipliğinde gerçekleşti. Zirvede konuşan MÜSİAD Dayanıklı Tüketim ve Mobilya Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Aktaş, “2050 yılına gelindiğinde dünya mobilya pazarının hacminin 1 Trilyon Doları geçeceği tahmin edilmektedir” dedi.

İskenderun Anemon Otel’de gerçekleştirilen ‘Dayanıklı Tüketim ve Mobilya Sektörü Zirvesi’ne katılım oldukça yoğundu. Açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Hatay Şube Başkanı Fatih Tosyalı, son yıllarda mobilya sektöründe çok büyük adımlar atıldığını belirterek, yeni bakış açıları ve tasarımların sektörün canlılığını arttırdığı gibi nihai kullanıcılarda da memnuniyetin bir hayli yükseldiğini gördüklerini ifade etti. Sektördeki yatırımlardan ve yapılan AR-GE çalışmalarından dolayı bunun her geçen gün artacağı yönünde ümitli olduklarını kaydeden Başkan Tosyalı, Hatay’ın sektördeki konumu ile ilgili de bilgiler vererek, “şu anda 50 civarında firmamız ihracat kapasitesine ulaşmış durumdadır. 2006 yılında 6 milyon dolar olan ihracat rakamımızın 55 milyon dolar seviyelerine yükseldiği görülmektedir. Irak ve Libya başta olmak üzere Türki Cumhuriyetlerinin bölgemizdeki talepleri her geçen gün artmaktadır. Bu bölgelerin hedefini sayın valimizin de destekleri ile 250 milyon dolar olarak belirlemiş durumdayız. Dayanıklı tüketim malları ve markalaşmayı oluşturmak ve belirlenen hedeflere doğru yol almak için üreticimizin her zaman destekçisiyiz” diye konuştu.

2050 Yılında Dünya Mobilya Pazarının Hacmi 1 Trilyon Doları Geçecek

MÜSİAD Dayanıklı Tüketim ve Mobilya Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Aktaş ise, Türkiye’de mobilya sektörünün diğer sektörlere göre en eski ve devamlı sektörlerden biri olduğunu ifade etti. Ülkemizde uzun yıllar boyunca daha çok atölye tarzı küçük yerlerde varlığını devam ettiren bu sektörün aynı şekilde lokal olarak hayatını devam ettirdiğini vurgulayan Aktaş, “Bir diğer yönden bakıldığında ise, mobilya atölyelerini birbirinden bağımsız ve küçük olması hem aralarındaki ilişkiyi sınırlı hale getirmiş ve teknolojik gelişmeyi bir nevi yavaşlatarak el emeğinin yoğun olduğu bir sektör olmasına sebebiyet vermiştir. Mobilya sektörü ülke ekonomisi açısından son derece önemlidir. Çünkü üretim aşamasında yerli kaynaklardan yararlanması ve bu açıdan dışa bağımlılığa çok düşük düzeyde ihtiyaç duyulması, bu sektörü katma değer anlamında daha verimli hale getirmiştir” diye konuştu. Sektörün ülke coğrafyasındaki konumu hakkında da katımcıları bilgilendiren Aktaş, “Başta İstanbul ve Kayseri olmak üzere İzmir, Bursa, Ankara ve Adana gibi illerde yoğunlaşmaktadır. Tüm dünyada gerçekleşen mobilya ticaretinin hacmi 2010 yılında 94 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2011 yılında ise 98 milyar dolar olarak gerçekleşmektedir. 2050 yılına gelindiğinde dünya mobilya pazarının hacminin 1 Trilyon Doları geçeceği tahmin edilmektedir” diyerek sözlerine son verdi.
Daha sonra panele geçildi. Dayanıklı Tüketim Malları Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Aktaş’ın yönettiği panelde konuşan Antakya Mobilyacılar Odası Başkanı Mehmet Ali Yapar, bir zamanlar mobilya sektörünün çok zor günler geçirdiğini, ancak gelişen zamana paralel olarak şu an ise yapılan tüm ürünlerin rahatlıkla satılabildiğine dikkati çekti. İskenderun Mobilyacılar Odası Başkanı Abdulkadir Yardımcıoğlu ise kentimizdeki mobilya sektörü hakkında bilgiler verdi. Yardımcıoğlu, İskenderun’da yıllarını vermiş işin ehli ustaların olduğunu belirterek, sektörün daha da gelişmesi iş hacminin oluşması için ellerinden gelen tüm imkan ve gayreti gösterdiklerini belirtti.

Sektörün Sorunları Belli

Panele konuşmacı olarak katılan Sanayi Genel Müdürlüğü Sektörler Daire Başkanı Hacı Ali Özen, Markalaşma ve Tasarım
konusunda yaşanan sorunları masaya yatırdı. Özen, en önemli sorunların sermaye finans yetersizliği, ham madde sıkıntısı, kalifiye eleman yetersizliği, enerji maliyetleri, lojistik maliyetler, yüksek ham madde maliyetleri, markalaşma-tasarım ve AR-GE eksikliği, tanıtım ve pazarlama eksikliği, mesleki eğitim yetersizliği, Çin ve ucuz üretim olarak sıraladı. Özen, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Mobilya sektörünü desteklemek için sanayi destek programı, teknogirişim sermaye programı, teknolojik ürünlerin tanıtım ve pazarlama desteği ile paralel olarak yurt dışı için 50 bin TL, yurt içi için 25 bin TL desteği ve AR-GE Merkezi desteği olduğunu açıkladı.
Klasik Devlet Anlayışından Uzaklaşıldı
TPE Endüstriyel Tasarımlar Daire Başkanı Naim Uğur da klasik devlet anlayışından uzaklaşıldığını ifade ederek, müşteri dostu bir devlet olduğunu, merak edilen ve tüm soruların devlet kademeleri tarafından yanıtsız bırakılmadığını, böyle bir imkâna sahipken, kendimizi geliştirmenin sektörler tarafından önemli bir fırsat olduğunu söyledi.

‘Dayanıklı Tüketim ve Mobilya Sektörü Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde ise, Kamunun uluslar arası alanda rekabetçiliğin desteklenmesi için gerek Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, gerek Ekonomi Bakanlığı ve gerekse diğer bakanlıklar nezdinde hayata geçirdiği program ve projelerin desteklendiği, bu desteklerin firmalara ulaştırılması konusunda sivil toplum kuruluşlarının daha aktif çalışması, orta ve küçük ölçekli işletmelerde marka bilincinin oluşturulabilmesi için “Marka Merkezleri” kurulmalı, tecrübe paylaşımları, eğitimler, danışmanlık hizmetleri, imaj çalışmaları ve tüm analizlerin bu merkezlere başvuranlara sunulması, Uluslar arası kalite standartları el kitabı oluşturulabilmesi için tüm tarafların bir araya getirileceği bir konsorsiyum oluşturulmalı, bu oluşuma kamunun moderatörlük yapması, AR-GE ve tasarıma sağlanan devlet desteklerinin arttırılması, desteklerin kullanımının yaygınlaştırılması, Devlet tarafından tasarım ve AR-GE’nin teşvik edilmesi gerektiği yer aldı.

REKLAM ALANI