Dolar 32,3228
Euro 35,0703
Altın 2.306,75
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

14-17 Nisan’da Rize İstanbul’da görücüye çıkıyor

14-17 Nisan’da Rize İstanbul’da görücüye çıkıyor
08 Nisan 2016 13:42
A+
A-

 

RİZE

 İstanbul’da yerleşik Rize derneklerinin önemli bir kısmının üye olduğu Rize Dernekleri Federasyonu RİDEF’in Rize Valiliğinin desteğiyle bağımsız bir ajansa düzenlettirdiği 9. Rize Tanıtım Günleri, 14-17 Nisan 2016 tarihlerinde Maltepe sahili etkinlik alanında yapılacak.

Kişisel olarak Rize ve Rizeli adına yapılmış, yapılacak doğru ve yararlılığına inandığım tüm aktivite ve oluşumlara zaman ve gücüm elverdiğince katıldım, destek verdim. En basitinden 30 yılı aşkın süredir yazıyorum, hemşerilerime istihdam ve iş yaratma konusuna özen gösteriyorum. Henüz yedek subay iken, yaş grubumdan kimseler yok iken 1987’de Rize Vakfı’nın kuruluş sürecine de katıldım. 2 yıl önce arkadaşlarımızla beraber kurduğumuz Rize merkezi temsil eden tek dernek olan RİMER ile de nerdeyse her hafta hemşerilerimiz için kayda değer aktiviteler gerçekleştiriyoruz.

Bu açıdan Rizeli kimliğimle son yıllarda Eyüp Feshane’de yapılan ve Rize adına çoğu yönleriyle tasvip edemediğim (“Feshane’nin Ardından” diye yazdım da http://www.halklailiskiler.com.tr/Feshanenin_ardindan..php ) panayır tarzı etkinliğe nazaran bu yıl daha iyi ve amaca yönelik hazırlanıldığını gözlemlediğim Rize Tanıtım Günlerini önemsiyor ve daha nezih yaşanabilmesi içinde destekliyorum. Umarım etkinlik sonrasında bu düşüncelerimden mahcup olmam diyerek neden pozitif düşündüğümü ifade etmeye çalışayım.

Birincisi her zaman ki ezberlenmiş yağmur, bulut, Ayder, yayla, atmaca, horon temalarının ötesinde konsept bu kez Rize insanının üzerine kurgulanıyor ve etkinlik alanında da bunu vurgulayacak detaylar sergilenecek. Diğeri de İstanbul Maltepe İlçesi sahilinde geçen yıl tesis edilen alan, bu tarz etkinlikler için çok daha optimal. Ve de bunca eleştiriden sonra (boşuna ticari kaygı, yıllık anlaşmalardan bahsedilmesin) Anzer Balını Maraşlı esnafın, bir diğerinin de İyidere Tulum peyniri satmayacak,  Rize’nin, Rizelinin temsil edilecek olduğuna inancımdır.

Bu inancım hafta sonu Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahraman Bey’in konuk olduğu Rize Tanıtım Günlerinin kahvaltılı lansmanında pekişti. RİMER olarak öğle saatlerinde Otizmli Çocuklar Festivalinde yer alacağımızdan toplantının sonuna arkadaşlarımla kalamadık ama etkinliğe dair epeyce fikir edinebildik. En çok mutlu olduğum önceki satırlarda vurgulamış olduğum üzere bu yıl afişe de taşınan etkinliğin konsepti, temasıydı.

“Doğal, coşkulu ve samimi insanların şehri RİZE, İstanbul’da”

Önceki yıllarda ki benzer organizasyonların temalarından “Doğa Turizminin Başkenti” sloganının haricindekileri sığ bulmuştum. Folklor dahil, hazırlanan videoları da neredeyse birbirinin aynıydı. Bu kez kahvaltılı lansmanda organizasyonu yürüten ajansın sorumlusu da kürsüde net cümlelerle bu yıl daha önce ihmal edilen kimliğimizin, kişiliğimizin işleneceğinin üzerinde durdu. Bu detayı önemsiyorum, çünkü Rize’den fazla nüfusa sahip olduğumuz İstanbul’da yöresel kimliğimizin doğru algılanmadığı konusuna dair çok gözlemim var.

Lise sonrası yıllarımın geçtiği İstanbul’da fiili gözlemlerim, muhataplıklarım ışığında ve de 2 yıldır RİMER kurumsalı olarak gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarda, en son 7-10 Mart 2016 tarihlerinde Bağlarbaşı Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirdiğimiz “Rizeli Ellerden Sanat Programı” çerçevesinde düzenlediğimiz sergi, Rizeli Kadınlar Programı ve konserde Rizeli olmayan dostlarımızdan en çok işittiğimiz, karşılaştığımız tepki, “Biz Rizelileri böyle tanımıyorduk” tarzında yoğunlaşıyor.

Türkiye’nin çimentosu olmakla övünen biz Rizeliler kendimizi yeterince ve doğru tanıtamadığımız gibi Rize dışında dış kültürle doğup büyümüş yüz binlerce hemşerimize de öz kültürümüzü taşıyamamışız. Muhlamacı ve kuru fasulyede sıkışmış kalmışız, feretikoyu bile taşıyamamışız. En basitinden Hemşin’i dışında tutuyorum, İstanbul’da Rize Horonunu oynayacak bir ekibimiz bile yok. Keza öğretecek hocalarımızda.

“Rize’yi tanıtım mi? Yoksa memleket hasretini giderme mi?”

Bu yıl ki tanıtım günlerinde mesafe alınacağına inanıyorum ama 2 yıl önce bu konuda yazdığım makalenin “Rize’yi tanıtım mi? Yoksa memleket hasretini giderme mi?” başlığının bugünde hala yanıtını bulamadığını düşünüyorum.

Konuya bir ürünün yönetimi, marketingi açısından baktığımızda ilk yapılması gereken ürün-hizmetin hedef kitlesinin belirlenmesidir. Galiba bu noktada profesyonelce adım atamamışız. “Doğal, coşkulu ve samimi insanların şehri RİZE, İstanbul’da” konseptinin vurguladığı ifade, Rizeli olmayan, Rize’yi ve Rizeliyi yeterince tanımayanlara yönelik olduğuna göre etkinliğin belli ki hedef kitlesi hemşerilerimizle sınırlı değil.

Bunu çelişki olarak algılamadan 9. Rize Tanıtım Günlerinin jenerik adına uygun olarak etkinliğin iki kanala, yanı Rizeli hemşeriler ve Rizeli olmayanlara da hitap ettiği, ziyarete beklendiği anlamını çıkaralım. Yöresel ürünlerimizi, kültürümüzü, değerlerimizi memleketine gidemeyen, havasını soluyamayan hemşerilerimize yaşatacak, biz Rizelileri hiç veya doğru tanımayanlara doğru tanıtacak, buluşturacak bir organizasyon olacak.

Anımsayalım, Rize kültürü ve turizminin tanıtımını ön planda tutmayı amaçlayan, ancak panayır havasına bürünen Feshane her zaman çok kalabalıktı. Ama bu aşırı izdihama rağmen etkinliğin Rize’yi tanıtma noktasında çok da etkili, verimli olmadığı izleniminde birleşmiştik dostlarımızla.  Hatta açılış konuşmasında Sayın Vali, Rize’yi tanıtmak için bu kadar zahmete gerek yoktu demişti. Haklıydı. Tanıtımda tanıtılacak lokasyon, ürün veya hizmeti tanımayana, tanımasının istendiği kişiye yapılması esastır. Bugüne değin Rize günlerinde görülen yoğun ziyaretçinin neredeyse tamamı bizdendi, yanı kendi kendimize pişirip yiyorduk.

Pazar günkü kahvaltılı lansmandan sonra RİDEF’in özellikle sosyal medyada yoğun bir tanıtım atağı başlattığını görüyor, hemşeri olarak çoğunluğumuz da paylaşıyor, destekliyoruz. Özellikle sosyal medya kullanan yüzbinlerce hemşerimize ulaşılabildiğini görebiliyoruz. Bu paylaşımlardan anladığımız Rize insanının karakteristik özelliklerinin ön planda tutularak hazırlanan konsept çerçevesinde Rize Kültürünün 4 gün boyunca Maltepe’de yansıtılacağı. Buna göre;

  • Ülkemizde son dönemlerde yaşanan terör olayları nedeniyle kalabalık ortamlara uzak duran insanımızı alınmış ciddi tedbirlerinde ışığında yeniden sosyal hayatın, normal hayatın içine çekilerek, terörden umarı olanlara Rizeli olarak korkmadığımız mesajını verilecek,
  • Nerdeyse milli yemeğimiz olarak tescillenen Muhlama aynı anda on binlerce kişiye 12 muhlama ustasının elinden ikram edilecek,
  • Farklılıklarıyla adından her daim söz ettiren Rizelileri ziyaretçilere hikayeleriyle, karakteristik özellikleriyle beraber tanıtmak amacıyla fuar için özel olarak yetiştirilen Çay Bahçesi, içerisinde 5 adet özel eğitilmiş Atmacanın yer aldığı Atmaca Evi, 3 Boyutlu Rize evlerinin olduğu stantlar, Ardeşen’in geleneksel ahşaptan hazırlanan dönme dolabı etkinlik alanında tesis edilerek bu sayede ziyaretçilere Rize’deymiş hissi verilecek, Rize’nin bir doğa turizmi kenti olduğu vurgusu pekiştirilecek,
  • Şüphesiz 4 gün boyunca ziyaretçilere Rize Çayı ikram edilecek, yöresel ürünler (umarım yöreselle sınırlı) sergilenecek, maalesef yine Çayeli’nden berisi – batısı yine ihmal edilerek Mozika – Armonika olmadan tulum ve kemençe eşliğinde horon oynanacak, yerel müzisyenlerin canlı performansları seyredilecek.
  • Yerel değerleri unutmadan ve bu değerleri kent kültürüne entegre ederek, kültürel farklılıkların zenginliğimiz olduğu güdüsü geliştirilecek,
  • Hemşerilerimizin yaşadığı İstanbul’da dayanışma, yardımlaşma ve kardeşlik duygularını canlı tutma adına bir araya getirilerek sılaya olan hasretleri giderilecek.

Her şey daha güzel, daha yaşanılabilir, kültürel değerlerine daha sahip bir Rize için olsun. 14-17 Nisan’da Maltepe’de görüşmek üzere.

Recep Ali Aksoylu

 

 

REKLAM ALANI