Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

2018, ekonomide normalleşmenin yılı olacak

2018, ekonomide normalleşmenin yılı olacak
17 Ocak 2018 10:25 | Son Güncellenme: 17 Ocak 2018 10:26
A+
A-

 

Gedik Yatırım, Türkiye’de ve dünyada piyasaları mercek altına alan 2018 Strateji Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, yeni yılda Türkiye’nin büyümesi güçlü seviyelerde sürerken, ekstra önlemlere duyulan ihtiyaç da azalacak. Bu da ülke ekonomisi için normalleşme dönemini başlatacak. Raporun tanıtıldığı toplantıda söz alan CEO Onur Topaç, önümüzdeki üç yıllık dönemde 15 milyon TL’lik teknoloji ve altyapı yatırımı yapacaklarını belirtti. Genel Müdür Metin Ayışık, “Önemli bir negatif şokla karşılaşılmadığı takdirde, TL varlıkların 2018 yılında da taşıdığı potansiyel ile cazibesini korumaya devam etmeleri bekleniyor” dedi. Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan ise, Türkiye ekonomisinin negatif şoklara karşın ne denli dirençli olduğunu 2017 yılında kanıtladığını söyledi.

Gedik Yatırım, Türkiye’nin ve küresel piyasaların ekonomik görünümlerinin yanı sıra beklenti, risk ve tahminlerin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği 2018 Strateji Raporu’nu açıkladı. “Yeni normalin ilk sonuçlarını görme vakti” başlıklı raporda, 2018 yılının Türkiye’de büyümenin güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceği bir yıl olacağına vurgu yapılarak, ekstra önlemlere duyulan ihtiyacın azaldığına ve Türkiye ekonomisi için normalleşme döneminin başladığına dikkat çekildi.

Teknolojiye yatırım sürecek

Banka kökenli olmayan yatırım kuruluşları arasında en fazla yatırımcıya sahip kuruluşun Gedik Yatırım olduğunu anımsatan CEO Onur Topaç, gelecek dönem hedeflerine ilişkin bilgi verdi. “Önümüzdeki üç yıl içinde şube sayımızı yüzde 50, çalışan sayımızı ise yüzde 30 oranında artırmayı hedefliyoruz” diye konuşan Topaç, “Teknolojik altyapı ve şube yatırımı anlamında ise yine aynı dönemde yaklaşık 15 milyon TL’lik hedefimiz var. Teknoloji ve inovasyon her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Bu doğrultuda, ‘Türkiye’nin yeni nesil yatırım platformu’ olarak adlandırdığımız Gedik Trader’a yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Sadece Gedik Yatırım’da hesabı bulunanların değil, mobil cihaz sahibi herkesin kullanabileceği bir platform olan Gedik Trader, ilk senesinde 30.000’in üzerinde kişiye ulaşmış durumda. Bu sayının önümüzdeki iki yıl içinde 100 bin kişiye ulaşacağını düşünüyoruz” dedi.

Onur Topaç sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki süreçte İstanbul Finans merkezi ve Varlık Fonu’nun da gerçek anlamda aktif hale gelmesiyle birlikte, sermaye piyasalarında ciddi bir hareketlilik olmasını bekliyoruz. 2018 yılında en önemli beklentimiz, halka arz hareketliliği ile birlikte uzun zamandır beklenen yatırımcı sayısında yaşanacak artış. 2018 yılından yeni ürün olarak en önemli beklentimiz ise kitle fonlaması tebliğinin işlev kazanması. Bu tür yenilikçi ürünlerin piyasaların gelişimine ciddi katkıda bulunacağına inanıyoruz.”

“Sermaye piyasaları büyümesi gereken bir kanal”

Gedik Yatırım Genel Müdür Metin Ayışık ise 2018 Strateji Raporu’nu yatırımcılara rehberlik edecek bir kaynak olarak gördüklerini ifade etti: “Bizimle çalışan ya da çalışmayan tüm yatırımcılara yol göstermek ve yatırımlarını sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlamak bizim için büyük bir sorumluluk. Çünkü sermaye piyasaları, ülkemizin finansmana erişim için büyütmek zorunda olduğu en önemli kanal. Hedeflerine emin adımlarla ilerleyen Türkiye’nin büyümesini sağlayacak başlıca kaynaklardan biri de sermaye piyasaları.”

Dünya ekonomisinin büyüme tarafında küresel krizden sonraki en güçlü toparlanmayı işaret ettiğine dikkat çeken Ayışık, “2018 yılında dünya büyüme performansında çok güçlü göstergeleri göreceğiz. Türkiye’nin en güçlü ekonomik göstergesi olan bütçe tarafında, genel bütçe disiplininin korunacağını düşünüyoruz. Önemli bir negatif şokla karşılaşılmadığı takdirde, TL varlıkların 2018 yılında da taşıdığı potansiyel ile cazibesini korumaya devam etmelerini bekliyoruz” dedi.

Türkiye ekonomisi şoklara karşı direncini kanıtladı

Rapora ilişkin bilgi veren Gedik Yatırım’ın Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, “Türkiye, 2017 yılında ilgili otoriteler tarafından ekonomi ve finansal piyasaları destekleme yönünde alınan yerinde önlemlerin katkısıyla, iktisadi faaliyette oldukça güçlü bir performans sergiledi. Bu durum, Türkiye ekonomisinin negatif şoklara karşın ne denli dirençli olduğunu en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir. 2018 yılında, geçtiğimiz yıl elde edilen yüksek ekonomik büyüme rakamlarının yakalanmasının kolay olmayacağı düşüncesindeyiz ancak büyümenin bir miktar yumuşak iniş gösterse de güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceğini değerlendiriyoruz. Türkiye ekonomisi açısından 2018’in bir dengelenme yılı olacağı ve genel iktisadi faaliyetteki olumlu seyrin korunacağı düşüncesindeyiz” dedi.

Gedik Yatırım 2018 Strateji Raporu’nda öne çıkan satırbaşları şöyle:

Piyasa tahminleri
BİST 100
Düşük-yüksek 99,500 – 135,000
Kapanış 130,000
Dolar/TL
Düşük-yüksek 3,55 – 4,10
Ortalama 3,87
Kapanış 4,02
Gösterge Tahvil Faizi
Düşük-yüksek 11,80 – 14,34
Kapanış 12,8
10 Yıllık Devlet Tahvili Faizi
Düşük-yüksek 11,00 – 13,00
Kapanış 12,00
TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi
Düşük-yüksek 11,00 – 14,25
Ortalama 12,8
Kapanış 12,0
Makroekonomik veri tahminleri
Ekonomik Büyüme
GSYH (cari, milyar TL) 3,502
GSYH (cari, milyar dolar) 905
GSYH (zincirlenmiş hacim, yıllık yüzde değişim) 4,0
Kişi Başına GSYH (bin dolar) 11,171
Enflasyon
Yılsonu TÜFE (yıllık yüzde) 9,0
Ortalama TÜFE (yıllık, yüzde) 9,8
Ödemeler Dengesi
Cari Denge (yılsonu, milyar dolar) -45,0
Cari Denge/GSYH (yılsonu, yüzde) -5,0
Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi
Bütçe Dengesi (yılsonu, milyar TL) -70,0
Bütçe Dengesi/GSYH (yılsonu, yüzde) -2,0
İstihdam
İşsizlik Oranı (yıllık ortalama, yüzde) 10,3

Türkiye ekonomisi

  • 2018 yılı büyüme tahmini %4 seviyesinde.
  • Normalleşme sürecine girilmesi ile birlikte, büyüme rakamlarından çok, büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği daha ön planda olacak.
  • Enflasyonun yılın ilk yarısında tek hanelere gerileme olasılığı bulunsa da ağırlıklı olarak düşük çift haneli seviyelerde seyretmesi ve son çeyrek itibariyle de yeniden tek haneli seviyelere oturmaya başlaması bekleniyor.
  • En büyük dış ticaret ortağımız olan Avrupa’daki toparlanmanın ve TL’nin bulunduğu seviyelerin getirdiği rekabet avantajının ihracatı destekleme potansiyeli sayesinde, cari denge/GSYH oranında ekstra bir bozulma olması beklenmiyor.
  • Benzer ülkelere kıyasla, Türkiye’nin en güçlü ekonomik göstergesi olan bütçe tarafında, gelecek dönemler için belirlenen hedefler yakalanabilir durumda. Genel bütçe disiplininin korunacağı düşünülüyor.
  • 2018 itibariyle baz etkisinin olumluya dönecek olmasıyla, enflasyon tarafında görülebilecek iyileşme eğilimi, tahvil piyasasını destekleyerek bankacılık sektörü açısından önemli bir katalizör işlevi görebilir. Bu durum, hisse senedinin yanı sıra diğer TL varlıklara olan ilgiyi de artırabilir.
  • Önemli bir negatif şokla karşılaşılmadığı takdirde, TL varlıkların 2018 yılında da taşıdığı potansiyel ile cazibesini korumaya devam etmeleri bekleniyor.
  • Dünya ekonomisi, 2008’deki son küresel krizden bu yana en güçlü toparlanmayı işaret ediyor.
  • Öyle ki küresel krizden bu yana en güçlü ekonomik büyüme performansı 2018’de yakalanabilir.
  • Krizle birlikte dünya ekonomisinde yaşanan kırılmayla başlayan yeniden inşa süreci, 2017 sonu itibariyle önemli ölçüde tamamlanmış durumda.
  • Hem oluşmakta olan “yeni normalin” getirdiği belirsizlikler hem de merkez bankalarının normalleşme adımlarıyla küresel olarak “düşük faiz – bol likidite” döneminin somut olarak sona ermekte olduğunu işaret etmesi, finansal piyasalar ve yatırımcılar açısından stres unsuru olarak algılanıyor.
  • Ancak, mevcut ekonomik ve finansal göstergelerdeki eğilimler ile merkez bankalarına yönelik beklentileri göz önünde bulundurarak, önümüzdeki normalleşme sürecinin korkulanın aksine çok daha yumuşak bir geçişe sahne olması ve küresel finansal koşulların 2018 yılında da genel olarak destekleyici olmaya devam etmesi bekleniyor.
REKLAM ALANI